24.Bölüm

5.4K 284 11
                                    


HAYAL'İN ANLATIMIYLA.....

Asel'in odadan bilinmeyeniyle buluşmak için çıkmasıyla merakım da büyümüştü. Yatağımda yatarken aniden ayağa fırlayarak kendi yatağında yatan Belis'e dönerek "Asel ve bilinmeyenini aşağıya inerek yakalasak çok iyi olmaz mııı hem akşam çok sıkıcı geçiyor erkeklerde uyumuş zaten aksiyon olur lütfeeeeeeen? dedim ama Belis'in bezmiş suratından daha da ikna edici olmam gerektiğini düşündüm. "Eğer gelirsen dönüşte restorandan tatlı alırız." dedim evet Hayal aynen böyle süper ikna edicilik. Gözleri parlayan Belis'i ikna ettiğimi görünce onun kıyafetlerini kafasına attım. O da itiraz etmeden giyinmek zorunda kaldı. 

Aklımda çok haince bir plan vardı ama bunu Belis'e bile söylemeyecektim çünkü eğer söyleseydim yapmama izin vermeyeceğinden emindim.

Hızlıca hazırlanıp asansörün önünde beklerken lütfen o kötü koku olmasın diye dua ettik. Aşağıya indiğimizde Asel'in bize söylediği yere gittik ama lobinin arkasında değillerdi. Belis kaçmasın diye bir elimle onun kolunu tutarken diğer elimle de telefonumu tutuyordum. Biraz düşündükten sonra dışarı bakmaya karar verdim. İşte tam isabet Hayal aferin. 

Onları görünce Belis'e elimle 'şşşhh' işareti yapıp sessizce yanlarına ilerledim ve bum lanet olsun flaşı açık unutmuşum. "Yakalandınız enişteeeee." dedikten sonra birden bana dönen yüzle beraber şok oldum b-bunu asla beklemiyordum nasıl yani Allahım sanırım çıldırmak üzereydim. Yoksa hayal mi görüyordum yok yok kesin hayaldi bunların gerçek olması imkansızdı. Bilinmeyen o muydu? Sanırım yüzünü gördüğümü fark etmemişti çünkü bana dönen yüzü 1 saniye sonra saklanmıştı. Hızla Belis'e dönen yüzüm onun başka tarafa baktığını görünce içimden küfürler savurmama neden oldu. Sonra arkamdan gelen Belis'in sesiyle iç sesimle olan konuşmam sona erdi. 

"Neyseee canım biz görevimizi tamamladığımıza göre çifte kumruları yalnız bırakalım." dedi Belis. Hala şaşkınlığımı üstümden atamamışken Belis'e kafamı tamam şeklinde sallayıp oradan çıktım. 

Asansörden sonra odamıza geçince elimi yüzümü yıkayıp kendiimi yatağa attım ve bir kaç kez hıhıhııhııh gülüşü atarak Belis'e baktığımda Belis "Noldu Hayalciğim çıkar ağzındaki baklayı." dedi. Bu kız beni çok iyi tanıyordu. "Şey ben onların fotoğrafını çektiğimde anonimi böyle çok az ucundan görmüş olabilirim." dedim oh tek nefeste çıkmıştı ağzımdan. 

30 saniye boyunca gözlerime boş duvara bakıyormuş gibi baktı ve neredeyse tüm ülkenin duyabileceği şekilde çığlık attı. İyi de bu buna bu kadar tepki verdiyse bilinmeyeni söylediğimde vereceği tepkiden çok korkmuştum. 

Omuzlarımı dikleştirdim ve "öhm öhm" diyerek kendimle övünür gibi yaptım. Belis yataktan zıplayarak benim yanıma yatağa yerleşti. "Aşkııım canııım bebeğiiiim bana da söyleyeceksin değil miiiii?" dedi 32 diş sırıtarak. Bir kedi gibi bana sırnaştı ve sonra nankör bir kedi gibi bana saldırdı yani gıdıklamaya başladı. 

Yaklaşık 10 dakikadır beni gıdıklıyor ve arada durup nefes nefese "Pes ediyor musun söyleyecek misin bilinmeyeni?" diyordu. Kafamı olumsuz şekilde salladığımda tekrar gıdıklamaya başlıyordu. Artık daha fazla dayanamayacaktım. "T-Tam haahhahaha t-tama ahahahahh tamam söyleyeceğim yeter artık." dedim.  Belis bana zafer benim gibi bakınca yatakta doğruldum ve sanki odada bizden başka biri varmışta duyacakmış gibi kulağına eğilerek bilinmeyeni söyledim.

