"Bitmedi, değil mi?"
"Son bir oyun kaldı. Sonunda kavuşuyoruz birbirimize." Katildi bu. Gülüyordu.
"Sana kavuşup da ne yapacağım, adi köpek?"
"Neden ağzını bozuyorsun? Seni o kadar cezaevlerinde sürünmekten kurtardım. En az on yıl yerdin biliyor musun?"
"Sen... Neden ama?"
"Oyunu bitirmemiz gerek."
"Bitirelim artık. Söyle, şimdi ne yapmam gerek?"
"Sana vereceğim adrese yarım saat içinde gelmeni istiyorum. Yalnızca sen ve ben. Seni 'Başkasının haberi olmayacak,' diye uyarmama gerek yok sanırım. Sen ve ben."
Yüzümü Deryalara döndüm. "Hemen döneceğim," dedim.
"Hah, şöyle. Sen zeki bir adamsın Çağatay. Adres sana oldukça yakın. Zekeriyaköy, Amber Çiçeği Sokağı, No:17. Gelmen için yarım saat bile fazla. Hadi, yine iyisin. Bekliyor olacağım."
Aramayı kapattım.
"Nihal, arabanı ödünç alabilir miyim?"
"Tamam da neden?" diye sordu Nihal. Korkmuş gibiydi.
"Tek başıma halletmem gereken bir işim var. Sadece bir iki saat sürecek. Siz eve gidin isterseniz."
"Ne dedi?"Derya da endişeli görünüyordu.
"Kim?" diye sordum.
"Katil," diye bağırdı ikisi de.
Etraftaki insanlar ters ters bize bakmaya başladı.
"Şaka yapıyorlar, sorun yok," dedim, bize bakan insanlara. "Gitmem gerek. Geleceğim. Size söz veriyorum."
Derya'ya baktım. Gözlerinin içine. "Tıpkı ismin gibi gözlerin varmış ve ben bunu şu an fark ettim. Özür dilerim.
Derya kaşlarını çattı. Konuşmak istedi, yapamadı.
Nihal, anahtarı istemeyerek de olsa bana verdi. Ben de onlara veda edip oradan ayrıldım.
Hızla arabaya bindim ve arabayı çalıştırdım. Birazdan asfaltın tozunu attıracaktım. Gaza bastım. Ara sokaklara girmeme rağmen çoğu zaman ibre yüz yirmiyi görür oldu.
Yirmi dakika sonra oraya vardım. Arabayı park ettim ve emniyet kemerimi çıkardım. Arabadan çıkmadım.
Son oyundu. Sonunda kurtulacaktım bu illetten. Bir yandan sevinçli bir yandan da fazlasıyla tedirgindim. Katille baş başa, aynı odada... Düşüncesi bile tüyler ürpertiyordu.
Kendimi toparladım. Derin bir nefes aldım. Kafamdaki tüm kötülükleri silip attım, ya da attığımı düşündüm. Olsun, işe yaramıştı. Derya'yı düşündüm. Güzel günlere beraber adım atacaktık. Son bir engel vardı. Onu da birazdan aşacaktım. Tek temennim buydu, tabii.
Arabadan indim. Katilin bahsettiği yer burasıydı. Sarı, eski bir gecekonduya benziyordu. Bahçe kapısına çıkan beş basamaklı merdivenlerden çıktım. Bahçenin demir kapısı açıktı. Bahçeye girdim. Karşıma direkt evin demir kapısı çıktı. Kapı kapalıydı. İçimde tarifsiz bir heyecan vardı. Belki de korku. Bedenim titriyordu. Buna engel olamıyordum. Kapıyı çaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 DAVA 5 OYUN
Mystery / Thrillerİstanbul'un son polisiyesi... Çağatay, anne ve babasının ölümü üzerine beyninden vurulmuşa döner ve olacaklardan habersiz ayakta durmaya çalışır... Okurları tahmin edemeyeceği sonuçlara çıkaracak gizemlerle buluşturan "1 Dava 5 Oyun" polisiye-cinaye...