Es-selamu aleykum
.........................
İçimde beni uyandıran merakı dizginlemek adına yataktan kalktım.
Odadaki banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp abdest aldım. Çıplak ayaklarım zeminde ses çıkarıyordu.
Kızlar hala odadan gitmemişlerdi."Şu ayaklarına niye bir şey giymezsin ki! Zemin soğuk."
"Banyoya gittim çorap mı giyseydim Gökçe."
"Pardon." diyip güldü. Madem misafir vardı niye aşşağı inmiyorlardı hala?
"Misafir kim?"
"İnince görürsün."
"Peki siz niye inmiyorsunuz?"
"Şey.. Seni bekliyoruz." dedi Yaren.
"Ben gidiyorum Lila abla." Bulut çok mutluydu. Sanki sevdiği biri gelmişti.
Güle oynaya odadan çıktı.Tek kaşımı kaldırıp kızlara baktım.
"Eee bizde çıkıyoruz o zaman. Sende namazını kılıp in."
"Tamam." Odadan çıktılar. İyice meraklanmıştım gelen kişi için.
Namazımı kılıp üzerime feracemi giydim. Şalımı düzeltip yanağıma da hafif kapatıcı sürüp odadan çıktım. Morarmıştı çünkü. Bu yanağımı saklamam en iyisi olurdu. Aşağıdan ses gelmiyordu. Kesin beni kandırdılar.
Merdivenleri tedirgince indim. Keşke kimin geldiğini söyleselerdi.
Salona girdim. Yutkundum. Çok alakasız bir şekilde herkes vardı. Abim bile.. Salonun kapısında öylece kalakaldım.
Bedenimi yavaşça çevirip salonun kapısından geri döndüm. Kapının yanındaki duvara yasladım kendimi. Allah aşkına o kadar kalabalık neydi öyle! Ve abim neden buradaydı?
"Lilya! Kızım gel çekinme." Nasıl çekinmem!
Bana güleceklerdi. Zaten yanaklarım anında kızarmıştı. İçeriye girince nereye oturacağım sorusu aklımda dolandı.
Kızaran yanaklarıma hafifçe vurdum. Kızarmayı hiç bir zaman sevmeyeceğim.
Adımlarımı içeriye doğru attım.
Koltuklar dolmuştu. Birine Gülperi teyze, Sare teyze ve Bulut oturmuştu. Birine de Merih, kuyrukları ve abim(?) oturmuştu. İki tane tekli koltuğa da Cahit amca ve Kemal amca oturmuştu. Kemal amcayı da ilk defa görüyordum. Cahit amcadan daha yumuşak simalı duruyordu.
Gökçe ve Yaren de masa sandalyelerini kapı tarafına koymuş oturuyorlardı. Gidip üçüncü sandalyeye oturdum. İnsan bu kadar kişinin geldiğini söylemez miydi? Nerede iyi niyet!
"Sen kimsin oğlum?" Cahit amca Berkay'a sormuştu. Herkes rahattı, bir ben hariç.
"Lilya'nın abisiyim." İki baba da başını salladı.
"İyii iyii. Senin ikamet de İzmir'de mi?"
"Evet. Şimdilik oradayım. Ama buraya gelmeyi düşünüyorum." Niye yalan söylüyordu! Gelemeyeceğini ikimizde biliyorduk. O anne ve baba buna müsade etmezdi.
"İnşaAllah gelirsin evlat." Berkay onayladı.
Bir anda Gülperi teyze ile Sare teyze muhabbete başladı. Dinlediğim kadarıyla dün sohbet varmış bir mecliste, onu konuşuyorlardı. Cahit ve Kemal amca da haberlerden konuşmaya başladılar. Siyaset onların kapanmayan yarası gibi duruyordu. Bu halleri komikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehlika i-lahza
Roman pour Adolescents(Askıda) Hayat imtihan dolu Rena'm ve sen hangisinin imtihan olduğunu anlamakta zorluk çektiğinde bile imtihanda olacaksın. Sen benimsin Bana emanetsin Benim kaderimsin Benim gözbebeğimsin Kısaca sen, bana aitsin Bir emanete alıştığında ondan ayrıl...