Evet bu bölüm hepinizin hoşuna gidecek....
Lana del rey - Bartender🎶
Namjoon'dan
Sanki bir melek düşmüştü yatağa. Namjoonun hemen yanına. Gözlerini alamıyordu. Bir insan ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel diye düşündü namjoon. Geniş güzel omuzları ve o omuzlarına zıt bebek gibi suratı. Uyurken göz altlarına düşen kirpiklerinin gölgeleri. Dolgun dudaklarının en güzel meyvelerden bile güzel olması. Saçları dağınık, çarşaf şekilsiz bir şekilde beline dolanmış, yüz üstü yatmış ama elini yanağına koymuş, yüzü namjoona doğru dönük. Bu görüntü yunan tanrılarını bile kıskandıracak şekildendi. Namjoon jine hayran hayran bakarken aklına jungkookun jimine olan bakışları geldi. Eğer Jin o deneyde denek olsaydı... Düşüncesi bile kötüydü. Namjoon yaptığı şeyin ne kadar kötü olduğunu yeni yeni algılıyordu. İntikam duygusuna yenik düşüp kalpsiz bir adama dönüşmüştü. Jungkook haklıydı, jinde haklıydı. Oradaki hiç bir insan bu deneği hak etmemişti. Jimin masumdu. Her ne kadar taenin üvey kardeşi olsada. Herşeyin tek suçlusu vardı o da taeydi. Namjoon kararını vermişti. Jungkooka her ne olursa olsun yardım edecekti. Bir tane denek ölmüştü. Bir tane masum insan ölmüştü. Taenin suçlu olduğu kadar Namjoonda suçluydu. Çünkü yardım etmişti. Ölmesine izin vermişti o adamın. Evde bekleyen eşi, çocukları, ailesi nasıldı kim bilir? Namjoon hissettiği ağır vicdan azabıyla derin bir nefes aldı. Jine bakarken Jin yavaşça gözlerini açtı. Namjoon gülümsedi uyanan sevgilisine. Dudaklarına bir buse kondurdu. "Günaydın güzelim." Jin her sabah böyle uyanmayı diledi tanrıdan. "Günaydın sevgilim." namjoon kulaklarını okşayan güzel sese gülümsedi ve jine yaklaştı. Belinden kendine çekti kollarını beline sardı. Jin ise ellerini namjoonun omuzlarına koydu. Gülümseyerek birbirlerine bakarlarken namjoon nasıl başlayacağını bilemediği o konuya giriş yaptı. "Sen haklıydın sevgilim. O insanların hiç bir suçu yoktu. Jimin suçlu değil kardeşimin ölümünden. Tek suçlu varsa o da tae. Jungkooka yardım edelim. Taeden korkmuyorum. Hak ettiğini bulsun. O masum insanlarda kurtulmalı. Eski hayatlarına dönmeli." Jin namjoonun dediklerine şaşkınlıkla bakarken" Ciddi misin?" diye şaşkınlık nidaları döküldü dudaklarından. Namjoon o kadar kendinden emindi ki şaşkın bıraktı jini. Namjoon gülümsedi kafasını salladı. Jin mutlulukla boynuna sarıldı." Ben biliyordum namjoon. Senin öyle bir adam olmadığını biliyordum. Teşekkürler ederim sevgilim." mutlulukla namjoonun boynuna küçük öpücükler kondururken ikisininde kıkırtıları karıştı bu güzel güne. Namjoon ömrü hayatı boyunca verebileceği en doğru kararı vermişti.
