16 // dik dur, yüzleş, senin bir yüreğin var

1.2K 179 84
                                    

Bölüm 16 // Dik Dur, Yüzleş, Senin Bir Yüreğin Var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 16 // Dik Dur, Yüzleş, Senin Bir Yüreğin Var


Melez kampı Baekhyun'dan korkunç haberi aldıktan sonraki sabaha uyandı. Birçoğunun uyanası yoktu, bu yaz felaketlerin yazı gibiydi onlar için artık.

Dünün şokunu atlatamamış olsalar da bir şekilde devam etmek zorundaydılar, güneş elbet doğacaktı. Yine de Baekhyun'un herkesin içinden dimdik yürüyüp, kalabalığı yararak, tek başına Kheiron'a hesap verişini uzun süre kimse unutmayacaktı.

Baekhyun da Sehun'un onu yalnız bırakışını unutmayacaktı zaten.

Kampta neredeyse herkes tarafından sevilen kardeşlerin esir alınmış olması elbette genel olarak bir yas sebebiydi ama bundan en çok yara alanlar Chanyeol ve Yixing'di. Baekhyun Kheiron'a olanları anlatırken, uzun boylu Hermes oğluyla göz göze geldiğinde gelmemiş olmayı dilerdi. Yapacağı itiraf için topladığı tüm cesareti yerle bir etmişti parlak gözlerindeki yıkım. Halbuki kaç senedir onun üzülmesine dayanamamasına rağmen defalarca kez bizzat kendisi kalbini kırmıştı.

Ancak ertesi sabah uyandığında korkak olmayacağım dedi tekrar kendine. Güneş henüz doğarken yatağından çıkmış, kendine bir söz vermişti.

"Nereye Baekhyun?" Kalktığını gören kardeşlerinden biri uykulu uykulu sordu. "Kheiron dinlenmeni söylemişti."

"İşine bak sen." Aralarına sarı attırdığı parlak kahverengi saçlarını karıştırıp ters ters baktığında diğer uyanan kardeşleri de daha bir şey sormadan cevaplarını almıştı. Ares'in oğlu onların ne istediğini biliyordu. Bütün gün kulübede oturmak, yeraltının nasıl olduğunu anlatmak eminim hepsini deli gibi eğlendirirdi. Ancak onun bunlara vakti yoktu.

Üzerine çok da özen göstermeden kulübesinden çıkıp bu zamana kadar asla yakınından bile geçmemiş olduğu Hermes kulübesine yürümeye başladı. Ares çocukları yolcuların ve hırsızların tanrısını beğenmezdi, onlara göre işeyaramazın tekiydi tanrı ve onun bütün melezleri.

Gün yeni yeni aydığından etrafta pek kimse yoktu ama yine de yolda rastladığı birkaç kişiye önlerini dönmeleri için ters ters bakmak zorunda kaldı. Dünden dolayı kendisine bakmaya korkanlar yeniden cesaret bulmuş olsa gerekti, yüzüme bir şey söyleyemeyecek kadar korkaklar, diye geçirdi içinden. Böcek gibi hepsini ezmek istiyordu.

Kulübenin önüne vardığında merdivenlerinde oturan bir Hermes oğlu olduğunu gördü. Çocuk Baekhyun'un kendisine yaklaştığını görünce içeriye girmeye yeltenmişti fakat tok sesi onu durdurdu. "Park Chanyeol içeride mi?"

"Neden soruyorsun ki?" Gergince bir elini ensesine atıp baktı Ares oğluna. Kardeşi Yeol'ün başı dertte miydi? Yine ne yapmıştı? Akşam yemeğindeki kekini ona mı vermeye çalışmıştı yoksa? Baekhyun o kekleri defalarca kafasına geri atınca vazgeçmişti halbuki son zamanlar...

güneşin oğlu geceye tutulmuş] sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin