10.Bölüm WHİTE SWAN

457 41 58
                                    

Lütfen oy verip beğenmeyi unutmayın

Smut yazım yine durduramıyorum kendimi. Şarkı yine smut içindir. Çünkü mükemmel bir şarkıyla smut okumak her zaman mükemmeldir. Smutu okumak istemeyenler için yine uyardım.

Ve smut olduğu için uzun bir bölüm...

Sizleri seviyorum 🖤

Lana del rey - Dark  Paradise🎶

Jungkook hastaneden sonra eve getirilmişti. Üzerinden bir hafta geçmişti. Yeonjun peşinden ayrılmıyor jungkooka bebek gibi bakıyordu . Jungkook ise çok daralmıştı. Laboratuvara gitmek istiyordu. Jimini görmek istiyordu. Deneyin üzerinden bir hafta üç gün geçmişti. Ve deneklerin durumunu merak ediyordu. Yeonjunun bunların hepsinden haberi vardı. Jungkook ilk defa duygularını yeonjuna dökmüş ilk defa jimine aşık olduğunu kabul etmişti. Yeonjun jungkook için her ne kadar üzülsede ona moral vermeye çalışmıştı. Bütün kararlarını desteklenmişti. Jungkook için bu gece ayarladığı şey olursa yeonjun, abisi için bir süpriz yapmayı planlıyordu. Çaktırmadan olsada jungkooku süpriz için hazırlıyordu. Banyosunu yaptırmıştı ve iyileşmekte olan yaralarını sarmış şimdi ise jungkookun saçlarını kuruluyordu. Bir elinde fön makinesi, bir elide jungkookun saçlarındayken konuştu. "hyung yüzüne maske yapalım mı yüzündeki yaralar da iyileşti zaten" yeonjun heyecanlı heyecanlı konuşurken jungkook gülümsedi "olur da bu gün sanki özel bir günmüş gibi davranıyorsun.Banyo yaptırdın, saçlarıma fön çektin şimdi de maske yapacaksın." yeonjun kıkırdadı. İlk defa abisi gördüğü bu adamı mutlu edecekti herşeyi jungkooka borçluydu." çünkü bu gün özel bir gün hyung "jungkook bir şey demedi. Yeonjun yapmayı sevdiği özel maskelerinden yaptı. Özenle jungkookun yüzüne sürüp yıkadı. Bir haftadır bebek gibi bakıyordu jungkooka. Yeonjun jungkookun bakımını bitirdikten sonra jungkook baktı." çok yakışıklı oldun hyung, hadi kitap okuma zamanın geldi sen oku bende akşam yemeği hazırlayacam" jungkook yeonjunun sözlerinin üzerine tavşan dişleriyle güldü. Yeonjun mutfağa giderken jungkook eline kitabını aldı ve okumaya başladı.

Jungkook kitaba odaklanmış okurken içeri gireni yeonjun sanar. Kafasını kaldırdığında karşısında gördüğü melek gibi çocukla donup kalmıştı. Üzerindeki beyaz kıyafetler, bebek gibi suratı adeta cennetten düşen bir melekti. Jungkookun dili tutulmuştu. Karşındaki Park jimin jungkooku saniyeler içinde nakavt etmişti. Elinden düşen kitabın sayfaları yere serilmişti. Zor çıkan sesiyle "j-jimin" şaşkınlığı ve mutluluğu sesine yansımıştı. Jimin gülümserken jungkooka yaklaştı. Koltukta oturan jungkookun dizlerinin dibine oturmuştu. Bu süre boyunca ikiside gözlerini birbirlerinden ayırmadılar. Jungkook gördüklerini algılamaya çalışırken dizlerinin önündeki jimine doğru eğildi. Jimin küçük ellerini jungkookun yanağına koydu. Jungkook bütün vücudunda hissettiği huzurla gözlerini kapattı ve gülümsedi. "jimin buraya nasıl geldin" fısıldamıştı adeta. Sadece jimin duysun istedi sesini. "yeonjuna teşekkür etmeliyiz laboratuvarda sabaha kadar beni idare edecek sadece bu gece kadar vaktimiz var jungkook senin için geldim." jungkook duydukları ile gözlerini açar. Gözleri dolu doludur oda elini jiminin yanağına koyar. Gözünden yaşlar süzülür. Jiminin uykusuzluktan olan göz altı morluklarını fark eder. Baş parmağı ile yanağında olan eli jiminin göz altlarını okşar." Seni kurtaracağım o cehennemden jimin, söz veriyorum her ne olursa olsun." jimin jungkookun sözlerine gülümser. Jungkookun gözyaşları akarken yüzünü yaklaştırdı jimin ve jungkookun yüzünde gözyaşlarının değdiği her yeri santim santim öpmeye başladı. Jungkook gözlerini kapatırken en son öpücüğü için dudağına yaklaştı. Öpmeye başladı jungkooku. Sanki bütün duyguları dudaklarının arasından jungkookun kalbine yollamak ister gibi. Jungkook jiminin öpüşünün güzelliğiyle titredi. Elleri jiminin ensesine gitti. Jimin ise ellerini jungkookun dizlerine koydu. Öpüşmeleri jungkookun jiminin dudağına küçük bir buse kondurmasıyla biterken jimin anlını jungkookun anlına yasladı. İpek gibi sesiyle döktü içinden geçenleri dudaklarından. "Seni hastalıklı bir şekilde seviyorum profesör bu hiç doğru değil." sesi sanki sadece jungkook duysun ister gibi muhafazakar bir şekilde fısıltı çıkmıştı. Gülümseyerek jimine baktı jungkook. "Sevmenin doğrusu yoktur ama güzeli vardır Park Jimin. Bu ilişkinin tek güzel yanı sensin. Her ne kadar denek olsanda." jimin gülümsedi sanki yıldızlara dokunabilen bir çocuk mutluluğuyla. Sonra ise jimin jungkooku ayağa kaldırdı. Jungkook tamamen kontrolü jimine bırakırken arkasına geçti jimin ve gözlerini eliyle kapattı ." bu gece profesör, sadece birbirimize ilgilenelim,  daha birbirimizi tanımadığımız o yılların bile acısını çıkaralım." jungkook gülümserken jimin onu yönlendirerek yemek masasının olduğu geniş mutfağa getirir. Gözlerini yavaşça açar. Jungkook karşısında gördüğü küçük mumlarla ve güllerle kaplı yemek masasına gülümser. İki tane yan yana duran sandalyeye daha da gülerken onu gülümseyerek izleyen jimine bakar. Jimini kendine çeker ve sıkıca sarılır. Jimin ilk şaşırsasa kafasını jungkookun gögüsüne yaslar. Hızlı kalp atışlarını dinlerken o güzel sesi duyar. "bu güllerin, mumların, masanın, odaların, evin güzel olması için bir nedeni varsa o da sensin jimin. Etrafında ne varsa güzelleştiriyorsun." jimin gülerken jungkookun kalbinin tam üstüne bir öpücük bırakır ve elini tutarak sandalyeye oturtur. Kendisi de yanına oturur." hadi yemek yiyelim profesör seninle yapmak istediğim bir sürü şey var. " jungkook gülümser. İkiside birbirlerini izleyerek yemeklerini bitirirler.

DENEK - JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin