Sezon Final

160 10 1
                                    

Neredeyse 1 haftadır yatağımdan çıkmıyor ve doğru düzgün yemek yemiyordum. Justin bana habire bir ne olduğunu sorsa da birşey diyemiyor ve konuyu değiştiriyordum. Ne söyleyebilirdim ki ? 'Rüya gördüm, ailenle tanışıyordum. Çok güzel giyinmiştik. Bir sürü kişi vardı. Bana EVNENME TEKLİFİ ediyordun' mu ?

Eğer Justin'i biraz tanımışsam bunu duyunca kıçını açıp güleceğini biliyordum.

O rüyadan sonra psikolojim gerçekten mahvolmuştu. Sanırım abartıyordum. Böyle şeyler olmayacağını bildiğim halde hayalini kurmam bile beni zayıf gösterirdi. İç çektim ve kendi kendime söylendim.

'Neyse ki hayal kurmak bedava.' 

Sızlanarak yattığım yatağımdan kalktım. Gerçekten kendimi toparlamam gerekiyordu. Terliklerimi ve geceliğimi vücudumla bitinleştirdikten sonra odadan çıkmak için kapıya doğru yürüdüm. Banyo kapısını açıp ellerimi ve yüzümü güzelce yıkadıktan sonra yuruladım ve banyodan da çıktım. Sanırım son 1 haftadır üşenmediğim tek şey buydu. 

Aşağı kattan gelen televizyon sesini duyduğum zaman Justin'in evde olduğunu anladım.

Merdivenleri teker teker inerek mutfağa doğru yol aldım. Sanırım bu boş mide birşeyler yemek için can atıyordu. Buzdolabını açtım ve içine gözlerimi büyüterek baktım. Hiçbir şey yoktu. Cidden bu ev ben birşey yapmadığım zaman bana muhtaç kalıyordu. Dolabin kapağını kapatıp su almaya döneceğim sırada masanın üzerinde birşey gördüm. 

Pizza.

Sanırım karnım 2 dilim pizzayla idare edebilirdi. Masaya oturup elime bir dilim aldım ve küçük ısırıklarla yemeye başladım. 

Gerçekten o bir rüya değilde kabus gibi birşeydi. Düşünsenize deliler gibi sevdiğiniz bir adam size evlilik teklifi ediyor. Sabah hiçbir şey olmamış gibi uyanıp hayatınıza devam etmeniz gerekiyor. Aslında böyle birşey yaşayıp hayatına tekrar olmamış gibi devam eden bir kız var mıdır bilemem. Gerçekten berbat bir duygu. Herşeyin rüya olduğunu öğrendiğiniz o zaman, kabustan daha beter.

Sonunda yemeğim bitmişti. Masadan kalkıp ellerimi yıkamak için lavoboya döndüm. Ellerimi yıkarken sıcak, yumuşak bir çift el belimden bana sarılmıştı. Bunu hisseder hissetmez çığlığı basmam bir oldu. 

"Sakin ol, benim." 

Bu tanıdık ses beni rahatlatmaya yetmişti bile. Derin bir nefes aldım ve ellerimi ellerinin üzerine koydum. Nefesini boynumda hissettiğim an tüylerimin dikenden öte birşey olduğunu hissettim. Bir kızı nasıl etkileyeceğini cidden iyi biliyordu.

"Bels. Sen gerçekten iyi misin ? Bana anlatmadığın, anlatamadığın şey ne ? Belki yardım edebilirim bebeğim."

Hayır yardım edemezsin. Daha çok üstüme gelir ve psikolojimi daha çok bozarsın.

"Ş-ey sorun yok. İyiyim ben gerçekten." Belimi saran sıcak kollarından kurtularak ona doğru döndüm. Yüzünü özlemiştim.

Yüzünü çok özlemiştim.

Kokusunu.

Her şeyini özlemişim. 

Kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarıldım. Ağlamamak için gözlerimi kapattım. Ayağımın zeminle olan temasının kesildiğini anlamam fazla uzun sürmedi. Yinede yüzümü boynunun girintisinden çekmeye tenezzül etmeden ona sarılmaya devam ettim. Salona geçtikten sonra koltuğa oturdu ama beni yinede kucağından indirmedi. Sol dizine oturtmuştu beni. Eli ile yüzümü kavrayıp ona bakmamı sağladı.

"Cidden İsabel. Ne olduğunu öğrenmeye hakkım var." Haklıydı. Hakkı vardı ama bunu söyleyemeyeceğimi de biliyordum. "İsrar etme küçüğüm." 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin