Okulun içine girmem için bir kaç adım kalmışken dün ki olay gözümün önüne gelmişti. Genelde böyle şeyler hiç umrumda olmazdı ama kız büyük ihtimalle reşit bile değildi. Uğur Hocayı pek tanımıyordum ama böyle bir yapacağını asla düşünmezdim. Çok disiplinli ve işini her şeyden çok seven bir adama benziyordu. Okula geldiği ilk haftadan bir kızı becermişti hem de ıssız bir sokak,terk edilmiş bir evde yapmıştı. Kız beni görmüştü ama Uğur Hoca görmemişti. Umarım benim olduğumu bilmiyordur ama kız kesinlikle okulda beni bulacaktı. Okul birincisi ve müdürün göz bebeğiydim kesinlikle beni bulacaktı. Si'eyim! Sinirle okula girdiğimde öğrencilerin teneffüste olduğunu gördüm. Bahçedeki nöbetçi hocaya baktım. Kahretsin! Şaka mıydı bu? Bunu önceden tahmin etmeliydim bugün hep Fatih Hoca nöbetçi olurdu. Nöbetini bile Uğur Hoca almıştı. Tam kapının önünde durduğu için sınıfa gitmek için yanından geçmek zorundaydım. Bunu yapabilirdim. Adımlarımı ona doğru atmaya başladığımda tam yanından geçecektim ki gözleri beni buldu. Bana doğru adımlamaya başladığında hızlıca az önce gördüğüm Burak'a seslendim.
''Burak!''Dedim.
Burak kapının diğer yanında duruyor arkadaşlarıyla konuşuyordu. Burak bir ara benden hoşlanan okulun belalı tiplerindendi ah beni normali bulur muydu ki? Burak bana baktığında yanına gittim. Uğur Hocaya baktığımda yerinde durup bana bakıyordu.
''Burak beni sınıfa kadar götürür müsün? Nedenini sorma anlatamam.'' Dedim.
Burak'ın beni kırmayacağını biliyordum. Kolunu uzattığında koluna girerek sınıfa çıktım.
Son saatte girmemize yedi dakika varken ne kadar tuvaletimin geldiğini farkettim. Bugünden beri sınıftan çıkmamış kantine benim için Sude'yi göndermiştim. Ama tuvalete gitmek zorundaydım. Tanrı yardımcım olsun... Hızlıca gidip ve gelecektim. Uğur Hoca zaten bahçede nöbetçi olduğu için beni yakalaması imkansızdı. Sınıftan çıkarak hızlı adımlarla tuvalete gittim. Tuvalete yakalanmadan girmeyi başardığımda rahatça iç çektim. Bu bana yakışmıyordu. Ben böyle saklanan bir insan hiç olmamıştım. Aslında kendim için saklanmıyordum dün ki olayı konuşmak istemiyordum. Tuvalete girdiğim gibi ders zili çaldığı için hızlıca işimi bitirdim. Elimi yıkayıp çıkacakken öğretmenler zili de çalmıştı. Eminim koridorda kimseler kalmamıştır. Bu yüzden hızlıca elimi kuruladım ve tuvaletten çıktım. Sınıfa doğru ilerlerken bir anda bileğim sertçe kavrandı. Sertçe kütüphaneye çekilerek raflardan birinin önüne fırlatıldım. Kimin fırlattığını görmek için arkama döndüğümde tam tahmin ettiğim gibi Uğur Hocayla karşılaştım. Off...
''Ne istiyorsunuz?'' Dedim.
Umursamaz ve sert kız halimi oynayacaktım. Kollarımı göğsümün altında birleştirerek gözlerine baktığımda bana arkasını dönerek kütüphanenin kapısını kilitledi. Bu durum beni rahatsız etmişti.
''Ne yapıyorsunuz? Açar mısınız derse gideceğim.''Dedim.
Sorduğum soruyla anahtarı şık takım elbisesinin cebine attı. O da benim gibi ellerini göğsünün altında birleştirdi. Soğuk bakışları ama aynı zamanda rahat bakışlarıyla gözlerime baktı.
''Dün görmemen gereken bir şeyi görmüşsün. Bu gördüğün şeyi birine anlatacak mısın?'' Dedi.
Rahat ve aslında rahattan da çok umursamaz haliyle gözlerime bakıyordu.
''Bak hoca kimi s'ktiğin umrumda değil. Bunu gidip müdüre veya okuldakilere söyleyecek halim yok. Bildiğin öğrencilerden değilim. Sen de benim sandığım,tanıdığım öğretmenlerden değilsin. Sen benimle uğraşma bana yeter şimdi derse gitmem gerekiyor.'' Dedim.
Tam yanından geçecekken önünde durarak gözlerine baktım. Bu ani duruşum ve bakışım onu şaşırmıştı,beklemiyordu. Benimle oyun oynamak istiyordu. O oyunu oynatacaktım. Dudaklarımı yavaşça yalayarak yakasına baktım.
''Yakanızda pembe parlatıcı lekesi var. Bugün ki kız kimse biraz bulaştırmış.'' Dedim.
Yakasından gözlerimi çekerek gözlerine çevirdiğimde gülümsedi. Yüzüne yayılan kocaman gülümsemesiyle gözleri hafifçe kısılmıştı. Boynundaki adem elması ortaya çıktığında yutkundum. Tanrı bu adamı çok güzel yaratmıştı...
''Seni bu yüzden buraya kilitlemedim. Beni istersen milli eğitime bile şikayet edebilirsin bu umrumda olmaz. Asıl merak ettiğim dün senin neden bizi izlediğindi yoksa o kızın yerinde mi olmak istedin?'' Dedi.
Sorusuyla oldukça şaşırmıştım. Bunu bu kadar rahat söylemesini beklemiyordum. Yüzünde hafif bir çapkınlık ifadesi vardı. Gerçekten çok rahat söylemişti. Oyun oynamak istediğini dün ki manzaradan sonra anlamıştım. Ben diğer kızlara göre ulaşılmaz,sert,seçilen değil seçen kız olduğum için beni de becermek istiyordu.
''O kızın yerinde olmak istesem olurdum. Kapıyı aç ve beni özgür bırak.'' Dedim.
Ona göz kırparak kapıyı adımladığımda arkamdan kahkahasını duydum. Kahkahası kulaklarımı doldururken tebessüm ettim. Güzel gülümsüyordu...
''Seninle sohbetim bu kadar kısa sürmemeliydi hakkında çok merak ettiğim şeyler var. Bir ara konuşalım.''
Cümlelerini söylerken kapıyı açmış ve geçmem için yer ayırmıştı.
''Fakat ben sizinle ilgili hiçbir şeyi merak etmiyorum. Söylediğim gibi benimle uğraşmayın.'' Dedim.
Göz kırparak yanından geçtim ve sınıfa ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimliksiz ' {Daddy}
Teen FictionGenç kız güçlükle konuştu. "Gözlerinizi gözlerimden ayırın ki sizden ayrılabileyim." Dedi. Ondan yaşlarca büyük olan adam kızın ondan ayrılmamasını istiyormuş gibi gözlerini daha çok odakladı.