Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri seviyorum 🖤
The neighbourhood - Prey🎶
Jimin'den
Sinirle karşısındaki taeye baktı jimin.
"içerideki çocuk senin yüzünden bu halde tae. Senin yüzünden yaralı senin yüzünden hastane odasında hepsi senin suçun. Kimi sevdiysen onu maaf ettin. Jae senin yüzünden öldü, jojo senin yüzünden bir piskopata dönüştü. Jungkooka zarar vermene izin vermeyeceğim. Eğer jungkooka bir şey olursa seni yaşatmam. " sinirle tüm nefretini taeye kusarken tae de onun kadar sinirli bir şekilde" sessiz ol jungkook duyacak. Ve sen ne cüret beni tehdit edersin. Yok olmak üzeresin park jimin. O deneye daha ne kadar dayanabileceğini sanıyorsun. Şimdi hemen laboratuvara diğer deneklerin yanına ait olduğun o cehenneme dönüyorsun. " jimin sinirle sahte bir kahkaha attı " jungkook uyanmadan hiç bir yere gitmiyorum. "jungkookun olduğu hastane odasına girip taenin yüzüne kapıyı kapatmadan önce söylediği kelimeler taenin yüzüne çarpmıştı resmen.Jungkook 'dan
Koca bir karanlığın içindeydi sanki. Yokluk ile varlığın arasındaydı.Jeon jungkook, jeon jungkook olalı her türlü zorluğa dayanmıştı, Her şeye rağmen gülümsemişti, ayakta kalmıştı. Ve öyle de olacaktı. Jungkook gözleri kapalıyken duymaya başladığı sese odaklandı "özür dilerim jungkook. Seni taeden korumam gerekti özür dilerim. Tae kimi sevdiyse zarar verdi jaeyi öldürdü, jojoyu bir piskopata çevirdi. Ama sana dokunmasına izin vermeyeceğim. Söz veriyorum. Çünkü seni seven tek kişi tae değil." jungkook duyduğu ipek gibi sesin jimine ait olduğunu anladı. Gözleri kapalı olsa da ağzını araladı." j-jimin" sesi titremişti. Canı fena halde yanıyordu. Küçük olan telaşla elini yanağına koydu jungkookun. "tamam yorma kendini dinlen" bunları derken okşadı yavaşça baş parmağı ile jungkookun yanağını. Jungkook acıyan yüzüne rağmen, yüzünde hissettiği ellere gülümsedi. Yavaşça araladı gözlerini. Baktı ona bakan çocuğa. Çok güzeldi. Sanki tanrı jungkookun eline bir fırça vermişti ve hadi çiz kimi istiyorsan onu sana vereceğim demişti jungkookta jimini çizmişti. Jungkook ufak bir tebessüm edince jimin de gülümsedi. Yavaşça elini uzattı jimine doğru. "Hey kendini yorma." jiminin bu sözlerine daha da gülerken "Yaklaş o zaman." jimin bu sözlerle yaklaştı jungkooka. Yüzüne değen kemikli ve sıcak ellerle gülümsedi. Jungkook yanaklarını okşamaya başladı yavaşça. İçinde jimin olan her şey mutlu ediyordu onu. Jungkookun eli yavaşça jiminin ensesine gitti. Yavaşça kendine yaklaştırdı. Jimin jungkooka uyum sağladı. Yüzlerinin arasında milim kala jungkook jimine baktı. Dudaklarına bakan o güzel çocuğa. Yavaşça kapandı dudaklarına. Sanki içindeki bütün o duyguları vermek istedi jungkook. Jiminin elleri jungkookun kemikli çenesini buldu. Okşadı yaralarını sarmak ister gibi. Jungkook içindeki renkleri jimine akıtmak istedi. Onu dünyanın en güzel tablosu yapmak istedi. Dudakları ile fırça darbeleri bırakmak istedi. Ama en çok kalbini vermek istedi. Ve verdide. Öperken ensesini okşadı. Nefesi kesilene kadar öpmek istedi jimini. Jimin ensesindeki hissettiği ellerle gülümsedi öpüşürken. Gözünden yaşlar süzüldü. Jungkook hissettiği ıslaklıkla ayrıldı küçük olandan. Yaşlı gözlere baktı. "Neden ağlıyorsun?" derken göz yaşlarını sili elleriyle. Jimin jungkooka baktı yaşlı gözlerle. "En son annemin beni bu kadar güzel sevğini hissetmiştim, seneler önce" derken gözlerini kapatır jimin. Kapalı gözlerinden sanki yıldızlar kayıyormuş gibi kaydı yaşlar. Jungkook gözlerini silerken konuştu. "Ağlama güzelim, gökyüzümü yağmurlu görmek istemiyorum." jimin yavaşça açtı kızarık gözlerini tüm dişleri gözükene kadar gülümsedi. Jungkook hayran hayran izlerken "Güzelin miyim gerçekten?" diye sordu. Jungkook gülümsedi tavşan dişleri ile "öylesin, herkesden daha güzelsin." jimin kıkırdamaya başladı. "teşekkür ederim profesör." jungkook jiminin neden teşekkür ettiğini alamazken jimin devam eder "bana kendimi değerli hissettirdiğin için." jungkook gülümser elini yavaşça kaldırıp jiminin elini tutar "ben teşekkür ederim park jimin hayatıma her ne nedenden olursa olsun girdiğin ve güzelleştirdiğin için." jimin gülümser burnunu çeker yavaşça elini jungkookun elinden çeker "gitmem gerek profesör biliyorsun ben bir deneyim, tae ve adamları kapıda ben çıktıktan sonra tae girer yanına görüşürüz" jungkook üzülsede onu görebildiği için mutluydu. Jimin jungkookun anlına küçük bir öpücük kondurur ve odadan çıkar. Jungkook jimin çıkınca sızlayan tüm yaralarını hissetmeye başlar. Jungkookun tek ilacı jimindi. Ona ihtiyacı vardı. Her ne olursa olsun söz verdi kendine. Her ne olursa hem o denekleri hem de jimini kurtaracaktı. Jungkook tavanı izlerken tae girdi odaya. Jungkook girenin tae olduğunu anladığı için tavandan gözlerini ayırmadı. Tae yavaşça jungkookun uzandığı hastane yatağının yanındaki koltuğa oturdu. Jungkook tavanı izlerken o kalın erkeksi ses konuşmaya başladı. "yeonjunu laboratuvardan çağırdım bir süre evde dinlen ve yaralarının iyileşmesini bekle bu halde ayağa kalkma" bunları jungkooku izlerken söylemişti tae. Jungkook gözlerindeki sinirle döndü tae ye "sana deneyi hiç yapmamanı söyledim tae anlatım sana, eskisi gibi iyi biri olmanı istedim, insanları kırmamanı bekledim, bana isteğimin dışında dokunmamanı bekledim. Seneler önce" yutkunur jungkook hatırladığı anılar vücudundaki yaralardan daha çok acıttı canını "yalvardım sana, ağladım, çığlıklar attım dokunma bana dedim ama eski güçsüz jungkook yok artık karşında. Beni düşmanın olarak gör artık çünkü artık öyleyim ve sakın ama sakına bana beni düşünüyormuş gibi davranma." jungkook nefret dolu bakışlarını çekti taeden. Tavana bakmayı tercih ederdi. " merak etme jungkook her şey bittiğinde bana eskisi gibi bakmanı sağlayacağım. O kaza hiç yaşanmamış gibi olacak. Sen beni hiç unutmamışsın gibi. " jungkook sinirle gülerken dilini ağzının içine gezdirir. "sen bana kendini beni tecavüz ederek hatırlatmaya çalıştın tae. Hayal dünyan çok kurgu ordan bir çık çünkü hiç bir zaman sana eskisi gibi bakmayacağım." tae tam konuşçakken korkmuş bir şekilde yeonjun girer odaya. Küçük çocuk hayatta olan tek varlığı jungkooku kaybetme korkusunu en derinden yaşamıştı. Jungkook onun ölen ailesiydi, abisiydi. Tüm ailesi öldüğünde ailesinin borcu üzerine kalmıştı tam olarak onbeş yaşındayken jungkook onu öldürecek olan mafyaların elinden kurtarmış iki tane evini satmış, yeonjunun borcunu ödemiş ve onu kardeşi olarak görmüştü. Yeonjun jungkooku her zaman herkesden çok severdi. Yeonjun telaşla jungkookun yanına gelir yanına oturur elini tutarak "hyung iyisin değil mi? Canın acıyor mu? Pansumanını yenilediler mi? Bir şey ister misin?" jungkook nefes bile almadan konuşan yeonjuna gülümsedi "anlaşılan iyileşene kadar bebek muamelesi göreceğim"
Merhaba arkadaşlar şimdi bu bölümdeki bazı sırları çözmeye çalışın siz bende mükemmel bir bölüm yazmaya çalışayım.
Sizleri seviyorum muhaaa🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK - JiKook
FanficBir deney ne kadar tehlikeli olabilirdi ki? Eğer arkasında sırlar dolu bir deneyse... "Seni hastalıklı bir şekilde seviyorum profesör bu hiç doğru değil. " "Sevmenin doğrusu yoktur ama güzeli vardır Park Jimin. Bu ilişkinin tek güzel yanı sensin. He...