VII

439 28 4
                                    

"Sen burayı çok sevdin galiba."

Miran, Reyyan'ın mesajını alır almaz direkt parka gitmişti. Reyyan'ı görünce sırıtarak ona doğru yaklaşmaya başladı. Bu, Reyyan'ın sinirlerinizi oynattırsa da psikopat işte, ne olacak ki düşünüp salmıştı. Şimdi zaten başka şeyler için onu azarlayacaktı. "Sen ne yaptığını zannediyorsun?" Miran durup anlamsızca baktı ona. Ardından güldü. "Ne yapmışım?" Onu bu halleri Reyyan'ı hem şaşırtıp, hem sinirlendirmişti. Nasıl böyle davranabiliyordu? Az önce yaptıklarını hiç mi umursamıyordu?

"Ne mi yapmışsın? Hakkaten ya, sen ne yaptın ki ben o avluda ağlayıp sana sinir olayım değil mi?"

"Evet, ne yaptım ki?"

"Benim rızam olmadan benimle evlenmek istedin!"

"Ee ne varmış bunda? Yoksa sen benimle evlenmek istemiyor musun?"

"İstemiyorum!"

Miran dik dik Reyyan'a baktı. Gözlerinin içini görmek istiyordu. Gerçekten de demek istediğinin bu olup olmadığını bilmek istiyordu. Reyyan, aniden bağırdığı için etraftaki insanların dikkatini üzerlerine çekmişti. Kendini toparlayıp içinden sabır diledi. Miran, etrafa kısa bakış atıp tekrar Reyyan'a döndü. "Evet, dinliyorum. Anlat ne anlatacaksan. Neden bize geldin?"

"Seni istemeye."

"Miran seni öldürürüm!" Miran gülerken Reyyan sinirle parmağını ona doğru salladı. "Benimle sakın dalga geçme! Anlat!"

"Tamam tamam, anlatacağım. Gel oturalım şöyle."

"Etrafta top oynatan yok herhalde. Çünkü ikinci kez aynı olay yaşanırsa, bu sefer akıl hastanesine kaldırılacağım." Miran gülüyordu, Reyyan göz deviriyordu. Banklardan birine oturdular. Miran, neyden başlayacağını düşünürken Reyyan daha da sinirleniyordu.

"Yav hadisene! Öldük dirildik burada."

"Tamam, anlatıyorum işte. Sen ne kadar sinirli bir şeymişsin ya. Neyse, biz asıl konumuza gelelim. Hani sen bana hayatını anlatmıştın ya?"

"Evet. Sayende anlattığımıza pişman olduk."

"Yav bir dur, bir sus. Ben sana demiştim, bu işin peşini kolay kolay bırakmayacağımı söylemiştim. Sen bana inanmadın. Al işte, olan oldu."

"Nasıl yani? Anlamadım."

"Yanımda getirdiğim çocuk, Cemil. Benim en yakın arkadaşım. Güvendiğim, inandığım tek kişi. Gittim ona her şeyi anlattım, böyle böyle dedim. Tabi şaşırdı o da."

"Ne yaptın, ne yaptın?!! Sen benim hayatımı bir başkasına mı anlattın?!"

"Reyyan bir susar mısın lütfen? Dedim ya, güveniyorum ona. Anlatmaz kimseye. Ayrıca konumuz bu değil şimdi. Sonra dedim ona bu kızı oradan çıkartacağım dedim. Onu o zülümden kurtaracağım, mutlu olmasını sağlayacağım dedim. Sonrasında işte kurduğum planı anlattım ona. Tabii o ilk önce kabul etmedi. Şöyle işler olur, böyle olur deyip durdu. Ama eninde sonunda ikna edebildim. Ardından gittim amcanın yanına, seni çok sevdiğimi falan filan söyledim. Seninle evlenmek istiyormuşum. O da uzun uzun konuştu benimle bu konuyu ama inkar etmedi. Sonra da işte size geldik."

"Ve sen bununla gurur mu duyuyorsun? Saçma sapan bir plan kurduğun yetmiyor, birde amcamı kandırmışsın Miran. Ya bu iş ortaya çıkarsa? Seni yaşatmazlar biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum. Çıkmaz, merak etme."

"Yok, hayır. Böyle bir şeyi hayatta kabul edemem. Cık, olmaz."

PARAMPARÇA  (ASKIYA ALINDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin