-Hayal-
Sabah saat yedi gibi kalkıp hemen Zehra'yı da uyandırmıştım. Zehra'yı burada yalnız bırakamazdım o da bizimle geliyordu. Asıl şaşkınlığım Zehra daha on sekiz yaşında değildi ve Kuzey Bey pasaport işini bir gece de halletmişti. Uçak biletlerini de dün gece Kuzey Bey'in talimatıyla almıştım.
"Abla ilk defa şehir dışına, hatta ülke dışına çıkacağım o kadar merak ediyorum ki. Hatta dün gece uyumayıp telefondan birazcık araştırdım. Gerçekten de göz alıcı bir şehir. Orada Arapça da konuşuyorlarmış, İngilizce de. Ben sadece İngilizce biliyorum o da çok az." hızlı hızlı konuştuğundan onu durdurdum ve nefes almasını söyledim. Telefonum çalmaya başladığında koltuğun altında şarjdaki telefonumu aldım. Arayan Kuzey Bey'di.
"Buyurun Ku-" konuşmama izin vermedi. "Mahalleye giriyorum şimdi." dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Şaşırdık mı? Hayır.
"Zehra hadi eşyalarını al da aşağı inelim. Kuzey Bey gelmiş." bana Zehra meselesinden kızgın olmalıydı. "Tamam abla." kırmızı bavulunu ve birkaç eşyasını alıp aşağı indi. Geldiğinden beri ona hiçbir şey alamamıştım. En azından Dubai'de bir şeyler almayı planlıyordum. Dubai'nin sıcak olduğunu düşündüğümden yanıma iki üç resmi elbise ve yazlık tişört, şort aldım sadece. Gazları, elektriği kontrol ettikten sonra kapıyı kilitleyerek Zehra'nın arkasından aşağı iniyordum ki ev sahibimiz Keriman teyzeyi gördüm.
"Oo Hayal Hanım evimi mi boşaltıyorsun yoksa?" dedi ve kocaman gülümsedi. İnsanlara sataşmadan gününü geçiremiyordu bu kadın herhalde.
"Hayır Dubai'ye gidiyorum birkaç gün burada olamayacağım. Geldiğimde de kiranı veririm Keriman Teyze." ismini söylerken üzerine basmıştım. "Oo Hanımefendi Dubailere gidebiliyor ama benim bin lira olan kiramı ödeyemiyor. Kimin kapatması oldun acaba?" sinirle elimdeki bavulumla aşağı inmeye başladım. Zehra kapının önünde bekliyordu. Ben kapıdan çıktığım sırada Kuzey Bey'in arabasını görmüştüm. Evlerinin yanında oturan ve dedikodu yapan teyzeler biz arabaya bavulları yerleştirirken iğrenç iğrenç bakmıştı.
"Günaydın Kuzey Bey." başını salladı. Zehra arkaya ben öne oturmuştum. Arabanın içindeki koku ilk kez dikkatimi çekmişti çok büyüleyici bir kokuydu.
"Merhaba, sen Zehra olmalısın, ben Kuzey Aslan, Hayal ablanın patronuyum." dikiz aynasından Zehra ile konuşuyordu Kuzey Bey.
"Ben de Zehra, tanıştığımıza memnun oldum." arkamı dönüp Zehra'ya gülümsediğinde bende ona göz kırptım.
Havaalanına geldiğimizde Kuzey Bey biletleri ayarlarken Zehra ve ben içerideki atm'lere gitmiştik. Para çekmem gerekiyordu. Şirketle gidiyor olsam da yine de yanımda özel harcamalarım için para bulunması iyi olacaktı. Bavullarımızı teslim etmiş ve uçağın kalkış saatini bekliyorduk. Zehra camdan elini uzatarak;
"Hayal abla şimdi biz bu uçağa mı bineceğiz?" diye sordu bizim bölümümüzde bakımı yapılan uçağı göstererek. Tam cevap vereceğim sırada bir anda;
"Aaa bizim bavullarımız." dedi. Kuzey Bey'e baktığımda bıyık altından gülmek ile meşguldü. Ne yani hiç mi uçağa binmemiş insan görmemişti ama Zehra'nın yüz ifadesine baktığımda bana da bir gülme isteği gelmişti. Çok şaşkındı ve çok heyecanlıydı. Tüm duygularını gözünden okumanız mümkündü o anda. Bir anda havalimanını bir ses doldurdu. Uçağımızın kalkacağına dair duyuruyu aldığımızda Kuzey Bey ayaklandı.
"Hadi bakalım gidiyoruz." el çantalarımızı alıp Zehra ve bende kalktık. Pasaport kontrolünde Kuzey Bey pasaportlarımızı bize vermişti. Uçağa bindiğimizde Zehra'nın yüz ifadesini görmeliydiniz. Koltuğa otururken,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM PATRONUM
Teen Fiction"Demek yeni asistan sensin Hayal Özgüç." diyerek kafasını kaldırdı ve gözlerimizi buluşturdu. Ama bu bir şakaydı değil mi şaka olmalıydı. İnanamıyorum Kuzey Bey, dün markette dil çıkardığım adamdı. İşte şimdi bittim. Bazı yerlerinde gülmekten öleceğ...