32%

5.9K 775 1.1K
                                    

Her insan günah işlemeye meyilliydi. Bir şeye bağlı kalsalar da, o şeyden veya kimseden kaçmaya çalışırlardı.

Bir insan kendini Tanrı'ya giden yoldan ayırdı mı hevesler ve işlediği tatlı günahların verdiği zevkle giderek şeytana yaklaşırdı. Herkesin içinde açığa çıkmayı bekleyen bir dürtü vardı.

Ve Minho hazların en büyüğünü yaşamak için tatlı günahlara kapısını tamamen aralamıştı.

Kucağındaki çocukla ilgilenmek istiyordu ama yapmayacaktı.

O çok masumdu ve onu kirletmek istediği son şey bile değildi.

Onun hakkında Felix'ten birkaç şey öğrenmişti ve ne yaşadığını biliyordu. O da kendisi gibi çok büyük bir kayıp yaşamıştı.

Jisung da onun gibi içten içe kanıyordu.

Sıra Changbin'e geldiğinde Changbin'in eline K gelmişti ve Changbin sırıtarak geriye yaslanmıştı.

Pas gelmişti.

Sıra Ravn'e geçtiğinde Ravn de bir kart seçti ve gelen karta yüz buruşturdu. "Tamamlama geldi."

Chan yüzünü buruşturdu, bu oyundan haz etmezdi çünkü hep kaybediyordu. Minho ise gayet eğlenerek sırıttı ve Jisung'un belindeki ellerini sıkılaştırdı. "Viski."

Sıra Minho'ya geçince Minho dudağını büzüp cevap verdi. "Şarap."

Jisung anlık bir duraksamadan sonra soğuk terler dökerek Hyunjin'e baktı. Bu oyunu bilmiyordu ve içeceklerden bahsettiklerini düşünerek mırıldandı. "Redbull."

Gruptan bir kahkaha koparken Hyunjin eliyle yüzünü kapatarak Jisung'u tanımıyormuş gibi yapmaya karar verdi. Minho ise gülerek kucağındaki şaşkın bebeğe bakıyordu. "Bir içki söylemek zorundasın."

Jisung ağzını açmışken Changbin işaret parmağını havada iki yana salladı. "Kaybetti, Jisung shot atıyorsun."

Minho gülümseyerek Jisung'un önündeki bardağı almasını ve kafasına dikişini izledi. Jisung'un ikinci shot atışıydı bu ve iki defadır kaybediyordu.

Ve Chan'ın yanında kaybediyordu.

Kart seçme sırası Chan'a geçerken Chan Doğruluk cesaret kartını çekmişti ve ilk yaptığı şey Jisung'a dönmekti. "Doğrul-"

Jisung onun lafını keserek yanıtladı. "Cesaret."

Chan biraz bozulsa da istediğini almış olmanın verdiği zaferle sırıttı. "Minho'nun kucağından iniyorsun ve oyun boyunca oturmuyorsun."

Bu savaş ilanıydı.

Jisung, Minho'ya hiçbir şey çaktırmamaya çalışarak onun kucağından inerek yanına oturdu. Minho buna bir nevi sevinmişti çünkü bu çocuğa dokunmak onun için ölüm demekti.

Ölüm ve hayat birbirine çok âşıktı oysa.

Oyunun devamında Ravn ve Hyunjin iyice kafayı bulmuştu ve Hyunjin ara sıra Changbin'i öpmeye çalışıyordu. Herkes bu duruma gülerken Jisung ciddiyetini koruyordu.

Neden burada sevmediği iki insanla oynamaya gelmişti bilmiyordu. Neden Hyunjin'e katılmıştı onu da bilmiyordu.

Başını Minho'nun omzuna yaslayıp gözlerini yumdu. Minho diğerlerine göre daha ayıktı ve aklı başında kalan tek kişi o gibiydi. Omzuna yaslanan bebek ile gülümsedi ve yeniden oyuna odaklandı.

Minho'nun da dürtüleri vardı ama Jisung'u şu an arka odalardan birine götürmesine engel olan şey, kalbinden gelen sesti. Orayı uzun zamandır kullanmadığını hatırlayınca yüzünü buruşturdu.

Villainous | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin