64%

4.1K 466 391
                                    

Katil tüm izleri silse bile kendi içinde bir iz kalır.

Minho tüm delilleri silmiş miydi cidden? Öyle olduğunu sanıyordu. Zira şu an kolları arasında olan küçük bedenin saçlarına buseler kondururken de oldukça rahattı.

Jisung kolları arasında olduğu bedene biraz daha sokulup kokusunu içine çekti. Minho'nun sıcak göğsüne işaret parmağıyla daireler çizerken dudağını büzmüştü.

Bir yerleri sızlasa da güzel bir gece olmuştu. Minho'nun da en güzel gecesi bu olabilirdi.

Minho gözleri tavandayken çıplak göğsüne çizilen şekilleri hissedebiliyor ama hiçbir tepki vermiyordu. Gözlerini tavana dikmiş öylece düşünüyordu.

Bunca günaha, sırra karışmamış olsa, nolurdu? Büyük ihtimalle Jisung bundan aylar önce onun göğsünde uyuyor olurdu ve aşklarını daha iyi yaşıyor olurlardı.

Ya da hissettikleri şey her neyse.

Minho nereye gitse iblisler peşinden gelmişti. Zihnini çelen şey şeytan değildi, kendisiydi. Günahların ne kadar eğlenceli olduğunu görmüştü. İnsanı nasıl eğlendirdiğini, nasıl aklını temizlediğini görmüştü.

Günahlarının bedelini onu seven biriyle ödemişti ya gerçi. Her şeyin bir bedeli olmalıydı, öyle değil mi?

"Hyung," Bakışlarını tavandan ayırıp kendisine bakan Jisung'a yöneltti. Minho o an dudaklarında hissettiği şefkate şaşırıp kalsa da yüzüne yansıtmadı ve küçüğüne gülümsemeye devam etti. "Hiç aşık oldun mu?"

Minho bir an duraksadı, olduğunu hatırlamıyordu ama sanki yüzünden daha önce birine delicesine vurulmuş izlenimi veren bir ifade geçti ve Jisung başını sallayarak yeniden başını onun göğsüne yasladı.

Jisung da olmuştu nasılsa. Ama en azından Jisung kime aşık olduğunu hatırlıyordu.

* * * *

"Ne düşündüğünüz umurum dışı, tek istediğim ne bulduğunuzu öğrenmek." Genç adamın sert çıkışı etraftakileri irkitse de içlerinden biri ağzını açtı ama ne diyeceğini bilemeyerek kapattı.

Kimse onun bu kadar kızdığını daha önce görmemişti. Resmen deliye dönmüştü ve birkaç gün önce bilgi edinmeleri için onlardan yardım istemişti. Parası da yoktu ama nasılsa bu adamların hepsi arkadaşıydı.

İstese parayı kendine köpek ederdi gerçi.

Genç adamın birkaç ay önce çektiği aşk acısı şimdi nefrete dönmüştü ve vahşi bir hayvanın yırtıcı bakışları vardı gözlerinde. O kadar kızmıştı ki gözleri kan çanağına dönmüştü. Çok hızlı kilo vermişti, eski neşeli ve sevecen yanı bir yanda kaybolmuştu. Her şeyden ve herkesten nefret eder gibi bakıyordu, belki öyleydi.

Ama en çok kendinden nefret ediyordu.

Adamın siniri tüm odayı boğmaya başlamıştı, nefes alsanız nefret kokuyordu.

"Bir yıla yakın bir süre önce, bir adam öldürmüş." Ravn konuşmaya başladığında diğerleri de kendine gelmeye başlamıştı. Kendi bulduklarını kafalarında toparlamaya çalışırken Ravn'in oyalanarak konuşması onlara zaman kazandırıyordu.

"Bir trafik kazası olmuş, sonra cesedi kenara atıvermiş. Videoda benzin falan döküyordu ama cesedi aleve vermemiş." Genç adamın sinirle gerilmiş çene hattı bunları duymasıyla gevşedi ve dudakları bir anlığına yukarı kıvrıldı.

Ravn ise gururla gülümsüyordu. Babasının polis olması işine gelmişti, hem de çok. Belki mükafatlandırılırdı.

"Başka?" İçlerinden biri boğazını temizledi. "Dayısı Bay Lee, hani şu şirketi olan zengin züppe."

"Woojin, anlamıyorum. Bu çocuk ne halt yedi?" Yechan kaşlarını çatarak arkadaşına baktı. Woojin bunca zaman onların yakın bir arkadaşıydı ama şimdi onların patronu gibi davranması sinirini zıplatmıştı.

Ravn olanları hatırlayınca kaşlarını çatarak Woojin'e baktı. "Chan'ı sevdiğini önceden söyleseydin bunlar yaşanmazdı."

Ravn'in bu baş kaldırışı ile Woojin ona sinirli bir bakış attı. "Eğer Minho onunla sevişmeye kalkmasa ben çoktan Chan ile beraber olurdum, o piç kurusu herkesin düzenini sikti."

Yechan konuşmak için hamle yapsa da duydukları tüm kelimeleri ağzına geri tıktı. "Chan sanki onun hayrına ölmüş gibi gidip Jisung ile beraber oluyor, diğerleri ile arasını sıkı tutmaya bakıyor ki diğerlerini de yakında kumarda satmaya çalışacaktır." Sinirden yükselmiş nefesini düzene sokmaya çalışarak birkaç saniye bekledi. "Chan'ın intikamını ondan alacağım."

"Minho'nun intikamını kim alacak?" Yechan'ın dediği şeyler de Woojin'in boğazında bir yumru oluşmasına sebebiyet verdi.

"Jisung yıllar sonra yeniden birine aşık oldu, Minho onu mutlu ediyor. Senin bahsettiğin aşk zaten ortada yoktu, Chan Minho'yu seviyordu."

Birkaç saniye sessizlik, Woojin'in Ravn üzerine yürüyüşü, bir yumruk atışı ve Ravn'in gerisin geriye düşüvermesi.

Minho bıraktığı izlerin silememişti. Belli ki tüm günahların bedelini başka birinin üstünden ödemek mümkün olmuyordu.

Nasıl olsa birinden çıkacaktı o günahların bedeli. Her şeyin bir bedeli olmalıydı.

°°°°

Bir aydır yazmayınca ne yazdığımı unuttum, böyle saçma bir şey çıktı.

Bu fic giderek saçmalaşıyor, kafayı yiyeceğim. Gerçi siz ısrar ettiniz diye attım, pek bir şeyi yok.

İyi okumalar.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Villainous | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin