Bölüm - 18

174 10 1
                                    

Bir anda her yer siyahın zıttına büründü. Yanımda Justin belirmeye başlamıştı. Konuşuyordu. Sadece konuşuyor ve susmuyordu. Hep aynı şeyleri söylüyordu. 'Benim suçum' diyordu. 'Özür dilerim. Seni koruyamadım bebeğim' diyordu ve çok çaresiz gözüküyordu. 'Lütfen, lütfen geri gel. Bunu başarabilirsin. Ayakta kal bebeğim. Benim için bunu yap.' o bunları söylerken ona doğru koşmaya başladım fakat başarısızdı. Ne kadar koşarsam koşayım o benden uzaklaşıyordu. Sadece 'Geri dön' diyordu. Canım yanıyordu, fazlasıyla. Arkamdan bir ses geldi o tarafa döndüğümde şok olmuştum.

"Kızım uzun zaman olmadı mı ? Hadi gel artık yanımıza." Babam konuşuyordu. Hiç değişmemişti. 'Buraya gel' diye bağırıyordu ama Justin'de beni çağırıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Üzgünüm baba, şimdi değil. Elbet birgün tekrar bir arada olacağız... Etraf tekrar kararmaya başlamıştı. Nefes alıyordum ama gözlerim hala kapalıydı.Gözlerimi açamıyordum. Sanki bana birşey engel oluyordu.

-JUSTİN'İN AĞZINDAN-

"Şu lanet pansumanı hemen bitirin !" diye bağrıyordum hemşirelere. Her yerim morarmıştı. 

"Az kaldı efendim." diye konuştu karşımdaki hemşire. 

"Azınızı sikeyim. Benim hayatım zaten ölüyor !" dedim ve bir anda sandalyeden kalktım. Hemşireler her ne kadar arkamdan bağırsada umursamadan Bella'nın kapısından bir doktorun çıkmasını bekledim. Herşey benim suçumdu. Ona bakamadım. Brandon mı ? Biz ambulansı beklerken Amy'le beraber kaçtı. Ambulans ve polisler geldiğinde Bella'yı ambulansa koyup önden gittiler. Polisler benim ifademi aldklarında suçsuz olduğumu anladır fakat yinede Bella uyanırsa onada soracaklardı. Kendine gel Justin ! Uyanırsa diye birşey yok uayanacak. Umudunu yitirme. Kaç gündür yoğun bakımdaydı. Annesine söylemedim. O sadece okul için kamp'a gittiğini sanıyordu.Acı çekiyordum. 

*

Günler birbirini kovalıyordu. Buradaki 9. Gündü. Asla yanından ayrılmadım. Artık yoğun bakımda değildi. Normal odaya almışlardı. Doktorun dediğine göre hayati tehlikeyi atlatmıştı. Arada bir Renee gelip ağzıma yemek tıkıyordu oda zorla. Bugünde bizimkiler burdaydı. Luck,Renee, Alec, Robert. Bana destek olmaya çalışıyorlardı ama onlarda içten içe yanıyorlardı. Renee gergün ağlıyordu ve susturana kadar canımız çıkıyordu. Doktor beni yanına çağırdı. Yanına gittiğim zaman bana önemli birşey söyleyeceğini ve arkadaşlarıma alıştıra alıştıra söylememi istedi. Az önce odadan çıktım ve bizimgilerin yanına gittim.

Avril Lavigne - Keep Holding On açıp okuyun

"Dostum iyi misin ?"

"Ne söyledi doktor ?"

"Justin rengin neden soldu?"

"LANET OLSUN NE OLDUĞUNU SÖYLE ARTIK !" Hepsi birden soru sormaya başlamıştı fakat aklımdaki tek şey doktorun söylediği cümlelerdi.

"Bella.. O şey.." Lafımı tamamlayamadan Rene ağlayarak konuşmaya başladı.

"ÖLDÜ MÜ ! AMAN TANRIM !"

"Ha-hayır sakin ol Renee o ölmedi." derin bir nefes aldım ve hepsini bir anda söylemeye karar verdim. 

"Doktor bana 'Eğer 5 gün içinde uyanmazsa fişini çekeceğiz' dedi." bu lafımla beraber Robert'ın yüz tepkiside aynı benimki gibi oldu. Korkuyordum. Fazlasıyla korkuyorum. 

-BELLA-

Kaç gündür buradaydım ? 5-10-15 veya 20 ? Bilmiyordum. Bildiğim tek şey her yerin karanlık olamsıydı. Gözlerimdeki ağırlık bugün yavaş yavaş azalıyordu.Her geçen saniye göz kapaklarım hafifliyordu.

-JUSTİN-

Dışarı çıkmam için zorda olsa ikna etmişlerdi. Kaç gündür o lanet, yavaş yavaş insan öldüren hastaneden kafamı bile dışarı çıkarmamıştım. Herkes Bella'yı bekleyeceğini söyledi ve beni yolladılar. Arabaya bindim ve kafa dağıtacak şeyler aradım. Ama ilk önce eve gidip üstümdeki şeyleri değişmem gerektiğini düşündüm. Eve gittim ve şarjı bitmiş telefonumu şarja taktım. Neredeyse rengi solan saçlarımı yıkadım. Son olarak yanıma birkaç eşya aldım ve evden çıktım. 

-BELLA-

Karanlık azalıyordu. Her geçen saniye hızla azalıyordu. Uyanıyor muydun yoksa tamamen dünyadan siliniyormuydum bilmiyorum. Tek istediğim şey Justin'e son kez sarılabilmekti. Sahi acaba ne yapıyordu ? İyi miydi ? Bir fikrim yok fakat acı çekiyordum, hala. Her nefesimde göğüs kafesim acıyordu. Nefes almayı bırakmak istemiştim fakat Justin'e olan duygularım ağır bastı.

-JUSTİN-

Sahile indim ve kumlarda oturarak aldığım biradan yudumlamaya başladım. Kısa süre içinde yanıma Bella'ya benzeyen bir kız geldi. 

"Sen iyi misin ?"

"Oradan bakınca nasıl gözüküyorum ?"

"Yıkılmış ?"

"Tam anlamıyla berbat hissediyorum."

"Yardıma ihtiyacın var mı ?" dediğinde nedenini bilmiyorum ama dudaklarına yapışıp adını bilmediğim kızı öpmeye başladım. Bu acı veriyordu. Kız bana karşılık verirken bir anda durdu.

"Adın ne ?"

"Justin. Justin Bieber. Ya sen ?"

"Roseliyn." dedi ve dudaklarıma yapıştı. Bunu yaptığım için pişmandım. İçimde çok kötü bir his oldu. Bella'yla tanıştığımdan beri ilk defa bu duyguları tadıyordum. Aşk, üzüntü, suçluluk, korku. Eskisi kadar güçlü değildim. Biz öpüşmeye devam ederken telefonum çaldı.

"Bunu açmam gerekiyor." dediğimde başını salladı ve bende telefonu açtım.

"Evet Luck ?"

"Dostum hemen gel. Bella uyandı."

"Şaka yapmanın sırası değil Luck."

"DOSTUM ŞAKA DEĞİL BURAYA GEL !"

Hemen telefonu kapattım ve Roselyn'e birşey demeden ayağı kalktım. O bana arkamdan bakmaya devam ederken arabaya bindim ve hastaneye sürdüm.

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin