Selamun aleyküm.💖
"Her gecenin sabahı varsa, her derdin de dermanı vardır. Sen sadece derman nerdedir?bil.."
İyi okumalar..
......................................Bazen bir harfi satırlar, paragraflar gibi söyleyebilir insan. Bazen de birçok harf kullanır ama ortaya bir random çıkar. Bir kelime bile etmez. Şuan da benim harflerim karışmıştı. Random mesaj dilinde gülmek demekti ama her random atan da telefonun arkasında gülmüyordu.
Şimdi bu çocuğa karışık harfleri (yani annesinin acımasızlığını) nasıl bir random gibi (yani onu üzmeden) söyleyebilirdim. Nasıl bağdaştırdığımı bilmiyorum. Sormayın kafam yerinde değil. Sadece hayatta her zamanki gibi üst üste sorunlar yaşıyorum.
Mutlu olmayı da bir gün başarırdım heralde. En büyük tesellim bu.
Aslında bu çocuğa direkt söylemeliyim. Acı insanı olgunlaştırır. Evet, o daha çocuk dediğinizi duyar gibiyim ama onu bırakmaya niyetim yok, kendi çocukluğumu onun çocukluğuyla yeniden hayat buldurabilirdim. Annesi onu terkettiyse bende onun ablası olurdum. İlla kan bağına gerek yoktu. Eğer kan bağı can bağı olsaydı zaten bu küçüğü bırakan vicdansız, sevgisini gösterirdi yavrucuğa. Bu samimiyetin de nerden geldiğini bilmiyorum. Ama ona sahip çıkacağım.
"Onunla konuşabilir miyim?" diye sordum Barkın polise.
"Peki müsaade ediyorum ama hemen konuş ve git burdan artık. Bide sana alışmasın, çocuk bu." Kulağıma fısıldarcasına konuşup gitti yanımdan.
Eğilip, "Gel canım seninle bahçede konuşalım." diyip minik elini tuttum.
Giderken Barkın polisle gözgöze geldik bana -nereye gidiyorsun!- bakışı attı, tersçe.
"Memur bey biz bahçede konuşup geleceğiz." dedim ima ile.
Sinirlenmişti galiba, sert bir nefes verdi. Polisler de çok nazlıydı canım.
Bu sefer asansör ile inmiştik. Bahçedeki banklar dan birine oturttum onu, bende oturdum.
"Şimdi Bulutcuğum sana çok önemli birşey diyeceğim. Tamam mı?" Bu konuşmanın sonunda tıkanıp kalmak istemiyordum.
"İyi bi şey mi? Yoksa kötü mü?"
"Aslında iki tane hem iyi hem kötü."
"O zaman kötüden başla ki üzüldükten sonra sevineyim sonra da mutlu kalırım."
Şaşırdım, küçük çocuk böyle bir şeyi nasıl söylerdi? Ne kadar da mantıklı konuşmuştu. Cahil kalmıştım yanında. Mutluluğu beklememiştim ne biliyim."Taamaam."dedim uzatarak. "O zaman ilk iyi olmayanı söyleyeyim."
"Bak Bulut hayat bazen istediğimiz gibi gitmez. Bazen olur ki kimse istemez seni."
Biraz durdum ve devam ettim, "Yani senden değil kendimden örnek vereyim. Şimdi mesela ben, kimse beni sevmez. Annem, babam ondan sonracıma abim de var oda sevmez pek. Benimle pek konuşmazlar bile. Sonra benim hiç arkadaşım da yok biliyor musun? Olmadı. Ama bak şuan onlardan uzaktayım. Onlar taa başka şehirde. Şuan ben evimdekinden daha mutluyum. Şuan seninle burdayım." Gözlerimle gülüyordum küçüğe ama kalbimden iki damla akıyordu sanki gizliden. Beni çok dikkatli dinliyordu. Sonunun nereye çıkacağını tahmin etmiş midir acaba? Ya da bu ne saçmaladı bakışı mı atıyordu?"Yani bazı insancıklar ailesiyle mutlu olamazlar. Ailesi istemezse onu, mutlu olamazlar. Aynı benim gibi." Ona kendimi anlatmıştım ki, yanlızlık hissetmesin.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehlika i-lahza
Ficção Adolescente(Askıda) Hayat imtihan dolu Rena'm ve sen hangisinin imtihan olduğunu anlamakta zorluk çektiğinde bile imtihanda olacaksın. Sen benimsin Bana emanetsin Benim kaderimsin Benim gözbebeğimsin Kısaca sen, bana aitsin Bir emanete alıştığında ondan ayrıl...