Bölüm 6

2.4K 166 47
                                    

Deniz'den

Sabah alarmın sesi ile uyandım. Yatağımdan kalkıp camı açtım ve soğuk havanın yüzüme çarpmasına izin verdim. Daha sonra pencerenin tülünü çekip lavaboya gidip günlük ihtiyaçlarımı giderdim. Ardından tekrar odama döndüm.

Plak hastası olduğumu söylemiş miydim? Hayır mı? Tamam şimdi söylüyorum büyük bir plak hastasıyım. Çok hoşuma gidiyor ya!

RHCP Plağımı alıp pikapa yerleştirdim ve dans eşliğinde dolabımın önüne gittim.
(Grubun sevdiğim bir şarkısını medyaya ekledim dilerseniz dinleyebilirsiniz, teşekkürler.)
Kahverengi pantolon ve siyah kazak.. Güzel. Parfümümü sıkıp kahvaltı etmek için mutfağa girdim. En iyi kahvaltı mısır gevreğidir. Kesinlikle. Sütümü biraz ısıttıktan sonra kaseye döktüm ve yemeye başladım.

Hızlıca kahvaltımı yaptıktan sonra pikapı durdurup çıktım evden. Saat daha erken ama biraz yürüyüşün zararı olmaz. Etrafı iyice öğrenmem için yararlı.

Az ileride, kaldırımda bir çocuk oturuyordu. 6-7 yaşlarında olmalı. İnsanlara karşı soğuk bir mizacım var evet ama çocuklar için bu geçerli değil. Onlar ile çocuk olurum. Çocuklar özeldir, kalpleri kirlenmemiş, saf melektir onlar.

- "Merhaba küçük bey, günaydın."

Kafasını kaldırıp beni bir süzdü. Sonra tekrardan önüne döndü.

- "Sen tanıtmazsan ben tanıtırım kendimi, ismim Deniz. İstanbul Üniversitesinde okuyorum. Senin adın nedir?"

- "Annem tanımadığım insanlarla konuşmamam gerektiğini söylemişti. Konuşmasak olur mu? Hem düşünmem gereken şeyler var. Beni meşgul ediyorsun odaklanamıyorum."

- "Bu yüzden kendimi tanıttım ya zaten. Beni tanıyor sayılırsın bu yüzden konuşmamızda sakınca yok bence. Hem ne düşünüyorsun bakalım. Yardım ederim belki?"

Kalkıp elini uzattı bana.

- "İsmim Fırat. 7 buçuk yaşındayım. Birinci sınıfa gidiyorum. Okuma ve yazmayı da söktüm. Kafama takılan şey şu; Şimdi ben biraz yaramazlık yaptım ve annemi kızdırdım. En sevdiği bibloyu düşürdüm ve kırıldı. Ama yanlışla oldu cidden. Şimdide ondan nasıl özür dilesem diye düşünüyorum. Bana çok kızacak gibime geliyor. Sence ne yapmalıyım? Ona yeni biblo almayı düşündüm ama benim param yok hadi olsa nereden alacağımı bilmiyorum."

Bu hâline tebessüm etmemek elde değil. Ne kadar naif..

- "Öncelikle tanıştığıma memnun oldum Fıratcım. Bana kalırsa annene bir mektup yaz bak ne gel okuma yazmayı da biliyormuşsun. Ona, onu sevdiğini ve isteyerek olmadığını yaz. Daha sonra git ve annene kocamaan sarıl. Eminim ki sana kızmayacaktır bile."

- "Kızmaz dimi?"

- "Kızmaz kızmaz." Gülümsedim ve sarıldım.

- "Hadi tek başına oturma daha fazla burada, git bakalım yaz yazını. Ben de kendi okuluma gideyim."

- "Seni bir daha görebilecek miyim?"

- "Tabii ki ben gelirim ara sıra buraya. Hadi hoşçakal."

El salladı ve evine doğru koşmaya başladı. Ben de durağa doğru yürümeye başladım.
Fırat kalbimi ısıtmıştı, umarım ileride de ruhu hep böyle kalır.

Durakta oturmuş otobüsümü beklerken yine koşma sesi doldu kulağıma. Hemen yakınımda au birikintisi var mı diye göz attım. Neyseki yoktu.
Umarım o kız değild.. Harika o gelmiş. Bu kız neden hep koşuyor? Nefes nefese kalmış yazık ya.. Onunla birlikte otobüste geldi. Ona bakmadan bindim otobüse ve arkada bir yerde durdum. O da binmişti. Neden bu otobüse bindi ki? Bana doğru mu geliyor o? Kalbim hızlanma hızlanma hızlanmaaa.

* Gülümse (gxg) *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin