Avını kaçırmış iki vahşi hayvan gibi öfkeli olan hastalıklı insanlar, Doktor Yuliya ve Yüzbaşı Furkan'ı yakalayamamıştı ama bazı şeyleri algılama konusunda kendilerini geliştiriyorlardı. Arama kurtarma ekibi olan 5. Ekibe ulaşmak için çıktıkları, aracı parçalıyorlardı.
Yüzbaşı tetik parmağını tetiğe getirdi. Kendisini kurtaran ekibin zor durumda ve yardım bekledikleri aklına geldi. Yuliya hiçbir şey düşünmüyor sadece yüzbaşı Furkan'ın yapması gereken hamleyi izlemekle yetiniyordu. Yüzbaşı nişan aldı ve ateş etti. Iskalamıştı. Artık hastalıklı beyinlere sahip olan, bir zamanlar masum insanlar onları farketmiş ve arabayı bırakmıştı. Doktorun ve yüzbaşının üstüne doğru koşuyorlardı. Yüzbaşı hiçbir tedirginlik yaşamadan silahı otomatiğe almıştı. Silahtan 10 mermi çıkmıştı. 10'u da iki hastalıklı insanı öldürmeye yetmişti. Sıcak kanın zemin ile buluşması saniyeler içinde gerçekleşmişti. Araç çok fazla hasar almadan kurtarmışlardı. Sadece artık camları yoktu. Yuliya;
-10 kurşun.
Dedi Yüzbaşına yere düşen boş kovanlara bakıyordu.
-İnsanların bizi öldürmesini engelliyor. Gidelim burdan daha fazla vakit kaybetmemeliyiz.
Yüzbaşı arkasında duran Yuliya'yı onaylamak için arkasına döndü. Dönmesi ile ani bir hareket ile Yuliya'yı sürüklercesine arabanın olduğu yöne doğru çekti. Gördüğü manzara karşısında gözbebekleri büyümüş ve bu güne kadar hissetmediği korkuyu iliklerine kadar hissetmişti. Daha bir önceki şoku atlatamadan ikinci şokun gelmesi kısa sürmüştü. Silah sesini duyan birçok ucube asker peşlerine takılmıştı. Onlar hasta insanlardan daha güçlü ve daha kurnazlardı. Arabaya yetişmeleri ve burdan kaçmaları tek kurtuluşlarıydı. Yuliya Furkan'ın güçlü çekişi ile arkasına dahi bakamıyordu. Furkan Yuliya'nın kolunu öyle sıkı tutmuştu ki Yuliya acı hissediyordu ama Yuliya için şu an o acı daha sonra yaşabileceği acı karşısında hiç bir şeydi. 5 dk önce vurmuş oldukları yerde yatan cesetlere gelmişlerdi. Ağaçlar arasında çevik manevra yapan askerler arayı kapatıyordu.
Yuliya sürüklenircesine Furkan yüzbaşının arkasından geliyordu. Araca sadece 3 metre kalmıştı. Vahşi askerler arayı kapatmış ve avları olan Yuliya ve Furkan ile arlarında 2 metre kalmıştı. Yüzbaşı son var gücü ile Yuliya'yı aracın şöför kapısına doğru itti. Yuliya kapıya varmıştı. Kapı kolunu titreyerek tuttu ve açtı. Yuliya araçtaydı. Yüzbaşı araca binmesi için son adımını atıyordu. Kükreme sesine benzer bir ses ile sol omuzumda soğuk eli hissetti. Refleksleri hala çalışıyordu. Ani bir manevra yaparak boynunda asılı olan silahın dipçiği ile omuzundaki elin sahibine dönerek kafasına darbeyi indirmişti. Daha fazla vakit kaybedemezdi. Yuliya aracı çalıştırmış ve yüzbaşının araca binmesini bekliyordu. Yüzbaşına hızlı ikinci hamle gelmişti ki, silahtan çıkan mermi hamlenin ulaşmasını engellemişti. Vakit kazanmıştı. Araca doğru döndüğünde silah sesinin Yuliya'nın silahından geldiğini farketti. Yuliya Furkan yüzbaşını 3. Kez kurtarmıştı.
-Yüzbaşı savaşı burda bitirmek istiyorsan önce benimle savaşmalısın.
Sözlerini söylerken peşlerinden gelen askerlere ateş etmeye devam ediyordu. Yüzbaşı araca binmişti. Yuliya elindeki silahı bırakarak gaz pedalına bastı. Arkalarında koşmaya devam eden askerler onlara yetişemiyordu.
-Mesafeyi daha fazla açmalıyız Yuliya sakın durma izimizi kaybettiriyoruz.
Yüzbaşı bir yandan arkasına bakıyordu. Yuliya aracın hızını daha da arttırdı. Uzaklaşmışlardı ama güvende değillerdi. Gitmeleri gereken yöne haritadan baktı Yüzbaşı ve Yuliya'ya yönelerek yaklaşık 2 kilometre sonra ana yola çıkmamız gerekecek dümdüz devam et dedi.
Yolu bulmuşlardı. Yüzbaşı Yuliya'nın yan koltuğuna geçmiş kırık olan camdan havanın kararışını seyrediyordu. Yuliya'nın yorgunluğu çökmüş güzel gözlerinden belli oluyordu. Furkan yüzbaşı kafasını çevirerek güzel doktora baktı ve doktorun yorgun yüzündeki ifadeyi farketti.
-Yorgunsun bana bırak ben sürerim.
Yuliya kırık camdan giren rüzgarın saçlarını dağıtmasını bir eli ile düzeltti ve yüzbaşına dönerek;
-o kadarda güçsüz biri değilmişim yüzbaşı.
Dedi ve ardından sözlerine ekleme yaptı.
-Senin gücün ve duruşun bana da umut oluyor Yüzbaşı.
Yüzbaşı kendini oturduğu yerden doğrulttu ve Yuliya'ya dönerek:
-O yüzden bu güçlü adamı 3 defa ölümden kurtardınız demek ki doktor.
Yuliya tebessüm ederken yüzündeki gamzeyi saklamıyordu.
-O zaman biraz da siz beni kurtarmaya başlayın. Arabayı kullanarak başlaya bilirsiniz.
Arabayı sağa çekti ve şöför koltuğundan indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyameti Gördüm- Yeni Dünya
FantasyYıl 2040; 3. dünya savaşı gerçekleşmişti. Bir çok canlı artık yaşamıyordu. Ülkeler tarihten silinmişti. Dünya nüfusu adeta bir arınmaya şahit olmuştu. Dünya acımasız yüzünü göstermişti. Belkide aldığı bu karar insanlığın devam etmesi adına gelişme...