21.Bölüm SİYAH BEYAZ TUŞLAR

260 20 11
                                    

MERHABA GÜZEL OKUYUCULARIM.

Bölümü beğenmeniz dileğiyle...

Zayn ft Sia - Dusk Till Dawn 🎶

Jimin ellerini kıpırdattığında yatakta olan boşlukla kaşlarını çattı. Biraz kıpırdanıp gözlerini açtığında boş yatağa baktı "Jungkook?" o sırada kulakları güzel melodiyi işitti jiminin. Dusk Till Dawn melodisi piyona sesiyle öyle güzel bütünleşmişti ki. Sonra jungkookun sesi duyuldu.

Not tryna be indie
(Bağımsız olmaya çalışmıyorum)
Not tryna be cool
(Havalı olmaya çalışmıyorum)
Just tryna be in this
(Sadece bunda olmaya çalışıyorum)
Tell me are you too?
(Söyle sende bunda mısın)

Jimin güzel sesle gülümsedi kalktı enstrüman odasına adımladı. Yavaşça kapıyı açtığında siyah beyaz tuşlara gezinen o zarif ele baktı ilk. Sonra jungkookun yüzüne baktı. Gözlerine baktı. Jungkook ise jiminin güzel gözlerine aşka bakarken devam etti.

Can you feel where the wind is?
(Rüzgarın nerede olduğunu hissedebiliyor musun?)
Can you feel it through
(İçinde hissedebiliyor musun)
All of the windows
(Bütün pencereleri)
Inside this room
(Bu odanın içindeki)

Jimin jungkookun yanına geldi. Arkasına geçti bacaklarını açarak jungkookun sırtına gögüsünü yasladı ellerini tuşların üzerindeki ellerine koydu  ve okşadı. Yüzünüde jungkookun boynunda sokup dudağını bastırdı. Şarkı söylediğinden dolayı hissetti ses tellerini.

Cause I wanna touch you baby
(Çünkü sana dokunmak istiyorum bebeğim)
And I wanna feel you too
(Ve senide hissetmek istiyorum)
I wanna see the sun rise
(Gündoğumunu görmek istiyorum)
On your sins just me and you
(Günahlarınla sadece ben ve sen)

Jungkook titredi. Ona sarılan bu güzel adamla. Yutkundu. Zayn in sia ile beraber söylemeye başladığı kısımda jimin de söylemeye başladı.

[Zayn & Sia:] [ jkk & jm :]
Light it up, on the run
(Işıklandır,kaçışta)
Let's make love tonight
(Bu akşam aşk yaratalım)

Make it up, fall in love
(Yapıp,aşık olalım)
Baby, I'm right here
(Bebeğim tam buradayım)

Jungkook gülümserken titredi. Çünkü jimin söylerken dudakları jungkookun boynuna değiyordu elleri de ellerinin üzerindeydi. Beraber devam ettiler.

But you'll never be alone
(Ama sen asla yalnız olmayacaksın)
I'll be with you from dusk till dawn
(Akşam şafağa erene dek seninle olacağım)
I'll be with you from dusk till dawn
(Akşam şafağa erene dek seninle olacağım)
Baby, I'm right here
(Bebeğim tam buradayım)
I'll hold you when things go wrong
(İşler kötü gittiğinde seni tutacağım)
I'll be with you from dusk till dawn
(Akşam şafağa erene dek seninle olacağım)

İki güzel sesin uyumu titretti kalpleri. Bu sefer Zaynin kısmı geldiğinde sustu jimin. Sevgilisinin sesini çıplak duymak istiyordu. Sesi her yerini okşasın istiyordu.

We were shut like a jacket
(Ceket gibi kapalıyız)
So do your zip
(Fermuarını çek)
We would roll down the rapids
(Hızlıca yuvarlanacağız)
To find a wave that fits
(Uyan bir dalga bulana kadar)

Girl give love to your body
(Kız bedenine aşk veriyor)
It's only you that can stop it
(Bunu durdurabilecek tek kişi sensin)

Jungkook boynunu ıslatan gözyaşları ile son kez siyah beyaz tuşlarda parmaklarını gezdirdi. Ve jiminin kollarından tutarak jimine döndü. Kucağına aldı ve yaşlı parlak gözlere bakarken içi titredi. "N-neden ağlıyorsun sevgilim?" jungkookun içinin titremesi sesine vururken jiminin ipek gibi sesi duyuldu. "Çok güzelsin" jungkook jiminin belini okşarken gözyaşlarını teker teker öpmeye başladı. Jimin gözlerini kapatırken jungkook dudakları dudağında durdu. Dudakları dudağına değerken konuştu jungkook. "O kadar güzelsin ki kafayı yiyecek gibi oluyorum sevgilim. Bazen sana 'ağlama çirkin oluyorsun' demek istiyorum ama ağlarken bile güzelsin bu benim kalbimi acıtıyor. Ama sen yinede ağlama sevgilim çünkü bundan sonra hep güleceğiz." yavaşça sanki içini saran o sıcak duyguyu jimine aktarmak ister gibi öpmeye başladı jungkook. Jimin dudağından giren o güzel duyguları hissederken jungkookun ensesine ellerini koydu. Jungkook sırtını okşarken yavaşça buse bırakıp ayrıldı dudaklarından. Jimini yormak istemiyordu. Dinlensin istiyordu ve bir de kahvaltı yapmadığı aklına geldi. Jungkook yavaşça kucağında jiminle kalkarken jimin jungkooka sarıldı. Jungkook boynunu öptü sakince. "Şimdi minik meleğim yemek zamanı. Ne yemek istersin? " jungkookun mutfağa yürürken sorduğu soruya jimin mutfağa girdiklerinde cevap verdi. "Sen yanımdasın bana fark etmez her şeyi yerim." jungkook jimini sandalyeye oturtup saçlarını öptükten sonra yemek yapmaya koyuldu.

İkisi de tıka basa yemişlerdi. Ve jimin kusacak derecedeydi artık ama jungkook hayla jimine kendi elleriyle yediriyordu. Jimin jungkookun elini tuttu okşarken." Sevgilim doydum artık burnumdan yemek çıkaracağım."
diye sızlanırken jungkook gülümsedi dayanamayıp yanaklarını öptü. "Bu gün ne yapmak istersin sevgilim."
Jimin bu soruyla düşündü. "Bilmem ki." jungkook bu şirin haline gülümseyip devam etti. "Lunaparka gitmek ister misin?" jiminin bu soruyla gözleri parlarken genişçe gülümsedi. "Gerçekten mi?" jungkook bu sevimli tepkiye gülümsedi dudağına buse kondurup jimini kucağına aldı. "İlk önce banyo yapalım zaten daha çok vaktimiz var." jimin mutlulukla kuala gibi yapıştı jungkooka. İkisi kıkırdarken banyoya geldiler. Jungkook jimini yavaşça indirip suyu ayarladı. Küvete su dolarken jimine döndü. Jungkook jimini bir kaç kere daha yıkamış olsada jimin her seferinde utanıyordu. Jungkook jiminin eğik kafasını çenesinden tutup gözlerine bakarken gülümsedi "Utanırken  bile güzelsin sevgilim. Ama benden utanmana gerek yok." jimin jungkookun gözlerine bakarken gülümsedi. Jungkook jiminin üzerinden ona bol gelen kendi tşhortünü çıkardı. Omzundaki yavaş yavaş geçen yaraya baktı. Eğilip yaranın üzerini öperken jimin jungkooku izliyordu." Banyodan sonra krem sürelim. "jimin kafasını sallarken jungkook jimini nazikçe soyup küvete oturtu. Kendisi de soyunup arkasına geçti ve suyun içinde jimini kendine çekerken musluğu kapattı. Jimin sırtına değen gögüs ile gülümsedi kalp atışlarını hissediyordu. Jungkook şampuanı alıp jiminin saçlarını köpürtürken jimin gözlerini kapattı. Jungkook sinsice gülüp jiminin burnuna parmağındaki köpüğü sürerken jimin yalandan bir sinirle konuştu "Çok yaramazsınız bay jeon." ikisinin kıkırtıları etrafı şenlendirirken , banyo ettiler. İkisinin de en büyük hayalleri gerçek oluyordu yavaş yavaş. Sevgi dolu bir yuva gibi...

Selam ben geldim.

Huzur verici bir bölüm daha....

Beni destekleyen ve okumaya devam eden tüm okuyucularıma teşekkür ederim.

Hepinizi çok seviyorum (^o^)🖤

Desteklerinize ihtiyacım var....

DENEK - JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin