Herkesin suratına siz mi yazdınız dercesine baktım ama herkes masum bir biçimde masam bakıyordu. Sanırım bu sınıftan değildi.
Masamda şuan kırmızı bir sprey boyayla 'SENİ SÜRTÜK, SEN SADECE BANA AİTSİN. 95.' yazıyordu. Kimdi bu cidden. ☆
2 ders geçmişti, kendimi odaklayamıyordum. Aklım hala masamda yazanlardaydı. Yazan şeyleri zor da olsa silmiştik. Ama onlar masama degil kalbime de yazılmıştı.
Kim bana sürtük diyecek kadar nefret kapabilirdi? ☆
Tenefüste Namjoon gelmişti ve onunla beraber de konuşmuştuk. O da çok şaşırmıştı bu duruma. Her neyse eninde sonunda ortaya çıkacaktı.
Kantine uykumuzu açması için kahve almaya iniyorduk. Aklımda hala saçma sorular vardı. Jimin'i hala seviyormuydum? Hayır! Gerçekten ona karşı eskisi kadar yoğun duygular beslemiyordum tabiiki. Ama ondan intikam almak istiyordum. Onu kıskandırmak istiyordum. (arkadaşlar bu arada okul kıyafetleri yok, sadece özel günlerde forma giyiyorlar, ögretmenler günü vs.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün biraz fazla güzeldim ve kıskandırmanin tam zamanıydı. Kafamı sağıma çevirdigimde Namjoonun da ne kadar iyi gözüktüğünü gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ama ne yapacaktım hiç bir fikrim yoktu. Sonunda onun gozleri de benimkilerle bulustugunda kalbim çok hızlı atmaya başladı. Tam o anda önümde bir merdiven oldugunu farketmedim ve yere kapaklandım. Yani kapaklanacağımı sandım.
Namjoon beni belimden kavramıştı ani bir refleksle. Şuan o kadar iyi bir pozisyonda degildik.
Ne kadar bakıştık, ne kadar süre o pozisyonda kaldık bilmiyorum ama Namjoon gerçekten güzel bakıyordu. Onu farketmiştim.
En sonunda Jimin yanımızdan geçip gittiginde kendime gelmistim. Hafifce kolunu sürtmüştü geçerken de. Namjoon da benim gözlerim Jimin'e kayınca belimi bırakmıştı.
Onun peşinden bakmaya devam ediyordum ki bir anda arkasını döndü ve farklı bir yöne doğru gitmeye başladı. Giderken gözleriyle bana 'gel' der gibi yapmıştı. Ya da bana öyle geliyordu.
Gittim.
Gittiği yöne gittim.
Ama gittiği yönde sadece 12. Sınıfların sınıfları vardı ve kızlar tuvaleti vardı. Bütün sınıflara baktım. Hiçbirinde yoktu. Sanırım hayal görmüştüm. Zihnim oyun oynuyordu.
Tuvalete yüzümü yıkamaya girdim ve aynada kendimi gördüm. Makyajım şekilsiz duruyordu. Hemen suyla akan yerleri sildim. Ve eski haline yani güzel haline getirdim.
Sonra bir anda gözlerim dudaklarıma kaydı. İstemsizce okşamaya başladım. Aklıma Jiminle öpüştügümüz anlar geldi ve hafifçe sırıttım. Şuan karşıdan aptal gibi gözükebilirdim. Ama aklımda canlananlar güzel seylerdi.
Zihnimden geçen şeyleri bölen şey Jimin'in "Beni düsünerek mi dudaklarını okşayıp sırıtıyorsun, yoksa Namjoon'u mu?" Diye sormasıydı.