Belis ikinci şok için hazırlıklıydı ve sanki omzundan vurulmuş gibi omzunu tutup sahte bayılma hareketi yaptı. Ben gülerken fotoğrafı ona gösterdim. Belis bana dönerek "Eee ama bunda bilinmeyenin yüzü gözüküyor." dedi onu başımla onayladım ve "Neyse eğer Asel fotoğrafı isterse fotoğrafın bir kısmını kesip veririm" dedim. 

Şimdi sıra Asel gelene kadar bilinmeyenin dedikodusunu yapmaktaydı. Tabiki Asel'e bilinmeyeni gördüğümüzü ve bildiğimizi söylemeyecektik ama bu demek olmuyor ki bilinmeyene küçük oyunlar yapmayacağız. Ayyy ben bu her şeyden haberdar olma işini çok sevdim be.

Dışımdan kendi esprime gülerken Belis'in bana garip bakışlarıyla daha da çok gülmeye başladım. Ben gülerken Belis'de kendini tutamadı ve gülmeye başladı. Biz gülerken kapının açılma sesi geldi ve ikimizde susarak bakışlarımızı Asel'e yönlendirdik. Uzun süre ona bakınca 'Noldu' şeklinde başını salladı bende "Hiiiç" diye mırıldanarak yatağıma yattım ve örtüyü kafama kadar çektim. İçeride kendi kendime gülerken dışarıdan çok saçma göründüğümün farkındaydım ama artık bana alışmışlardı o yüzden bu tür hareketlerimi sorgulamıyorlardı. 

Ne kadar süre kafam yorganın altında güldüğümü bilmiyorum ama gelen sesle kafamı yorganın altından çıkardım Asel bilinmeyenle olan fotoğrafını istiyordu. Evet Hayal hadi yaratıcı bir bahane bul sen ki yılların bahanecisi salla bir şey derken görüş açıma tuvalet takıldı. Telefonu mu alarak tuvalete geçtim ve Asel'e "Tuvalete gidiyim sonr atarım." dedim. Tuvalette fotoğrafı kırptıktan sonra çıktım ve Asel'e fotoğrafı attım. 

Yatağıma ustaca atlayarak telefonun siyah ekranına boş boş bakmaya başladım. Sonra birden aklıma sevdiceğim Eray geldi. Saat her ne kadar geç olsa da ona yazacaktım. Benim ismim Hayal'di eğer beni sorgularlarsa bu büyük hata olurdu. 

Hayal: Bahtım o kadar kapaIı ki otomatik kapı biIe beni görünce kapanıyor Erağğğy.

Eray: Ns dsyoğsun kyğzm sağğten hbareğn vsr mığ?

Hayal: Uyandırdım mı?

Eray: Bireaz öğle osldu amğa ömnemlği dseğikl.

Hayal: Allahım Eray konuşacaksan uyan öyle gel senin yüzünden Türkçeyi unutacağım.

Eray: Uyandım uyandım.

Eray: Hem o bahtın değildir bahtın olsa duramazsın.

Eray: Boyun kısa ya ondan görmüyordur.

Hayal: Sen hiç kısa kız laneti diye bir şey duymadın mı?

Eray: Duydum tabiki.

Hayal: Hah işte onu sana yapmamam için 10 saniyen var çabuk özür dile.

Eray: Özür dileriz düş hanım.

Hayal: Bak şimdi de adımla dalga geçiyor sabah seni bir elime geçiriyim var ya.

Eray: Kıyamazsın ki.

Hayal: Alla Alla nedenmiş bal gibi de kıyarım.

Eray: Sen bana hayatta kıyamazsın.

Hayal: Yarın görüşürüz.

Eray: Korktum şimdi bak yoksa kıyarmısın lan.

Hayal: Bilmem.

Eray: Aha bilmem dedi kesin kıycak bide nokta koymuş kesin sıçtık.

Hayal: Sen bana kıycan mı bay öküz?

Eray: Ya ben o minnoş surata nasıl kıyayım. 

Hayal: Bak yumuşadım şimdi pamuk gibi oldum hee.

Eray: Hazır yumuşamışken yarın öpiyim mi seni yanaktan.

Hayal: Hoşt fırsatçı köpek.

Eray: Şansımı denedim ya.

Hayal: Bence en şansını zorlamadan uza hade hade.

Hayal: Gözüm görmesin.

Eray: Tamam kızma kızma nasıl olsa yarın yine otobüste yanımdasın ;)

Hayal: Hoşt o nasıl gülüş sapıkkk.

Eray: UFGORUWGFOERŞGERGERKJVBEFK.

Eray: Neyse sen beni dövmeden yavaştan kaçıyım ben.

Hayal: Bence de.

Telefonu yanımdaki komidine bırakıp aptal aptal sırıtmaya başladım. Sonra da kızlara 'iyi geceler.' diyip uyumaya çalıştım.


İKİZ (TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin