"Bu sabah çok neşelisin!"
"Surat asmamı mı istiyorsun?"
"Böyle daha iyi ama öyle de ayrı bir çekiciliğin vardı. Alışmıştım o haline..."
Karlyssa tabağına bir şeyler daha koyduktan sonra sağındaki Jasstey'ye döndü.
"Belki buna da alışırsın!"
Gülümseyerek ilerledi; Jasstey hemen arkasındaydı. Konuşurken yüzünü görebilmek için büfeye doğru eğiliyordu.
"İzin verdiğine göre alışabilirim!"
"Bugünkü planlarımız bu sözler yüzünden iptal olmadı herhalde."
"Bütün gün seninle böyle konuşabilirdim ama yapacak başka işlerimiz var."
"Hmm... Neymiş o iş?"
"Sizi birileriyle tanıştıracağım."
"Birileriyle mi?"
Karlyssa garipsemişti. Yeni insanlarla tanışmaktan çok zevk almazdı.
"Merak etme onları çok seveceksiniz! Bana güven... "
Irmalia'nın yanına gittiklerinde Karlyssa az önce öğrendiklerini aktardı. Irmalia yönetilmekten nefret ederdi.
"Benden habersiz program yapılmasından hoşlanmam ve üstelik bunu Karlyssa çok iyi bilir."
"Ama 'iyi ki tanışmışız!' diyeceksiniz! Bak, benimle arandaki buz dağı kolay kolay erimeyecek biliyorum. Bırak da sana kendimi yeniden tanıtayım. Hep birlikte eğlenceli zaman geçireceğimizden eminim."
Irmalia son zamanlarda kardeşi ve Jasstey dışında neredeyse kimseyi görmüyordu, bu sebeple çok düşünmeden teklifi kabul etti.
"Peki, peki.... Anthon'u göz önünde bulundurursak çok da kötü kişilerle tanışacağımızı sanmıyorum. "
"Akşam için şimdiden sabırsızlanıyorum
"Hadi Jasstey acelen vardır senin."
"Tamam Irmalia ben de seni tekrar görmek için can atıyorum."
Jasstey mesaj attığında saat altı civarıydı. Hazırlanmalarını, yarım saate otelde olacağını söylüyordu. Kızların akşama yarım saatte hazırlanmaları imkansızdı ama Jasstey bunu bilmiyordu. Kızlar "belki çok da fazla bekletmeyiz" ümidiyle hızlı olmaya çalışıyorlardı. Jasstey otele geldiğini söylediğinde kızlar hiç yol kat edememişlerdi. Karlyssa, Jasstey'den lobide oturup onları beklemesini isteyince o, "iki dakika ayakta dursam yorulmam" diye cevap verdi. Karlyssa sadece iki dakika beklemeyeceğini söyleyince gözü korktu; en fazla ne kadar bekleyebileceğini düşünmeye başladı. Kızlar en sonunda kıyafetlerini seçmişlerdi. İşin en zor kısmı bitince on beş dakika içinde Jasstey'ye haber vermeden aşağıda oldular.
"Ee Jasstey neden tek sen varsın? Hani tanışacağımız kişiler gelmedi mi?"
"Meraklanma Irmalia, sizi onlara götüreceğim. Tanışmak için bu kadar heyecanlı olduğunu bilmiyordum."
"Ya evet ne kadar heyecanlıyım bilemezsin! Bütün gün otelde kalmak nasıl bir his biliyor musun? 'Hayatım' diyorum, 'köklü bir değişime uğradı' diyorum, beni anlıyor musun?"
"Oo, geceye yine sert başladık!"
Jasstey'nin kırmızı spor arabasının yanına gelmişlerdi. Jasstey ön kapıyı Karlyssa için açarak centilmenlik yaptı. Anahtarı çevirip arabayı çalıştırdığı andan yine çevirip durdurana kadar neredeyse kimse konuşmadı. Jasstey bir yandan yolu takip ediyor, bir yandan göz ucuyla Karlyssa'ya bakıyordu. Mayıs ayının son günlerine göre hava, soğukluğunu epeyce hissetiriyordu. Jasstey, yakut kırmızısı deri ceketinin ışığını söndürmemek için diğer tüm parçalarında siyahı seçmişti. Karlyssa yüksek belli, vücudunu saran, açık mavi, kot pantolonunu "V" yaka dekoltesi olan, dökümlü, lila bir "body" ile tamamlamıştı. Irmalia'ysa toz pembe, köprücük kemiklerini açıkta bırakan, düşük omuzlu, yere kadar uzanan, yırtmaçlı bir elbise giymişti. Arabadan indiklerinde onları karşılayan esinti sanki yaz ayının habercisi değil, sonbaharın habercisiydi. Karlyssa'nın ürperdiğini gören Jasstey, ceketini vermeyi teklif etse de kibarca reddedilmişti. Sapa ve dar arka sokaklardan geçip gece karası metal bir kapının önünde durdular. Derinlerden gelen boğuk haykırışlar, çiseleyen yağmura gövde gösterisi yapıyordu. Yağmur damlaları, sokak lambasının ışığının himayesinde titriyordu. Irmalia ve Karlyssa, kendilerini dışarıdan tekinsiz görünen bu yerde bulunca, neyle karşı karşıya kalacakları hakkında hiçbir fikirleri kalmamıştı. Kapının aralanmasıyla kulaklarında karmaşık tiz sesler yükseliyordu, içerdekiler atılan ekmeğin başına üşüşen balıklar gibiydi, herkes koşuşturuyordu. Kızlar loş koridorda ilerledikçe bir sahne arkasında olduklarına kanaat getirmişlerdi. Kızların sıklaşan adımları koridorun sonundaki kapıyla buluştu. Kulise gelmişlerdi ki Jasstey kapıyı açtı ve içeridekilere "Biz geldik!" diye anons yaptı. Koltuk ve kanepelere uzanan iki genç ne duyduklarını anlayamadılar. Kafalarını çevirip ona baktılar ama Jasstey'den başka bir şey görünmüyordu. Jasstey, sağa doğru birkaç adım atıp kollarıyla kızları takdim etti. İçeri giren Karlyssa'ya yavaşça belinden sarıldı. Bununla anlatmak istediğini arkadaşları hemen anladı. Karlyssa şaşkınlıktan tepki vermekte zorlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Sarmaşık
General FictionBenzer olduğu kadar farklı olan Bizmut kızları, hayatlarında yeni bir kapı açılıp kendilerini Somnium'da bulduklarında gelecek planları hazırdı. İkiz kardeşler Teodo ve Gexwin Avaros ile beraber pek çok kişinin hayallerini süsleyen hayatlarının sağl...