Jungkook'dan
Sıkıntıyla önündeki dosyayı kurcaladı jungkook. Artık kesin bir çıkış yolu bulmalıydı. Denkler iki hafta dört gündür uykusuzlardı ve dirençleri düşüyordu. Jungkook üç gündür eve gitmemiş uyuyamamış bir yol aramıştı. Hesaplar yapmıştı. Ama eğer kimse ona destek olmazsa tek başına bir şey yapamıyordu. Jin namjoondan dolayı pek emin değildi ve namjoonun destek olacakmış gibi bir hali yoktu. Çaresizlik can yakıyordu artık. Bunalıyordu jungkook. O insanların göz göre göre ölmesini istemiyordu. Dağınık saçları, dağınık kıyafetleri ve uykusuzlukla kalktı ayağa. Jungkook üç günde bu hale döndüyse o denekler ne yapacaklardı. Hiç bir fikri yoktu. Yavaşça çıktı odadan. Neredeyse bomboş, sıkıcı, bunaltıcı o kolidorların hepsini geçti. Fazla ruhsuzdu, bunu kendi de biliyordu. İki tane korumanın olduğu o kapıya geldi. Korumalar alışıktı jungkookun bu kapıya gelişine pek te takmadılar. Tıkladı kapıyı ama cevap beklemeden girdi içeri girdi jungkook. Elinde viskisiyle önündeki dosyalardan kaldırdı kafasını tae. Jungkook ayaklarını sürterek geçti masasının önündeki koltuğa. Tae sadece izledi dağınık olan bu çocuğu. Jungkook taenin yüzüne bakmadı kendi ellerine bakarken döktü içindekileri. "Neden yapıyorsun bunu? Her seferinde çaresiz bırakıyorsun beni. Neden? Bir nedeni o-olmalı?" tae ilk defa böyle görüyordu jungkooku. Elindeki viskiyle baktı. Düşündü. "Hissedebildiğim tek duygu çaresizlik. Belki bende yanımda sürüklemek istiyorumdur. Yanlız kalmaktan korkuyorumdur." jungkook düşündü. Böyle olmazdı bu. Olmamalıydı. "Sen böyle değildin tae." taeye baktı göz göze geldiler. "Sen böyle değildin, ben o yaralı çocuğun yaralarını tek tek öpen o çocuk olan taeyi tanıyorum. Seni tanımıyorum." tae uzunca baktı jungkooka. "Bende kendimi." bu sözlerle baktı jungkook taenin gözlerine. En ufak bir pişmanlık kırıntısı yoktu. Aradı o gözlerde eski taeyi. "Ama jeon jungkook, ben zaten herşeyimi kaybettim. Benliğimi bile kaybettim. Durmayacağım." jungkook derin bir nefes aldı. "Nereye kadar gidecek. Daha kaç tane insan öldüreceksin." jungkookun bu sözlerine kendinden emin bir şekilde cevap verdi tae. "Sen bana eskisi gibi bakana kadar devam edeceğim." jungkook bu cevaba güler alayla. "Senden öldürdüğün her insan için nefret ettim. Ve öldürmeye çalıştıkların için sana bir daha eskisi gibi bakamam tae." Ayağa kalktı jungkook. "Artık öldürme o insanları. Kaldır ortadan şu lanet deneyi." jungkook odadan çıktıktan sonra parçalandı taenin elindeki viski bardağı. Tıpkı annesinin seneler önce param parça ettiği o genç tae gibi.
Jungkook odasına döndüğünde odada koltuğa oturmuş namjin ikilisi vardı. Jungkook karşılarına oturtu. Namjoon fazla gergin görünüyordu konuşmaya Jin başladı. "jungkook namjoon bir karar verdi. Artık o masum insanları korurken bizim yanımızda olacak. Bize yardım edecek." sözlerini bitirdikten sonra elini namjoonun dizine koydu jin. Jungkook kaldı öylece. Hiç beklemiyordu. Sonda yavaş yavaş olayı idrak etti. "Namjoon sen gerçekten mi?" namjoona baktı şaşkın. Namjoon güven verir gibi gülümsedi. "Evet jungkook, ben çok düşündüm. Kardeşim beni hep kahramanı olarak görürdü. Onu kurtaramadım. Ama o insanları kurtarmak istiyorum." namjoonun bu sözlerine mutluluk gözyaşları süzüldü jungkookun yanaklarından "B-ben çok teşekkür ederim gerçek çok teşekkür ederim." Jin gülerek omzuna vurdu jungkookun. "Hey jeon jungkook ağlamaya gelmedik buraya. Şimdi bize planını anlat." jungkook gözlerini silerken derin bir nefes alır. Namjoon ve Jin odaklanırlar jungkooka. "Polise ihbar edeceğiz zaten yasa dışı bir deney ama bir sıkıntı var. Biz de içeri alınırız çünkü bizde profesörüz." Jin ciddi bir şekilde jungkooka bakarken düşünmeye başladı. Öyle bir şey yapmaları gerekti ki, hem kendileri içeri alınmayacaktı hem de denekler kurtulacaklardı. Bu düşüncelerden namjoonun sözüyle kurtuldu." içeri alınmayacakğız. Tüm evraklar, belgeler ve sistemden kendimizi sileceğiz sanki burda 5 yıl önce çalışan profesörlermişiz gibi. İnsan hayatını tehlikeye sokan deneyler yapıldığı için istifa etmişiz gibi göstereceğiz kendimizi."
Namjoonun bu sözleri herşeyin başlangıcıydı. İşte şimdi herşey güzel olacaktı. Sadece küçük bir yalan herşeyi kurtaracaktı.
MERHABALAR AQ
Yine merak dolu bir bölüm...
Neyse sizleri seviyorum 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK - JiKook
Fiksi PenggemarBir deney ne kadar tehlikeli olabilirdi ki? Eğer arkasında sırlar dolu bir deneyse... "Seni hastalıklı bir şekilde seviyorum profesör bu hiç doğru değil. " "Sevmenin doğrusu yoktur ama güzeli vardır Park Jimin. Bu ilişkinin tek güzel yanı sensin. He...