3. Bölüm: Sahne Arkası - V

7 2 0
                                    




"Sana bunu yapabileceğini kim söyledi?"

"Belki farkında değilsin ama gözlerin çok şey söylüyor..."

"Sadece çikolatayı ısırman gerekiyordu, olayları çarpıtma."

"Çikolatayı kıskanma diye yaptım... Bundan nefret etmiş gibi durmuyorsun."

"Bence kendine bu kadar güvenme Jasstey Weide."

"Unuttuğun bi' konu var... Her seferinde kendime güvenirim güzellik."

"Her seferinde mi?"

"Sen otel odanda renkli rüyalar görürken ben sana eşlik ediyordum..."

"Sen, sen ciddi olamazsın!"

"Gençler kendi aranızda konuşmayı bırakın oyunu kaçırıyorsunuz."

Olwen'ın bu çıkışıyla ikili kendi aralarındaki konuşmayı yarım bıraktı. Karlyssa şişeyi çevirmeye yeltenen Anthon'un elinden şişeyi aldı. Bir hışımla çevirdiği şişe Irmalia'da durdu.

"Demek cesareti seçtin... Önce aklından 1 ile 20 arasında bir sayı tutacaksın, şimdi geri kalanlar da bir sayı tutsun. Geri sayım yaptığımda herkes tuttuğu sayıyı söyleyecek ve senin sayına en yakın olanın bardağındaki içkiyi içeceksin."

Irmalia 12'yi, Karlyssa 8'i, Zing 3'ü, Jasstey 11'i, Anthon 6'yı, Olwen 5'i tutmuştu. Irmalia tümüyle dolu olan kadehi soluksuz içmeye çalıştı. Son yudumunu bıraktığı kadehi masaya sertçe koydu. Çevirdiği şişenin ucu Jasstey'yi gösteriyordu; düşünmeden doğruluğu seçti.

"Cesaret deseydin bu kadehin acısını alırdım! Bu hayatta en korktuğun şey nedir?"

"Bu soru aklına nereden geldi?"

"Gözü kara görünüyorsun... Derinlerde yatan bi' korku vardır diye düşündüm."

Jasstey bitmek üzere olan tütününden uzun bir nefes çekti; gözlerini kapattı ve arkasına yaslandı. Ağzının içinden söylediği söz belli belirsizdi.

"Karambit."

Irmalia Jasstey'ye bakarken arkasında kalan kapıya gözü takıldı. Gördükleri karşısında yerinden fırladı. Şaşmış kalmıştı; sessizce ağzından bir isim döküldü.

"Varkies..."

"Oo, sen o son yudumu iyi ki bıraktın! Hayal görmeye başlamışsın..."

"Karlyssa, Varkies!"

Karlyssa, bakışlarını ablasının gözlerini ayıramadığı kapıya çevirdi. İçeriye ikizlerin en yakın arkadaşları Varkies ve Adal giriyordu. Karlyssa gördüklerini bir süre idrak etmeye çalıştı. Onların orada ne işi olduklarını düşündü. Arkalarından ikizlerin gelme ihtimalini göz önünde bulundurarak panikledi.

"Hemen gitmemiz lazım!"

Masadakiler kızların yüz ifadelerinden ve hareketlerinden bir terslik olduğunu anladılar. Karlyssa bir yandan apar topar mantosunu giyerken bir yandan da el yordamıyla masadan çantasını aldı. Irmalia çantasını omzuna takıp peluşunu da eline alarak masadan hızla kalktılar. Kızlar önden önden merdivenlere doğru ilerlerken gençler de anlamasalar da peşlerine düşmüşlerdi. Merdivenleri inince Karlyssa telaşlı telaşlı etrafına bakarken sorular sormaya başladı.

"Buranın arka kapısı var mıydı?

"E-"

"Şoför hala bekliyordur değil mi? Minibüs hangi kapıdadır?"

Jasstey onu kolundan çekiştiren Karlyssa'yı tutup kendine döndürdü.

"Neler oluyor? Kimden kaçıyorsun?"

Karlyssa bakışlarını önce Varkies'e ardından Jasstey'ye çevirdi. Karlyssa'nın gözleriyle etrafı hızla süzdüğünü gören Jasstey aynı yöne bakmak için yüzünü döndü. Onun bu hareketini sonlandırmak isteyen Karlyssa sağ eliyle yüzünü tutarak tekrar kendine çevirdi.

"Ben varken kimseden korkmana gerek yok..."

Karlyssa sağdan oldukları yere doğru yaklaşan Adal'ı görünce başını sola eğip Jasstey'nin yüzünü ellerinin arasına aldı. Adal git gide onlara yaklaşırken Karlyssa bu gerginliğe daha fazla dayanamadı. Adal'ın onu görmesini göze alamazdı. Ansızın Jasstey'nin yüzünü elleriyle yakalayıp dudaklarına sokuldu. Adal, Varkies kadar gözlemci değildi. Oturacakları masaya doğru ilerlerken  çevresine dikkat etmemişti. Karlyssa tedirginlikle yumduğu gözlerini açacarken Jasstey'nin dudaklarından da ayrıldı.

"Çikolatanın tadı damağında kaldı galiba..."

"Hıı hı."

Jasstey onun gergin olduğunun farkındaydı ancak Karlyssa onu kendi isteğiyle öpmüştü ve zafere giden yolda küçük çakıl taşları umrunda değildi. Gençler kapıda onları bekleyen minibüse geçtiler. Yan yana oturan Zing ve Anthon kimseye belli etmeden fısıldaştılar.

"O mesajı okumayarak Jass'ın paçasını iyi kurtardın!"

"E, heralde dostum, bi' daha böyle işlere girmeyelim başımız fena ağrıyabilir."

"Oğlum harbiden ne yazmışım ben?"

"Küçüğü, büyüğü, irili ufaklı, sarısı, siyahı, kahvesi... Her türlüsünü istermişsin."

"S*ktir!"

Aynı anda Irmalia'nın da Karlyssa'ya soracakları vardı.

"Sen neden Jasstey'yi öptün?"

"Efendim, bana mı dediniz kızlar?"

"Irma bana bi' şeyler soruyordu Olwen."

"Camın uğultusundan anlaşılmıyor ben de bana dediniz sandım."

"Şişt Kar, bi' bana bak!"

"Ya Irma dürtüp durmasana!"

"Bu Jasstey'nin en büyük korkusu neymiş? Varkies ve Adal'ı görünce nutkum tutulduğundan ne dediğini anlamadım bile."

"'Karambit' mi ne dedi."

Bazıları o akşam sıradan bir gün yaşadıklarını zannederken fark etmedikleri bir şey vardı: hızla girdikleri viraj...














···

Bu üç bölüm kitabın "demo"suydu. Okuyan ve fikirlerini bizlerle paylaşan herkese çok teşekkür ederiz. Devam etmesini istiyorsanız lütfen yorum olarak belirtin.

···

···

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altın SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin