Toprağa karışan yağmurun kokusuyla adımlarımı okula doğru attım. İlk ders bir kaç dakika içinde başlayacaktı. Sanırım tarihti geç kalacaktım. Yeni gelen Uğur Hoca kendisinden sonra dersine gelen hiçbir öğrenciyi derse kabul etmiyordu. Bu pekte umursadığım bir olay değildi. Devamsızlık konusunda oldukça sorunlu bir öğrenciydim ama notlarım çok iyi olduğu ve on ikilerin arasında okul birincisi olduğum için müdür devamsızlıklarımı siliyordu. Notlarım sağ olsun...Ellerimi deri ceketimin ceplerine sokarak merdivenleri çıktım. Boş koridora adımımı attığımda saate baktım. Yedi dakika geç kalmıştım. Sınıfımın kapısının önünde durduğumda açmak için hamle yapmıştım ki elim son anda durdu. O kapıyı açtığımda Fatih Hoca yerine tanımadığım,sevmediğim bir adamla karşılaşacaktım. Kapının önünde öylece dururken Uğur Hocanın sesi kulaklarıma geldi. Konuyu anlatmaya başlamıştı.İç çekerek kapıyı bir hareketle açtım. Sınıftakilerin gözleri bana dönerken hocaya bakmadan yerime adımladım. Sude bana hayretle bakarken bıkkınca omuz silktim ve çantamı yanına fırlatarak sıraya oturmak için hamle yapacaktım ki hocanın sesini duydum.
''Girebilirsin demedim. Bu ne rahatlık kızım?'' Dedi.
Sesi sert çıkmıştı buna hafifçe gülümseyerek vücudumu ona döndürdüm. Sınıftakiler ikimize bakıyordu.
''Ben sizin öğrencinizim ya ismimle hitap edeceksiniz ya da öğrenci diyeceksiniz. Ben sizin kızınız değilim. Beni dersinize almıyorsanız kendiniz bilirsiniz bu hareketinizle okulun başarı oranını düşürünce müdürle özel bir görüşme sizi bekleyecektir.'' Dedim.
Cümlelerimden sonra çantamı sıradan hızlıca alarak sağ tarafını sırtıma taktım. Hocanın yanından rahatça geçerek kapıya ilerledim. Tam çıkacaktım ki ona geri döndüm. Bakışları üstümdeydi.
''Ha bu arada sorunuza kimse cevap veremedi. Cevabı 1922 sadece tarihini sormuştunuz ama yerini de söyleyeyim Ankara.'' Dedim.
Yapmacık bir gülümseme takınarak sınıftan çıktım. Merdivenleri ikişer ikişer inerek bahçeye çıktım. Bahçenin demirlerle örülü geniş bir alanı vardı. Bahçenin içindeki küçük bahçemizdi burası genelde kimse buraya gelmezdi. Ama ben her zaman burada otururdum. Rahatça çantamı oturduğum zemine atarak gözlerimi kapattım. Zil çalana kadar uyuyabilirdim. Öğleden öncem Uğur Hoca yüzünden gitmişti. Bu yüzden derslere girmeyecektim. Zaten bir daha ki ders müzikti girmeye niyetim yoktu. Gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim...
Zilin çalışıyla gözlerimi açarak etrafa baktım. Teneffüs olmuştu. Öğrenciler dışarıya akın ederken bahçede nöbetçi olan Yasemin Hocaya baktım. Onu sevmezdim. Diğerlerini sevmediğim gibi... Kapıdan elinde sigara paketiyle çıkan Uğur Hocayı gördüm. Gözleri bahçede gezinirken sigarasını rahatça yaktı ve içine çekti. Okulda hocalar bahçede içebiliyordu. Diğer okullarda yasaktı ama bu kural bizde geçerli değildi. Gözleri bahçede gezinirken bana ulaşmıştı. Gözlerimi çekmedim aksine bakışlarımı gözlerine kilitledim. Bir kaç saniye baktıktan sonra gözlerini benden çekerek sigarasını yere attı ayağıyla söndürdü ve içeriye girdi. Bu beni güldürmüştü. Koca adam kendisine kafa tutan öğrencisinden kaçmıştı.
Zilin çalışıyla öğrenciler içeriye girdi. Bizim dersimiz müzikti girmeye niyetim yoktu bu yüzden yeniden gözlerimi kapatarak kendimi uykuya teslim ettim.
''Ayağını çek yanına oturacağım.''
Gözlerim sesle beraber yavaş yavaş açıldı. Sesin geldiği yöne yani kafamı kaldırarak soluma baktım. Uğur Hocaydı yüzünde ki ciddi ifadeyle bana değil çantamın olduğu yere bakıyordu. Yanıma oturması için bacaklarımı çekmem gerekiyordu.
''Başka yer mi yok?'' Dedim.
Kafamla kocaman bahçeyi gösterdiğimde hiçbir şey söylemeden sağ eliyle bacaklarımı tutarak kenara itti önümden geçerek yanıma oturduğunda daha demin tuttuğu bacaklarıma baktım. Bu ne cesaretti?
''Bir daha bana dokunmayın.'' Dedim.
Yine hiçbir şey söylemedi sadece çantamı kucağıma attı. Benim gibi gayet rahat bir şekilde sırtını demire yaslayarak bahçeye baktı. Ona baktığımı anlamaması için hemen bakışlarımı önüme döndürdüm.
''Senin hikayen ne?'' Dedi.
Benim bir hikayem mi olmalıydı? Varsa da bu onu ilgilendirmezdi. Mezun olmama sadece bir dönem kalmıştı. Bir dönem sonra bu b*ktan okuldan,şehirden gidecektim.
''Sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum.'' Dedim.
Kafasını yana çevirerek gözlerime baktığında yutkundum. Kendimi ilk defa rahat hissetmiyordum. Hiçbir şey söylemedi sadece gözlerime bakmaya devam etti.
''Ne?'' Dedim.
Yüzünde hiçbir mimik yoktu. Sadece ve sadece gözlerime bakıyordu. Gözlerini çekmeden dudaklarını oynattı.
''Hocanla nasıl konuşman gerektiğini bilmiyorsun değil mi?'' Dedi.
Bu söylediğinde gülerek gözlerimi ondan çektim ve önüme döndürdüm. Bu gerçekten komikti bu güne kadar bu lafı yaklaşık yirmi hocadan duymuştum. Hepsine verdiğim cevabı ona da verecektim.
''Maalesef anam babam o terbiyeyi tam öğretememiş hocacığım.'' Dedim.
Kendi söylediğime güldüğümde kulağıma sıcak nefesinin değdiğini hissettim. Beklemediğim için bir anda içim titremişti.
''Zevkle öğreteceğim.'' Dedi.
Ben kafamı tam ona çevirecektim ki bir hareketle ayağa kalktı. Bu ani hareketiyle burunlarımız birbirine değmişti. Yüzündeki ciddi ama hafif tebessüm içeren ifadeyle yanımdan ayrılarak okula girdi. Arkasında öylece kala kalmıştım... Bu adam kesinlikle diğer hocalardan farklıydı ve beni çok uğraştıracaktı.
*
''Sude akşam sınav konularını mesaj atarsın hadi görüşürüz.''
Çıkış zilinin çalmasıyla Sude'ye bakarak konuştum. Çantamı sırtıma takarak sınıftan çıktım. Merdivenleri indikten okula çok yakın olan evime bu sefer başka bir yoldan gittim. Bu yol kenarda ıssız,alköl,seks ve uyuşturucu kullananların olduğu yoldu. Bu yolu seçme sebebim sadece kendime macera çıkarmak ve belki bir olaya karışmak istememdi. Adımlarımı o sokağa attığımda her zaman ki gibi ıssızdı sadece bir köşede bir grup toplanmış içiyordu. Erkeklerden bir kaçı bana baktığında alaylıca gülümsedim. Adımlarımı atmaya devam ettiğimde eski yıkılmış bir evden s*ks sesleri geliyordu. Erkek inlemesi ve kadının bağırmaları kulağıma dolarken güldüm. Eve girip onların keyiflerini bölüp evden çıkmaya karar verdim. Eve girmeden etrafa baktım o grup uzaktaydı başka da kimse yoktu. Gülerek eve adımladım. Kırık kapıyı sessizce açarak bedenimi içeriye attım. Kız öyle bir bağırıyordu ki sanırsın üç yüz adam içine giriyordu. Yavaşça sesin geldiği yere gittim. Odaya bakmamla gördüğüm manzara ağzımın açılmasına sebep olmuştu. Aman tanrım!
Uğur Hoca bizim okuldan bir kızı duvarla arasına almıştı. Kızın bacakları ve Uğur Hocanın poposunu sarılmış elleri de omuzlarında inleyerek kucağında zıplıyordu. Uğur Hoca ise gözleri kapalı kızın boynunu yalıyordu. Kızın da gözleri kapalıydı. Onu tanımıyordum üstünde bizim okulun kıyafeti vardı. Buradan çıkmam gerektiğine karar verdim. Beni görmemeleri gerekiyordu. Tam arkamı dönecektim ki kızın gözleri açıldı. Bana baktığında tam bağıracaktı ki hızlıca koşarak evden çıktım. Bağırdığını ve 'bizi gördü,dur!' dediğini duydum. Koşar adımlarla sokaktan çıkmaya çalışıyordum. Kahretsin! Kahretsin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimliksiz ' {Daddy}
Ficção AdolescenteGenç kız güçlükle konuştu. "Gözlerinizi gözlerimden ayırın ki sizden ayrılabileyim." Dedi. Ondan yaşlarca büyük olan adam kızın ondan ayrılmamasını istiyormuş gibi gözlerini daha çok odakladı.