Bölüm 4

2.6K 158 48
                                    

Sabah yine alışkanlıktan olsa gerek erkenden uyandım. Yataktan kalkıp duş almaya gittim.
Yüzümü yıkamak saçma olurdu zaten duşta yıkanıyor değil mi? Kesinlikle.

Duşumu aldıktan sonra saçımı havlu ile sardım ve giyinmek için odama döndüm. Kot pantolonumun üzerine sütlü kahve tonundaki kazağımı giydim. Her zamanki makyajımı yaptıktan sonra çantamı alıp aşağı indim. Annem çıkmıştı, Hülya Teyze içeride oturuyordu. Ben direkt mutfağa yönelip özel bir karışım hazırlamaya başladım. Ne zaman hasta olsam bunu içerdim ve iki güne kalmadan iyileşirdim. Yaşasın çayın gücü!

Son olarak içine biraz bal damlatıp karıştırdıktan sonra termosun kapağını kapatıp çantamın yanına koydum. Saate baktığımda biraz daha zamanım olduğunu fark ettim ve açtım telefonu video izlemeye başladım.

Zamanın en çok oynamayı sevdiği anlardan biridir bu anlar. Biraz vakit geçireyim diye telefonu eline alır almaz zaman acımadan hızlandırır dakikaları. Yani bence öyle.

Saatin farkında olmadan epey geçmiş. Koşmam gerekiyordu yoksa hem otobüsü hem de gelmişse eğer kızı kaçıracaktım. Hızla evden çıkıp koşmaya başladım. Çantamın kenarından sallanıp düşmesin diye termosu elime alıp koşmaya devam ettim. Köşeyi dönmemle durağı gördüm. Biraz durup soluklandım. Yorulmuştum. Tabii bu soluklanma faslı fazla sürmedi, ileriden gelen otobüs gözüme takıldı. Koşmaya başladım yeniden. Umarım deniz gözlü kız gelmiştir de boşa koşmamışımdır..
Gerçi boşa sayılmaz fakülteye gitmem için bu otobüse binmem şart.

Otobüs ile aynı anda durağın önüne gelmiştik.
Kız da buradaydı. Bir otobüse bir de soluk soluğa olan bana bakıyordu. Tabi ben onu görmedim en başta. Önümden geçti ve otobüse bindi. Ardından ben de bindim. Kartımı okuttuktan sonra otobüsün iç taraflarına bir göz attım. Kızı görünce yanına doğru yürümeye başladım.

Deniz gözlü oturmamıştı, arka tarafta ayakta duruyordu. Aramızda iki adımlım mesafe vardı.

- "Merhaba, günayd..."

Şoför senin basacağın frenin ben ayarına sıçayım emi. Bu nasıl bir zamanlamadır kardeşim? Kız yandı yandı.

Elimi yelpaze gibi kızın üstüne doğu sallarken yine özür diliyordum.

- "Yine mi sen? Ve yine mi özür diliyorsun?"

- "Gerçekten bilerek olmadı. Ben hatta bu içeceği sana getirmiştim, dün seni ıslattım ve hava soğuktu. Benim yüzümden hasta olmanı istemediğim için sana özel karışımdan hazırlamıştım."

Elimdeki termosu ona doğru uzattım.

- "Yarısı duruyor."

- "Bak en iyisi sen benden uzak dur olur mu? Ayrıca özür dilemene gerek yok iyiyim ben. Hasta falan değilim."

"Uvv bu ağırdı sanki."
Sus zaten hepsi senin yüzünden.

- "Ama evet biraz ağırdı."

- "Ne? Bir şey mi dedin?"

Ah sesli mi söyledim ben? Hadi amaa! Daha ne kadar rezil edebilirim ki kendimi? İç ses keşke karşıma çıksan da seni boğsam.

(Ah ah bilmiyorsun ki Alya'cım iç sesi ben yönetiyorum. Ha ben kim miyim? Hikâyeyi yazan kişiyim.)

"Ayıp oluyor ama."

* Gülümse (gxg) *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin