"Üstümüze çamur sıçratmaya hiç gerek yok. Tadımız kaçmasın Gexwin'ciğim; gel tatlılarımıza devam edelim."Karlyssa elinden geldiğince olayları büyümeden engellemeye çalışırdı çünkü onun için gerilim ve tartışmayla sorun çözmeye çalışmak mantıklı değildi. Teodo ise onun aksine olayları sineye çekmez, yeri geldiğinde hakkını arardı. Gexwin de ikizi gibiydi ancak tek bir farkla; daha beklenmedik ve daha fevri. İçlerinde en agresifi her daim Irmalia'ydı. Tahammül seviyesi sıfıra yakındı ancak olaylar onun lehine değilse susmasını bilirdi.
Masadan kalkarken Karlyssa'nın elbisesindeki kırmızı lekeyi gizlemek için kullandığı şal üstünden kayıverdi. Şalı geri almak için eğilecekken gözleri ona bakan sarışın gence ilişti. Jasstey kısık gözlerle bakarken şalın sahibinin partideki o kız olduğunu anlamıştı. Karlyssa daha şala uzanamadan sevgilisi ondan daha atik davranıp şalı yerden aldı. Centilmen sevgilisinin elini tutup arkasına dahi bakmadan giden Karlyssa oradan ayrıldı. Eve geldiklerinde kendini salondaki koltuğa atmak üzere hazırlanan Karlyssa'yı ablası kolundan çekerek üst kata çıkardı. Bu koşturmanın da kızlar arasında bir sebepten olabileceğini düşünen ikizler konuyla oralı olmadı.
"Neden kedi görmüş fare gibi davranıyorsun Kar?"
"Bilmem, sonuçta eskiden çok severdim. Tepkim anormal karşılanmamalı."
"Kimi?"
"Ne demek 'kimi'? Partideki o çocuk! Jasstey yani!"
"Jasstey?"
"Jasstey Weide işte! Kaç tane Jasstey tanıyoruz ki? "
"Jasstey Weide'i tanıyoruz yani. Alt tarafı birkaç saniye bakıştınız, tanışmadınız; geçti ve gitti."
"Aslında konuşmaya bile değmez. Sadece... Sadece garipti işte."
Birkaç gün sonra yeniden başka bir partide Karlyssa, istemsizce gözleriyle Jasstey'yi arıyodu. Bir süre sonra onu göremeyince içindeki tedirginliği noktalama fikri topraktan fışkıran filiz gibi aklında belirivermişti. Partilerde izlendiğinin farkında bile olmayan Karlyssa, kıvrak danslarıyla Jasstey'yi hiç çaba harcamadan çoktan etkilemişti. Jasstey, büyüleyici kıvrımlarıyla erkeklere ufak bir görsel şölen bahşeden kızla tanışmayı kafasına koydu; beklemedi ve en kısa zamanda harekete geçti. Jasstey, bir otel sahibinin partisinde Karlyssa'nın yalnız olduğu anı kolluyordu. Tek başına barda kokteyl siparişi vermekle meşgul olan kızı görünce hemen yanına gidip mahcup ve sıcak bir tavır takınarak konuya girdi.
"Geçen gün için afedersin."
Karlyssa duyduğu sesi tanımamıştı, önce mantıklı olanın duymazdan gelmek olduğunu bildiğinden oralı olmadı.
"Hadi ama! Yüzüme bakmayacak mısın? O gün sana biraz kaba davranmış olabilirim."
Karlyssa bitter çikolata rengi saçlarını savurarak dönünce karşısında Jasstey'yi görmeyi beklemiyordu.
"Biraz mı?"
Karlyssa, kaşlarını kaldırmış kafasının arkasını sıvazlayan Jasstey'nin onunla konuşmak için gelmesine içten içe şaşırmıştı ama bu çok uzun sürmedi. Jasstey'le tanışmak onun için yağmur damlasının kızgın demire düşmeyi seçmesinden farksızdı.
"Tanıştığımızı sanmıyorum, ben Jasstey."
"Karlyssa Bizmut."
"Karlyssa... Ne hoş bir tınısı var."
Karlyssa soğuk dursa da Jasstey kelimeleri güzel seçiyordu; buna ses tonu, jest ve mimiklerini de ekleyince araya mesafe koymak sanılandan zor bir hal alıyordu. En doğrusunun kısa kesmek olduğuna karar verdi ve oradan ayrıldı. Jasstey, onun bu soğuk tavırlarından daha da çok etkilenmişti. Zor bir kız olması işi daha da eğlenceli kılacaktı. Her partide Jasstey aralarındaki ilişkiyi ilerletmeye çalışıyordu ama Karlyssa üç cümle sonra yanından ayrılıyordu. Jasstey yılmayıp bütün çekiciliğiyle her defasında tekrar deniyordu. Ama Karlyssa ona karşı koyup Teodo'nun yanına dönüyordu. Irmalia, Karlyssa'nın bu davranışının arkasındaydı ve Jasstey'nin ısrarına en az kardeşi kadar şaşırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Sarmaşık
General FictionBenzer olduğu kadar farklı olan Bizmut kızları, hayatlarında yeni bir kapı açılıp kendilerini Somnium'da bulduklarında gelecek planları hazırdı. İkiz kardeşler Teodo ve Gexwin Avaros ile beraber pek çok kişinin hayallerini süsleyen hayatlarının sağl...