Beden dersi, Fizik dersi, Coğrafya dersi derken okulun bitiş zili çalmıştı. Büyük bir sevinçle çantamı toplarken arkamdan bir el omzuma dokundu ve beni kendine doğru çevirdi.
"Asel bugün için tekrardan özür dilerim isteyerek olmadı."
"Atlas bu konuyu kapattığımızı düşünüyordum bilerek yapmadığını biliyorum cağnım kankam."
"Cağnım kankam." dedi ve sustu gözlerinde de büyük bir kırgınlık var gibiydi. Sonra gözlerini çevirdi ama bu uzun sürmedi tekrar gözleri benimle buluştuğunda "Hala acıyor mu?" diye sordu elini saçlarımın arasında gezdirdi. Başımı hayır şeklinde sallayınca gülümsedi ve çantamı bana uzatarak sınıftan çıktık. Biz sınıftan çıkarken sınıfta kimsenin kalmadığını fark ettim ne ara bu kadar süre geçmişti. Birlikte merdivenlerden indikten sonra beni Belis'in Atlas'ı da Ayaz'ın beklediğini gördük. Tabiki yanlarına gidince azar işitmekten kurtulamadık. Daha sonra ayrılıp herkes kendi evine yürümeye başladı.
Belis yol boyunca bana bakıp imalı imalı sırıtışlar atıyordu. Hayal ve Belis'e noluyordu ki bugünlerde? Daha fazla dayanamayıp Belis'e döndüm.
"Siz Hayalle beraber benden ne saklıyorsunuz?"
"Bir şey saklamıyoruz ikiz nereden çıkartıyorsun?"
"Beliiis yalan söyleme seni tanıyorum bakışların ve mimiklerin ne zaman benden bir şey saklasan böyle olur."
"Ya bir şey saklamıyoruz." dedi ama hala gülüyordu.
"Bu konu burada kapanmadı Belis Hanım seninle daha sonra konuşacağım." dedim evin kapısını açarken.
O sırada annem kapıyı açtı ve "Siz yine hangi konuda kavga ediyorsunuz bakiyim?" dedi.
"Belis ve hayal benden bir şey saklıyorlar ama ben yakında onu onlardan öğreneceğim." dedim Belis'e bakarken bu bir çeşit tehtit bakışıydı.
"Hayır anne saklamıyoruz kendi kendine uyduruyor işte." Hala gülüyordu ve ben çıldırmak üzereydim.
"İyi bakalım içeri geçin üstünüzü çıkartıp yemeğe gelin bugün babanızın öneli bir avukatlık görüşmesi var sanırım baya ünlü birinin daimi avukatı olacakmış." dedi annem sonra devam etti. "Benim de yarın önemli bir duruşmam var oldukça zor bir dava olacak bütün avukatlık hünerlerimi göstermem gerekecek." dedi.
İkimizde "Sen yaparsın annecim." deyip onu öptük ve odalarımıza çıktık. Ben üstümü değiştirip yemeğe inmek yerine yatağa oturdum ve biraz telefonda gezip daha sonra ders çalışmam gerektiğine kendimi ikna ettim çünkü yarın sınavlar başlıyordu. Tabiki telefonu elime alıp direkt anobile yazdım.
Asel: Sen sap ben sap yok mu bir Whatsapp?
053*******: Aselciğim farkında mısın bilmiyorum ama biz uzun zamandır buradan konuşuyoruz zaten :)
053*******: Benim sayemde :)
Asel: Biliyorum malcığım ama bize 'Naber' diye mesaj atmak yakışmaz illaki garip bir mesajla giriş yapmamız lazım.
Asel: Haksız mıyım?
053*******: Doğru lan.
Asel: Sen benim mor saçlı halimi biliyor musun anobil?
053*******: Tabi ki biliyorum lavantam diyordum o zaman sana çok tatlı olmuştun.
Asel: Lavantam mııııı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZ (TEXTİNG)
Romance053*******: Pişt kız naber? Asel: İyidir kardeş sen? 053*******: Kardeş deme lazım olur. Asel: Ha?