"İlk tura kolay başlayalım. Parmağını içki bardağında gezdir ve masadan ablan hariç seçtiğin biri oradaki içkiyi emsin.""Demek sizin kolayınız bu... Madem öyle oyunu sizin kurallarınıza göre oynayalım..."
Masadaki herkesin bakışları Jasstey'nin üzerindeydi. Karlyssa sinsi bir gülümseyle başını eğip masadakilere göz ucuyla alttan alttan baktı. Sakince martini kadehinde gezdirdiği mor ojeli işaret parmağını çıkarıp alkol damlalarının azalmasını bekledi. Yeterli olduğunu düşündüğünde işaret parmağını kaldırıp yavaşça Jasstey'nin göz hizasından geçirerek oturduğu yerden kalktı. Karlyssa sol elini masaya dayadıktan sonra onun beklenmedikliğine karşı tepki veremeyip gözlerini kısmış izlemekle yetinen Anthon'a uzattı. Bir anlığına afallayan Anthon oturduğu yerde doğrulup masaya yaklaştı. En hınzır ifadesiyle bakışlarını önce Jasstey'ye çevirip onu sinir ettikten sonra Karlyssa'ya dönüp dudaklarını araladı. Anthon tereddüt etmeden hala içki damlayan parmağı boydan boya emerken Karlyssa da yavaşça parmağını geri çekti. Karlyssa, Anthon'a katılıp hınzır hınzır gülümseyerek önce ona sonra Jasstey'ye baktı. Jasstey kıskanmış ve kızmıştı ancak bunu kimseye belli etmemekte çok başarılıydı. Çevirme sırası Karlyssa'nındı, şişe Olwen'da durdu ve o doğruluğu seçti.
"Bir uçaktasın, uçak düşmek üzere. Sadece iki paraşüt var; biri senin, diğerini bu masadan kime verirdin?"
"Ama böyle de sorulmaz ki Karlyssa... Böyle önemli kararlar almak bana göre değil. Kimsenin kalbi kırılmasın ben sorunun cezasını çekeyim."
"Ah, Olwen sanırım tanıdığım en iyi kalpli insansın."
"Teşekkür ederim elimden geldiğince iyi olmaya çalışıyorum."
"Pekala, her birimizin kötü bulduğun fiziksel özelliğini söyle."
"Kimse bana kırılmasın; kişisel zevkime göre söyleyeceğim. Karlyssa'nın upuzun bacakları devekuşunu hatırlatıyor."
"Sen ne anlarsın sütun gibi bacaklardan Olwen?!"
"Beğenmene sevindim Jasstey..."
"Sıradaki iltifat şampiyonu; Jasstey'nin kaşındaki dikiş izi onu çok serseri gibi gösteriyor.
"Keyfimden diktirmedim herhalde.""Jasstey gibi alınganlık yapma Irmalia ama senin de çillerin yüzüne sahilden kum yapışmış gibi duruyor."
Irmalia tam kalkanını kuşanmıştı ki sözüne başlayamadan Anthon araya girdi.
"Sen sahildeki kumlar ben okyanus; gel kollarımda yüz..."
"Yuh be, ne yazdın Anthon!"
"Vaktim kısıtlıydı Zing. Varsa daha iyisi, beklerim!"
"Siz lafı uzatmayın da bitireyim. Anthon deniz feneriyle mi yarışıyorsun? 1,92 m az değil mi?"
"Sen şuna aramızdaki 9 cm çok göze batıyor desene.""Batmaz mı 10 cm sayılır... Neyse sahnede çok sık yanıma gelmezsen sevinirim. Sana gelirsek Zing, dövmelerin beni rahatsız ediyor. Resim defteri gibi geliyorsun bana."
"Jasstey'de benim iki katım dövme var."
"En beğenmediğimin dövme olduğunu düşünürsek aslında o kadar kötü bi' şey demedim."
"Haklısın dostum bu açıdan düşünmemiştim.""Herkesin alınganlığı geçtiyse çeviriyorum."
Olwen'ın çevirdiği şişe Jasstey'de durmuştu. Jasstey doğruluğu seçmişti.
"Bi' kadında sana en çekici gelen yer neresidir?"
Jasstey konuşmaya başlamadan önce hafifçe dudaklarını yaladı. Karşılarında duran sahnenin spot ışıklarına doğru bakarak anlatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Sarmaşık
General FictionBenzer olduğu kadar farklı olan Bizmut kızları, hayatlarında yeni bir kapı açılıp kendilerini Somnium'da bulduklarında gelecek planları hazırdı. İkiz kardeşler Teodo ve Gexwin Avaros ile beraber pek çok kişinin hayallerini süsleyen hayatlarının sağl...