Bölüm - 9

178 10 0
                                    

"S-se-sen sinir bozucu bir güzelliğe sahipsin" dediğinde kaşlarımı inanamayarak havaya kaldırdıdım. Sanki birşey dememi bekler gibi bana bakıyordu fakat ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Tekrar konuştu;

"Sinir bozucu bir güzelliğe sahipsin fakat benim tipim değilsin. Bu yüzden benden umut falan bekleme." dediğinde güldü ve bana bakmaya devam etti. Gözümden istemsizce bir yaş aktı ve yere bakarak ağlamaya başladım. Ben ne zaman bu kadar dugusallaşmıştım ? Ben ağlamaya devam ederken Justin elini çenemin altına koydu ve yüzümü kaldırdı bana bakıyordu ve yine konuştu.

"Sen ağlıyor musun ? Üzgünüm bunu dememem gerekirdi." dediğinde gözlerimden hala yaş akıyordu. Kalbime bi ağrı girmişti. O haklıydı. Benden daha iyilerine laikti ve istediği her kızı ele geçirebilecek bir yakışıklılığa sahipti. Ona neden bu kadar bağlandığımı bilemiyorum ama bildiğim tek şey o asla benim olmayacaktı. 

"Gidebilir miyiz artık ?" diye sorduğumda kafasını onaylayarak salladı. Ayağı kalkktım ve arabanın önünde durdum. Arabayı açınca direk içeri girip oturdum. Onunla göz göze gelmemeye çalışıyordum. Ve hala gözümden yaşlar akıyordu. Çiftlik evine geldiğimizde tam arabadan inecekken eliyle bileğimi tuttu.

"İsabella." dedi ona dönüp baktım fakat hala göz göze gelmemeye çalışıyordum. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Karşılık vermediğim için daha sert öpmeye başladı. Sonunda karşılık verdım. Ellerini saçımda gezgiriyordu. Boş bir anında ondan uzaklaşıp hemen arabadan çıktım ve kapıyı sertçe kapattım. Ona dönüp bakmıyordum ama onunda arabadan indiğini biliyordum. Arkamdan hızlı bir şekilde yürüdüğünü fark ettiğimde koşarak evin içine girdim. Hala ağlıyordum ve görmemeleri için elimle yüzümü kapatarak odama doğru koştum. İçeriye girdiğimde kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım.

-JUSTİN'İN AĞZINDAN-

Eve girdiğimde tüm gözler benim istimdeydi. Onlara 'Önünüze dönün!' diye bağırmıştım ama hala beni duymamazlıktan gelip bakıyorlardı. Erkekler beni kolumdan çekip mutfağa getirdiler ve soru soran gözlerle bana baktılar en sonunda Brandon konuşmaya başladı.

"Ne yaptın ? Neden ağlıyordu o ?" dediğinde gözlerimi açarak konuştum.

"Ağlıyor muydu ? Ihm şey." dediğimde Brandon kolunu kaldırıp bana vuracakken Luck ve Alec onu sakinleştirdi. Brandon bu sefer bağırarak konuşmaya başladı.

"ONA SAKIN DOKUNDUĞINI SÖYLEME BAY BİEBER !  SENİ PARAMPARÇA YAPARIM!"

"Sakin ol ve dinle Brandon. Yine klasik abi triplerine başlama. Ben sadece ona çok güzel olduğunu ama benden umut beklememesi gerektiğini söyledim. Ona tipim olmadığını söyledim. Onu sikecek halim yok. Sadece arabada özür amaçlı dudaklarından öptüm bu kadar." dediğimde Brandon biraz rahatlamıştı fakat hala sinirliydi. 

"Ben Bels'in yanına gidiyorum." diyerek mutfaktan çıktı.

-BELLA'NIN AĞZINDAN-

Odamın kapısı çaldığında gözlerimi hafif araladım. O kadar çok ağlamıştım ki gözlerimin şiştiğini hissedebiliyordum.

"Kim ordaki?" diye sorduğumda Brandon'ın sesini duymuştum. Ona gelmesini söyledim. Aslında bu durumda sadece onunla konuşabilirdim. 

