Es-selamu aleykum
.......................
İnsan nasıl bir varlıktı böyle.. Bir yandan huzuru hissederken bir yandan yorulduğunu düşünüp yoruluyordu.
Ve insan sadece oturduğu yerden bile yoruluyordu, yorulduğunu düşünmek ağlatıyordu, insan sürekli ağlıyordu.
Dünyaya geldiğinde olduğu gibi..Ama ölmek farklıydı. Her şey yaşama bağlıydı. Kimi gülerek ölüyor ve kimi de yaptıklarından pişman ağlayarak helak olup gidiyordu bu diyardan.
Abimin kollarında ne kadar da çok yorulduğumu hissettim. Sanki birileri destek olunca güçsüzleşiyordum. Bu bir gerçekti, kişi kendini sadece Allah'a bıraktığında güçlü hissediyordu. Şuan olduğu gibi fani insanlarla ahbaplık o güç kalkanını kırıyordu. Gözpınarlarını şelaleye çeviriyor, ses tellerinde bozulmuş hoparlör etkisi veriyordu.
Hıçkırmaya başladım. Ziyaret odası benim sesimle çınladı. Kendimi tutamadım. Soluk alamıyordum. İstemeden oldu. Öylece ağladım. Hüngüre hüngüre misali. Ağlamak bile yorucuydu.
Yanlız olduğumda yanlız olmuyordum ben, Rabb'im vardı, ama yanımda insanlar varken yanlız hissediyordum. Yine Rabb'im vardı ama insanlar bir engeldi bana sanki. Sürekli bir şeyler söylüyor kafa karıştırıyorlardı.
Dayanıksızlaştım. Ayaklarım tutmadı. Beni dirseklerimden kavrayıp ayakta tuttu.
"Dayanamıyorum abi." Nefeslerim sözcüklerimi kesiyordu. Nefeslerimi kesen ise hıçkırıklarımdı. Bir şeyleri bilememek beni yoruyordu ve yorulmak canımı yakıyordu.
Köşedeki masaya yürütüp sandalyeye oturttu. Kendi de yanıma oturdu, hemen yanıma. Beni göğsüne yaslayıp başımı okşadı. Anne şefkati sezdim o an. Annemi istedim. Yalandan da olsa bir kere beni sevsin istedim.
"Biraz dertleşmek ister misin?" Başımı iki yana salladım. Derin bir nefes aldım sesimin kesilmemesi için.
"Ben yoruldum abi. Çok yoruldum. Konuşmak bile yoruyor beni artık. Biri beni sevse olmaz mı?" İşaret parmağımı kaldırdım. "Bir kişi"
"Niye böyle söylüyorsun Rena'm? Hayatımda tek sevdiğim insansın sen. Ya onlar,," Göğsü kımıldadı. Kafamı kaldırıp gösterdiği yere baktım. Kızlar solgun yüzleriyle bana bakıyorlardı. Sol gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim. Yenisi gecikmedi.
"Onlar seni çok sevmişler Rena, onlara haksızlık etme. Evet ben kötü bir abiyim ama onlara haksızlık etme." Alt dudağım büzüştü. Başım tekrar göğsünü buldu.
"Kötü bir abi değilsin. Ben seni hep sevdim Berkay."
"Biliyorum güzelim, affet beni. Çok geciktim." Gözpınarım sakinleşti. Duruldu. Şimdi sakin ve ılıktım. Sarılmak duygularımı yorduğu kadar ruhumu sakinleştiriyordu.
Sokulduğum yerden göğsüne hafif bir yumruk attım. "Öyle deme."
"Öyle öyle." Biraz suskun kaldı. Ziyaret saati yoktu benim için herhalde. Belki bana acımışlardı. Ya da zaman yavaş geçmişti.
"He sonra Merih'e de haksızlık etme.." Güldü. "Yani kocan olacak o ite." Kaşlarım çatıldı. Yerimde doğruldum.
"Düzgün konuş önce.!" Gözlerimi kaçırıp konuştum. "Onun sevgisine inanmıyorum. Beni böyle mi sevecekti?"
"Ona şahit oldum Lilya, bugün geldim İzmir'den. İlk onu gördüm. Uykusuzdu yüzü. Gözlerinin altı çökmüştü. Buna rağmen kavga ettim. Derken ufak bir tartıştım. Onu denemem gerekiyordu. Bir abi olarak." Kaşlarım havalandı. Akan burnumu çektim.
![](https://img.wattpad.com/cover/213266459-288-k927492.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehlika i-lahza
Novela Juvenil(Askıda) Hayat imtihan dolu Rena'm ve sen hangisinin imtihan olduğunu anlamakta zorluk çektiğinde bile imtihanda olacaksın. Sen benimsin Bana emanetsin Benim kaderimsin Benim gözbebeğimsin Kısaca sen, bana aitsin Bir emanete alıştığında ondan ayrıl...