Desteklerinizi bekliyorum🖤
The neighbourhood - daddy ıssues 🎶
Bir haftadır diğerleri ile kaldığı bu odada bir haftadır uyumayan jimin artık yorgunluktan helak olmuştu. Sadece o değil diğer herkes de helak olmuştu. Gözleri tam kapanacaken odanın içinde yankılanan siren sesi ve tüm odayı dolduran gaz gözlerini açmasını sağladı. Uyuyamıyorlardı ve hepsi bitik durumdaydı. Gözünden yaşlar süzüldü. Duvara baktı boş boş. Uykusuzluktan başı zonkluyor ama başına rağmen profesörü düşünüyordu. İsminin jeon jungkook olduğunu öğrendiği bu adam aklından kesinlikle çıkmıyor ve daha da kötü olan şey ise jimini umutlandırmış olmasıydı. Jimin jungkooku ilk gördüğünde dikkat ettiği iki şey tavşan dişleri ve keskin çene hattı oldu. Yine aklına jungkookun görüntüleri gelince gözlerini kapatı. Gözünden yaşlar süzülüyordu. Bu berbat gaz ve uykusuzluk onu öldürüyordu. Bu sırada jungkook kontrol bahanesi ile deney odasını kameralardan izlemeye başladı. Deneklerin hepsinin perişan görünmesi canını sıkmıştı. Bir haftadır bir şeyler yapmaya çalışıyor ama bir türlü şu deneyi önleyemiyordu. Sonra köşede oturmuş gözleri kapalı jimine odaklandı. Görüntüyü büyütünce ağladığını fark etti. Morali zaten kötüydü daha da beter oldu. Sonra birden siren çalıp gaz verildi içeri. Jungkook bu görüntüyü izlerken gaz verildikten sonra deneklerin uyuklasalar bile ayıldıklarını fark edince aklına gelen şey ile gülümsedi. Evet dedi kendi kendine evet deneyin iptal olması için kocaman güzel bir neden.
Jungkook apar topar odasına gelmiş. Deneyde kullanılan malzemelerin hangi odada olduğunu öğrenmişti. Tabi öğrendiği şey ile biraz hüsrana uğrasada pes etmeye niyeti yoktu, gece olmasını bekleyecekti. Şimdilik dikkat çekmemek için eve gitse iyi olurdu çıkış saati çoktan gelmişti. Jungkook hızlıca laboratuvarı terk etti. Arabasıyla eski bir doktor tanıdığını ziyaret etti ve lazım olan her şeyi ondan temin ettikten sonra eve geçti. Hızla duşunu aldı saat gece yarısı on ikiye gelmek üzereydi. Altına salaş siyah pantolonunu üzerine siyah tşhortünü ve siyah kot ceketini geçirdikten sonra siyah ağız maskesini ve beyzbol şapkasını takmayı unutmadı. Kesinlikle tanımaması gerekiyordu ve bu riske girmek onun için çok zordu ama yapmak zorundaydı. Hızla ilacı alıp evden çıktı. Evet jungkook uyku gazı ilaçlarını zararsız ilaçlarla değiştirecekti. Maksat ise denekler uyuduğunda deneyin boşa çıktığını göstermek denekler zarar görmeden bu işi bitirmekti. Bu yüzden jungkook uyku gazı ilaçlarıyla görünüm olarak tamamen aynı olan bu zararsız ilaçları doktor arkadaşından temin etmişti. Laboratuvarın önüne gelmesi çok sürmedi. Maskesi ile ağzını kapattı şapkasını öne eğdi. Binaya sakin ve yavaş adımlarla girdi. Yavaş yavaş saçma olan o tüm kolidorları geçtikten sonra gördüğü odanın kapısı ve yanında duran iki iri yarı adamla yüzü düştü. Tabi ki de adamlar olacaktı tae akıllı bir adamdı. Jungkookun acilen bir şeyler yapması lazımdı. Duvarın arkasına yaslandı ve adamlara baktı. Hayvan gibilerdi jungkooku buldozer gibi ezer geçerlerdi. Jungkook aklına gelen fikirle belindeki çakıyı çıkardı. Çakıya baktı. Bunu yapmak zorundaydı başka çaresi yoktu. Yüzündeki maskeyi çıkardı cebine koydu, şapkayı da belindeki kemere taktı çakıyla kendi yüzünü çizmeye başladı. Acısada dişlerini sıktı. Yüzünde bir kaç derin çizik bıraktıktan sonra daha inandırıcı olması gerektiğini düşünerek bıçağı sol koluna, omuz ile dirseğinin olduğu o kısma tuttu. Ve bıçağı koluna soktu. Vücudunda hissettiği acı ile kıvranmaya başladı. Anlından akan terler ise acısının en büyük kanıtıydı. Dişlerini sanki kırılacak gibi sıkarken bıçağı geri çıkardı. Titreyen elini kolunda kanayan yere bastırdı. Acı içinde tökezleyerek iri yarı adamların yanına yürümeye başladı. Adamlar ilk ne olduğunu anlamasada gelen kişinin jungkook olduğunu fark ettiler ve yarasını görünce korumalardan biri "profesör jeon" diye seslendi yanına geldiler jungkook ise dişlerini sıkarak "üç kişi binaya girdiler." acısı sesine vururken tam da tahmin ettiği gibi oldu. Korumalar telaşla kolidorda koşmaya başladılar. Jungkook taenin bir kaç düşmanının olduğunu biliyordu ve bu korumalar da bundan korkuyordu. Jungkook acı içinde üzerindeki tşhortünden çakı yardımı ile bir parça kopardı. İnatçının tekiydi. O denekleri kurtarana kadar her türlü yolu deneyecekti. Parçayla kolunu sardı. Hızla kanayan yüzü ve koluyla beraber odanın önüne geldi. Anahtarı çoğaltabildiği için şanslıydı. Kapıyı açtı odaya girip kapıyı geri kapattı. Uyku gazlarının olduğunu düşündüğü dolaba yöneldi. Bir sorun vardı ki dolap şifreliydi. İçinden tüm küfürleri sayarken ilk taenin doğum tarihini girdi. Tabi ki de yanlıştı. Jungkookun tek avantajı ne kadar denerse denesin klit bloke olmuyordu. Bir kaç tarih denedikten sonra 01.09.1997 tarihini denemesiyle açılan kilite şok içinde bakması bir oldu. Tae gerçekten takıntılı birine dönmeye başlamıştı. Şifreyi jungkookun doğum tarihi yapması bunun en büyük kanıtıdır. Jungkook hızla dolabın içindeki küçük sıvı halindeki uyku gazları tüplerin cebine attı. Sıvıyı sıkıştırdıları için gaz sıvı hale gelmiş ve küçücük cam tüpler haline gelmişti. Jungkook arkadaşından aldığı zararsız uyku gazı tüplerini dolaba aynı yere yerleştirdikten sonra dolabın şifresini kapattı. Hızla şapkası ve maskesini taktı. Odadan çıktı ve kapıyı kilitlemeye başladı taki ensesinde hissettiği nefese kadar. Donup kalmıştı. Yan tarafından uzanan kol ile kapıya yerleşen el görüş alanına girdi. Yutkundu. Çünkü bu kemikli eli ve yüzük parmağındaki alt alta olan "JJJ" dövmesini çok iyi biliyordu. Şimdi boku yemişti. Buram buram burnuna gelen alkol kokusu onu daha da gereken ensesine üflenen nefeslerle titredi. Taenin kalın ve erkeksi sesi jungkookun kulağına geldi. "JEON JUNGKOOK!" sertti sesi. Ama sinirli miydi yoksa sakin miydi belli değildi. Jungkooku kolundan tuttuğu gibi daha kitleyemediği odaya soktu ve kapıyı kapattı. Jungkook yavaş kafasını kaldırarak taenin yüzüne baktı. Taenin gözlerinde gördüğü ateş ile içinden koca bir siktiri çekti. Tae jungkooka doğru adımlar jungkook ise taeye eşlik ederek geriye doğru. Sırtı duvara değince dişlerini sıkar. Kolundaki sızı onu zorlarken tae dibine kadar girer. Aralarında geçen gergin bakışma taenin sözleri değişik bir hal alır "Neden yaptın?" sesi epey sinirli gibi çıktığından jungkook kendi dikleştirdi kendinden emin sert bir sesle "Bana verdiğin dosyalardaki eksik bilgileri bulmak için." jungkook içinden kendine aferinler yağdırmaya başladı sert sesle emin bir şekilde konuşmaya başardığı ve düzgün bir yalan uydurduğu için. Tae jungkookun gözlerine bakar. "Bilmen gerekenden fazlasını merak ediyorsun jeon jungkook bir cezayı hak ettin." jungkook duyduğu kelimelerle şaşkın bir o kadar sinirli taeye bakar "Ne saçmalıyorsun ne cezası." tae hemen yanlarında duran tekli koltuğa oturur genişçe yayılır. "kucağıma otur" sesi sert ve emir verirmiş gibi çıkarken bir eliyle de bacağına pat patlar gelmesi için. Jungkook ikinci bir şok ile kaşlarını çatar "Sen ne sikim saçmalıyorsun." tae sinirle solur jungkookun gözlerine bakar. "açık konuşmak gerekirse bu yalanına inandığımız mı düşündün? Buraya başka bir boklar karıştırmak için girdiğini biliyorum ve inan bana sinirlenirsem sinirimi senden değil değer verdiklerinden çıkarırım. Hmmm mesela park jimin den başlayabilirim." jungkook hem sinirle hem şaşkınlıkla taeye baktı. O çocuğa değer verdiğini nerden biliyordu. Jungkook daha kendisi bile bununla yüzleşmemişken. Jungkook dişlerini ve yumruklarını sıktı. Yavaşça taeye yaklaştı. İçinden tüm küfürleri saydırırken sıkıca gözlerini kapattı.
Taenin kucağına yerleşti kendini kasarak. Tae kucağında oturan çocuğu izlemeye başladı. Kasılan çenesini, kapalı gözlerinden dolayı gözlerinin altına düşen kirpiklerinin gölgesini, şekilli saçını. Yavaşça elini jungkookun beline koydu. Jungkook sıçrasada gram hareket etmiyordu. Tae kulağına yaklaştı ve nefesini vererek "Beni ne kadar tatmin edersen o çocuğu o kadar çok kurtarırsın jeon jungkook."Şey dediğinizi duyar gibiyim hassiktir boq
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK - JiKook
FanficBir deney ne kadar tehlikeli olabilirdi ki? Eğer arkasında sırlar dolu bir deneyse... "Seni hastalıklı bir şekilde seviyorum profesör bu hiç doğru değil. " "Sevmenin doğrusu yoktur ama güzeli vardır Park Jimin. Bu ilişkinin tek güzel yanı sensin. He...