-21-

3.2K 219 177
                                    

Tae: tamam. Şey ben seviyorum...

Eun mi: ne!? Ne dedin???

Tae: ah hadi ama neyini anlamadın eun mi seviyorum dedim.

Beynim yanmıştı sanki bu da neydi şimdi!??

Eun mi: bir dakka kimi seviyorsun?

Tae: seni.

Eun mi: ne cidden mi!?

B-beni mi seviyor!?

Tae: evet cidden seni...

Tae: şaka şaka ahahahaha başkasını seviyorum.(herkesss eun mi yi sevdigini düşündü degil miii dürüst olun djjdjd)

Tae birisini mi seviyordu?? Ama kimi?? Hem ne ara sevmeye başladı? Neden seviyor?? Off ben neden başkasını sevmesini kafama taktım ki yha...

Eun mi: Ah cidden böyle şaka mı olur yha!? Hem bunu bana neden söylüyorsun ki?

Tae: hiç sadece söylemek istedim çünkü...

Sanki söylemek istemiyormuş gibi başını egdi.

Eun mi: çünkü??

Tae: çünkü... ben seni mühürledim ya?

Beni mühürlemesiyle BAŞKA birisini sevmesinin ne alakası vardı ki...

Eun mi: evet mühürledin??

Tae: işte sende ki mührü bozacagım eun mi yani artık özgürsün.

Dedi gülerek. Ben ise gülmemiştim ama neden ki??? Normal de buna sevinmem lazım degil miydi? Ah cidden aniden böyle dedigi için böyle hissettim bence yani normalde bu güzel bişey kurtuldum artık bu mühürden.

Eun mi: peki..

Tae: ama şimdi bozamam mühürü sınıfta o yüzden gece senin eve gelirim ben. Neyse ders başlıcak sen sırana git.

Gece mi mühürü bozacaktı? Bu baya erken degil miydi? Aman erken olması daha iyi zaten... başımı iki yana sallayıp sırama gittim.

Hoca gelmişti ve dersi işlemeye başlamıştı ama hiç dersi dinleyesim yoktu...

Başımı cama çevirip dışarıyı izlemeye başladım. Aklımda bi soru vardı ve bu soru binlerce soru getiriyordu arkasından. Tae kimi seviyordu? Bu sınıftan mı acaba? Neden mühürü mü bozuyor ki? Yada mühürü nasıl bozacak? Of neden bu kadar çok kafaya taktım ki bunu ben?

Düşünmeyi kesip kafamı sıraya gömdüm. Sanki bu duruma üzülmüş gibi davranıyordum. Hah niye bu duruma üzülüyorum ki ben aptalmıyım boşuna üzüleyim!
Ah bu düşüncelerden kurtulmak zordu.

Tenefüs zili çaldıgında ben hâlâ sıramda başımı gömmüş bir şekilde duruyordum.

Bütün gün sırada uyumuştum kimse gelip beni uyandırmamıştı. Neyse son dersin bitiş zilinde uyanmıştım. Sınıftan herkes gidince ben eşyalarımı toplayıp sınıftan çıktım.

Okul çoktan boşalmıştı ama böylesi daha iyiydi bence çünkü herkesin arasında sıkışarak yürüyecegine böyle rahatça gidebiliyordun...

Okuldan tam çıkacakken tae yi görmüştüm.

bir kızla beraber okulun içinde ki bankta beraber oturuyorlardı.

Bu kızda kimdi? Arkadaşıdır ya... başka kim olacak ki yani...

O an iç sesim devreye girmişti.

İç ses: ne arkadaşı be sen anca kendini kandır. kesin sevgilisidir.

Eun mi: ama... dogru söylüyorsun sevgilisidir.

iç ses: noldu üzüldün mü yoksa sen?

Eun mi: yoo ne üzülmesi be

İc ses: sus yalan atma resmen üzülmüşsün sen. Yoksa onu mu seviyorsun...

Eun mi: ben mi üzüldüm?onu mu seviyorum... ama üzülmüş olabilirim ama azıcık ama sevmiyorum.

İç ses: bu dedigine sen inanıyor musun??

İç sesim haklıydı sanki çünkü bu dedigime ben bile inanmamaya başlamıştım...

Eun mi: bilmiyorum ben galiba onu seviyorum...

İç ses: o zaman onun seni bırakmasına yani mührünü bozmasına izin verme!

Eun mi: ama nasıl yapçam bunu??? Gece evime gelcekmiş.

İç ses: eun mi-ahhh az kafanı çalıştır o eve gelcek gece ama sen eger evde olmazsan mührü bozamıcak;)

Eun mi: waoh iç ses senden ilk defa mantıklı bir fikir geldiiii

İç sesimi ne zaman dinlesem başıma gelmeyen kalmıyordu ama bu sefer dedigi baya mantıklıydı..

İç ses: hey bu bir hakaret mi yha!?? Of sinirlendirdin bak beni hah ben gidiyom!

Eun mi: bye bye.

İç sesim sustugunda asık suratım ile tae güle son kez baktım. Tae onun elini tutmuştu o an. İşte bu kalbimi acıtmıştı. Beni sevmiyordu ama ben mührü bozmaması için çabalayacaktım ne saçma ama... ama yinede pes etmeyecektim tamam beni sevmeyebilir ama mührü bozmasına izin vermeyecektim... yani bozmaması için çabalayacaktım...

Ama eve gitmezsem nereye gidicem ben?? Okulda mı kalsam acaba? Ögretmenler sonuçta hep bize okulun ikinci evimiz oldugunu söylemiyorlar mı o zaman kalmamda sakınca yok... ama güvenlik var beni görürse kızar... ah sokakta kaldım desene...

Tae ve o kızı daha fazla seyretmemek için okuldan çıktım. Boş sokaklarda boş boş yürüyordum... kalbim acıyordu... insanın kalbinin acıması aşık oldugu anlamına mı geliyordu...

Saat epeyce geç olmuştu ve hava kararmıştı... yürümekten ayaklarımda derman kalmamıştı.
En sonunda durup dinlenmeye karar verdim. Bi parkın önünde durmuştum. Parktaki banka oturup etrafı izlemeye başladım.

Eun mi: acaba evime gelmişmidir şimdi?? Yada beni evde bulamayınca benim için endişelenmişmidir? Ah aptal eun mi senin için niye endişelensin ki sen onun neyisin ki sevgilisi mi? Hayır. Sevdigi mi? hayır.

Uykum gelmişti ama uyuyamıyordum çünkü bu saatte parkta tek başıma bi kız oturmam tehlikeli ama gidecek yerim yok napayım o yüzden bütün gün uyumamalıyım başka çare yok...

Gece saat 04:30'tu daha fazla uyanık kalmaya dayanamıyordum.. gözlerim acımaya başlamıştı. Yavaşça gözlerimi kapatıp uyumaya başlamıştım artık...

***

Omzuma katılan el ile uykumdan uyanmıştım... bu el kimindi!? Içimi korku kaplamıştı...

Yavaşca banka gömdügüm kafamı kaldırdım... gözlerimi açmaya korksamda açmıştım. Bu kişi arkamda duruyordu ve bende arkamı dönmeye korkuyordum dogrusu...

Arkamı yavaşca dönüp omzumda ki elin sahibine baktım...(kim oldugunu yb de söylerim artıkkk dbdbbs)

Darling WampireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin