Ah ben duramıyorum yerimde ^.^.^.^
Sevip destleklemeniz dileğimle.
Sıkılmıştı. İnsanların samimiyetsiz sevgilerinden, yapmacık ve sahte gülüşmelerinden sıkılmıştı. Sevgi barındıran gülücükler ya da üzüntüler kalmamış olmalıydı ki insanlar gerçek mutluluğu yakalayamıyordu. İki günlük ilişkiler ve samimiyetler kirletiyordu bu amansız dünyayı. Hâlbuki yürekten sevmek ve hissetmek varken neden kimse bu yola başvurmuyordu? Korkuyorlar mıydı? Hissedememekten. Boşa kürek çekmekten korkuyorlar mıydı? Sevilmemekten ve hissedilmemekten. Oysaki ne yüce şeydi kalpten sevmek. Ne yüce bir duyguydu sevmek ve sevilebilmek. Peki ya gerçekten kalpten sevenler kalmış mıydı bu koca, şişko ve yaşlı Dünya da?Genç kadın kendini bulduğu çocukların arasında yeniden bulmuştu kendini. Sıkılmadan ve yılmadan. Daegu'de bulunan ufak ve renkli sınıfının kapısını açmıştı, yavaşca. İçerisi her zamanki gibi lavanta ferahlığı ile doluydu. Tam da istenilen gibiydi.
Genç kadın ufak masaların ufak sandalyelerini düzeltiyordu; özenle ve istekle. Usul hareketlerle yerli yerince her şeyi yerleştirdi. Çocuklar gelmeye başlamıştı ki duru güzelliğinden doğan tebessümü yerini bulmuştu SuNi'nin.
- Merhaba ufaklık!
Dedi kadın öğrencisine. Ardından velisine de kısa bir selam verdikten sonra kapıdan giren diğer öğrencilere yöneldi.
Bir süre sonra neredeyse tüm öğrenciler gelmişti.
- Merhaba çocuklar!
Genç kadının neşeli sesi çocukların kulaklarına dolmasıyla onlarada neşe vermiş olmalıydı ki hepsi sevimli bir şekilde geri dönüş yapmışlardı.
- Merhaba öğretmenim!
Aynı senkranizasyonda söylenen karşılık sonunda, tüm öğrenciler birlikte etkinlik yapmaya koyulmuştu.
Bilirsiniz işte renkli kağıtlar, evalar, yapıştırıcılar...
Herkes heves ile etkinlikler yaparken sınıfın kapısı çalmıştı. Yeni öğrenci gelmiş olmalıydı. Genç kadın kapıyı usulca açmış ve yüzüne çok yakışan gülümsemesini sunmuştu. Buğday tenli, saçında siyah dalgalar bulunan uzun boylu bir adamın yanında tatlı mı tatlı minik bir oğlan çocuğu vardı. Her ikisinin bakımlı olması bir nevi sevindirmişti. Sonuçta temiz ve bakımlı görünmek karşıdaki kişi için en azından bir saygı göstergesiydi.
- Merhaba küçük bey.
Dedi kadın küçük çocuğa karşı. İnce elini minik çocuğa uzatarak tokalaşmak istemişti. Çocuk çekingenliğinin anlaşılmamasını umarak elini uzatsa da anlaşılmamasını sağlayamamıştı. Ardından tekrar doğrularak karşısındaki adama selam verdi.
- Merhaba, ben Cha Su Ni. Bu sınıfın öğretmeniyim. Tanıştığıma memnun oldum.
Ardından adamda kendini tanıtmak istemişti. O da fazlasıyla endişeli bir durumda olmalıydı.
- Kim Tae Hyung. Joon Hyung'un babasıyım. Tanıştığıma memnun oldum.
Dedi ses seviyesini koruyarak ve biraz donuk tavırla.
- Bu beyfendinin adı Joon Hyung muymuş?
Dedi genç kadın muzip tavırla küçük çocuğa bakarak.
Joon Hyung her ne kadar tebessüm etmeye çalışsada bir hüzün vardı sanki yüzünde. Doğaldı bu çünkü 6 yaşındaydı ve yeni eğitim hayatı başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Maze ✦ Kim TaeHyung
FanfictionYıllarca peşinde koştuğu adam tarafından aldatılmıştı SuNi, kalbindeki çukurlar göçük hâline gelmiş, aşkın varlığına inancı kalmamıştı, henüz üzerinde durabileceği bir çift ayağının olduğunu dahi bilmiyordu. Ta ki; Hayatına tesadüflerle giren adam v...