Her Gece

2. bölüm sevgilisini aldatıyor!

                     2. Bölüm
          Sevgilisini aldatıyor !

Uykumu gün ışığının yüzüme vurması sonucu, gözlerimi açmam ile böldüm ve gözlerimi açar açmaz elimi yüzüme kapatıp yatakta yüz üstü döndüm. Uykum çok fazlaydı ve kafam kazan gibi ağrıyordu. Anlaşılan içinde bulunduğum beden kime ait ise dün Noel akşamı diye içkiyi abartmış ve tabiri caiz hayvan gibi içip sızmıştı, bunun başka hiçbir açıklaması olamazdı.

Yatakta tekrar sırt üstü döndüm ve kafamı tutarak hafifçe doğrulup etrafıma baktım. Şaşkınlıkla açılan gözlerime yine şaşkınlıktan açılmış ağzım eşlik etti ve sadece birkaç dakika etrafımı incelemekle geçirdim.

Devasa büyüklükte bir odanın içindeydim, ciddi ciddi devasa büyüklükte bir odaydı. Odanın ortasında bulunduğum yatak vardı, yatak odaya göre küçük dursa da kendi başına bile dört kişinin sığacağı büyüklükteydi. içinde bulunduğum yuvarlak yatağın üstünde çingene pembesi, saten bir nevresim takımı seriliydi. Yatağın karşısındaki duvar boydan boya cam dolap ile kaplıydı ve içinde her renk, her desenden elbise asılıydı.

Yatağın Yan tarafındaki duvar ise tamamı ile dolapla aynı, cam bir masa vardı. Yatağın sol tarafı ise tamamı ile tavandan yere kadar uzanan pencere idi.

Tek sorun ise camda perde asılı olmamasıydı.

Elimi yukarı kaldırarak içinde bulunduğum bedenin tırnaklarına baktım. Tırnakları çok uzun, düzgün ve nude renkte oje sürülmüştü.

Her tırnağın üstünde küçük pırlantalardan yapılmış bir çiçek motifi duruyordu.

"Tanrım yoksa ben şuan İngiliz kraliyet sarayında ki küçük prensesin bedeninde falan mı uyandım"

Ağrıyan başımı umursamadan içindeki bedenin telefonunu aradım ve yatağın Hemen yan tarafındaki iki çekmeceli camdan yapılmış konsolun üzerinde buldum. Telefon bile zenginim diye bağrıyordu.

Telefonu açtım ve telefonda şifre göremeyince gülümsedim, kamerayı açarak selfie moduna geçtim.

kamerayı kendine doğrulttu.

"Ciddi anlamda bir prenses bedeninde uyandım galiba"

içinde bulunduğum beden upuzun ve sapsarı saçları, mavi gözleri ve burnunun üstünde hafif çilleri olan biriydi ve bu bedenin hayat kadını olması imkansızdı.

"Eğer bir fahişe değilsen ki büyük ihtimal değilsin, içine gireceğim bedenler değişiyor sanırım"

Kendi adıma açtığım ve tek sahip olduğum şey olan Instagram hesabına içinde bulunduğum bedenin telefonundan girdim ve çektiğim fotoğrafı hesaba yükleyerek altına bu günün tarihi ve saati yazdım. Tekrar hesaptan çıkış yaparak telefonu konsola bıraktım.

Yataktan çıkarak üzerime göz attım.

"Off her yer pespembe, kusacağım sanırım!"

Çıplak ayaklarımı yere basarak ve üzerini değiştirmeden odanın iki yana açılan kapısını açtım ve odadan dışarı çıktım.

Önümde devasa büyüklükte bir merdiven ve bir sürü oda kapısı bulunan boydan boya uzunlukta kocaman bir hol vardı.

"Cidden, kraliyet sarayında falanmıyım acaba"

Merdivenlere ilerleyerek basamakları tek tek indim, aşağı indikçe çatal bıçak Ve konuşma sesleri geliyordu.

Merdivenlerin sonuna geldiğimde önümde kocaman bir salon ve salonun ortasında on beş kişilik bir yemek masası vardı