"Küçük prensesimiz ağlamış mı bakalım. Gözlerin kızarmış ve şişmiş Bels. Sence o piç buna değer mi.?"  dediğinde kafamla onaylayarak yorganın içine kaçtım. 

"Tı tı tı. Değmez Bels. Değmez." dedi. Ve tekrar konuşmaya başladı.

"Şimdi ağlamayı kes ve uyu. Yarın herşey düzelecek. Söz veriyorum." dedi kafamı tamam anlamıyla sallayarak gözlerimi kapadım ve uyumaya çalıştım.

-09:34-

Uyandığımda belimde bir el hissettim. Dönüp arkama baktığımda Justin beni belimden sarmış uyuyordu. Elini belimden çektim ve onu yanağından öptüm biliyorum beni sevmiyordu ama böyle çok tatlı duruyordu. Öptükten sonra yatakta oturma pozisyonuna geçtim. Tam ayağı kalkacağım sırada Justin beni bileğimden yakaladı. Ona dönüp 'Ne var' bakışı yaptığımı anlayacak ki konuştu.

"Hiçç. Sadece uzan ve biraz daha uyuyalım." 

"Olmaz. Uyandığım zaman bir daha uyuyamam"

"O zaman benim uyumamı bekle ve o zaman kalk. Olmaz mı ?" dedi. Kafamı tamam anlamında salladım ve yatağa tekrar uzandım. Beni yendine çevirmişti. Saçlarıma kafasını gömdü. Bu sırada bende onun kokusunu doya doya içime çekmekle meşguldüm. Başını kaldırıp bana baktı ve alnımdan öptü. Yavaşça aşağıya doğru iniyordu. Yanağımdan ve burnumdan öptü. Tam dudağumda öpeceği sırada kafamı göğüsüne yaklaştırdım ve öpemedi. Kıkırdayarak konuştu.

"Pekala keyfin bilir benim uykum kaçtı aşağıya inip film izleyelim mi ?" dediğinde başımla onaylayarak yataktan kalktım. Justin film seçerken bende terasa çıktım. 

"Hadi gel filmi açtım." dedi

"Pekala bekle şunu içip geliyorum. Gel sende iç." dedim. Yanıma geldiğinde sigara paketimi çıkarıp sigarayı ve çakmağı uzattım. Sigarayı aldı ama çakmağı almadı. Bunun yerine ağzımdaki sigarayı alarak kendi sigarasını yaktı ve bana geri uzattı. 

"Dün için üzgünüm. Aslında sen gerçekten tam tipime göresin." dedi ve sırıttı.

"Ne gerek var ? Ben zaten sana seni sevdiğimi söylememiştim. Boşu boşuna özür diledin." Dedim. Evet yalan söylemiştim. Ona sırılsıklam aşıktım ben. 

"Peki dün neden ağladın peki ?" dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Düşün Bels düşün. Heh buldum.

"Eski sevgilimi hatırlattın o kadar. Yoksa seninle bir işim olmaz." dedim ama inanmışa benzemiyordu. Sadece tamam dedi ve sigarasını içmeye devam etti. Ben sigaramı söndürüp içeri girdiğim sırada koltukta Amy ve Robert'ı gördüm.

"İki sattir sizi bekliyoruz. Madem film açıyorsunuz neden bizi uyandırmıyorsunuz. A-a ayıp çok ayıp hıh." dedi Amy. Bunu dediğinde güldüm ve koltuktaki yerimi aldım. Justin'de içeri girdi ve filmi başlatıp yanıma oturdu.

"Eski sevgili. Hmm." Dedi ve filme döndü. Sana inanmıyorum demenin bir yoluda bu işte. Anlamamazlıktan geldim ve filme odaklandım. 

EVEET TEOG YAZILIM TABİKİ BERBATTI :D DAHA UZUN YAZMAYA ÇALIŞTIM BELKİ DİĞER BÖLÜMÜDE BUGÜN YAZABİLİRİM. AMA BELKİDE YARIN YAZARIM Bİ FİKRİM YOK :D.

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin