0.2

20.2K 251 202
                                    




Arya'dan

Bugün ikinci dönemin ilk günüydü hiçbir zaman okulu seven bir öğrenci olmamıştım. Zaten okulu seven sadece bir kaç öğrenci olduğunu düşünüyorum. Evet arkadaş sevilir,bir dersi seversin,kantindeki gofretleri seversin,hocalarını seversin,beden eğitimini seversin ama okulu tamamen kimse sevmezdi. Erken kalkıp sürü gibi o okula gider akşama kadar sırtını ağrıtır ve hiçbir şey olmamış gibi eve dönerdin. Kesinlikle sevmiyordum. Dokuzuncu sınıfın ilk gününden beri okulda iki öğretmenimi sevmiştim. Biri canım edebiyat hocam Kardelen hocaydı diğeri ise babam gibi gördüğüm Fatih hocaydı şimdi lise son sınıfa gidiyordum ve o iki öğretmenim adeta ailem olmuştu. Ben onların kızları onlar benim babam ve ablamdılar. Kardelen Hoca hamile olduğu için bu sene okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Bir sene dinlenme izni almıştı. Normalde sadece bir dönem gidecekti ama sonrasında bir kaç şey oldu. On ikinci sınıfın bir dönemini acısıyla tatlısıyla Kardelen Hocasız bitirmiştim. İkinci döneme başlayacaktık. Tatilin son günleri sınıf grubunda yapılan bir sohbette Fatih Hoca'nın da sağlık sorunları nedeniyle bu dönem gelmeyeceği evde dinleneceği konuşulmuştu. İşte buna hiç hazır değildim. Öğretmenlerimi sevmezdim,arkadaşlarım çok azdı,okuldan nefret ederdim. O okulu bana sevdiren ve elimde kalan tek hocamda gitmiş olamazdı. Bunun doğru olmasını istemiyordum. Tatilin son günü dayanamayıp Fatih Hocaya yazdığımda bana duygusal bir veda konuşması yaptı. Gerçekten gitmişti...

Onun yerine gelecek tarihçiyi asla sevmeyecektim. Benden babamı almıştı. Evet belki Fatih Hoca sağlık sorunlarıyla gitmişti. Yine de yeni hoca onun yerine gelecek,onun sırasına oturacak,onun anlattığı konuların üstünden geçecekti. Bunu istemiyordum. Buna hazır da değildim.

Babama teşekkür ederek arabadan indiğimde derse geç kaldığımı farkettim ama umursamazdım. Devamsızlık sorununu hiçbir zaman umursamadım. Umrumda olması gerekiyordu evet ama bu konuda birazcık torpilliydim. Derse giren öğrenciler ve öğretmenler dolayısıyla koridorda sadece bir iki kişi vardı. Müdür yardımcısıyla beraber merdivenleri çıkıyorduk. Bana hızlı olmam gerektiğini söylediğinde onu umursamadım. Öğretmenlerle aram bozuk olduğu için sürekli disipline gittiğimde olurdu.

Müdür yardımcısının odası ikinci katta olduğu için merdivenden dümdüz ilerledi ben de üçüncü kata çıkmak için adımladığımda ses tonunu tekrardan duydum.

''Hocam.'' Dedi.

Hangi hoca olduğunu merak ederek merdivende durarak arkaya baktım. Tanımıyordum. Yüzü birazcık yaşlı ama giydiği takım elbisenin keskin işlemeleri yüzünden hoş gözüküyordu. Onlar konuşurken daha fazla izlememeye karar verdim. O adam büyük ihtimalle yeni tarihçimizdi ve bu benim şimdiden midemi bulandırıyordu. Sınıfa girdiği okuldaki en yakın arkadaşım bana sımsıkı sarıldı.

''Fatih hoca için çok üzgünüm.'' Dedi.

Benden ayrıldıktan sonra yüzüme baktı. Omuz silktim.

''Sağlığı iyi olsun gerisi boş.'' Dedim.

Sırama oturdum ama söylediklerim doğru değildi. Evet en önemlisi sağlıktı ama gerisi boş falan değildi. Bu okulda tek yüzümü güldüren,beni dinleyen,beni koruyan,kollayan Fatih Hocaydı. Ve artık yoktu. Yerine yabancı bir adam gelmişti. Hiç tanımadığım hiç bilmediğim bir adam gelmişti. Bugün tarih dersimiz yoktu bu yüzden mutluydum. Fatih Hocanın yeri ne kadar uzun sürede dolarsa benim için o kadar iyiydi o adam onun yerini dolduramayacaktı. Matematik hocamız sınıfa girdiğine defterime bir şeyler karalamaya başladım. O sıra da aklıma Fatih Hocayla dokuzuncu sınıftaki anım gelmişti.


-Geçmiş..

''Neden burada tek oturuyorsun arkadaşlarına katılsana.''

Yanımdan gelen sesle oraya döndüm. Gelen tarih hocamız çok tanımadığım Fatih hocaydı. Omuz silktim.

Kimliksiz ' {Daddy}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin