18.BÖLÜM 🌸

6.5K 236 76
                                    


Yorum ve vote bırakmayı unutmayııın 🌼

-Hayal-

Kuzey hayatıma girdiğimden beri hem hayatımın en güzel anlarını hem de hayatın en kötü yanlarını gördüğümden bir şey hissedemez olmuştum. Sürekli iyi bir şey olduğunda arkasından belası da geliyordu. Doktorun dün söyledikleriyle ne hissetmem gerektiğini ne yapacağımı bilememiştim. Bir de Azra meselesi vardı. Kendisi ablam olduğunu söylemişti ama bunun üzerine bana bir kanıt göstermemişti. Bir yanım ona inanmamamı tembihlerken diğer yanım babama olan benzerliğinden dolayı korkuyordu. Ya gerçekten bir hayat yaşarken başkasının hayatını çaldıysam ve bunlar o yüzden benim başıma geliyorsa?

Düşüncelerimi kenara atıp gözlerimi açtım. Dün gece beraber onun evine gelmiştik. Uyandığımda saat ona geliyordu. Yatakta onu göremeyince işe gittiğini anlamıştım. Hızlıca kendime gelip telefonumu buldum ve onu aradım.

"Uyandın mı Hayal?" dediğinde utanmıştım normalde asla bu saate kadar uyumazdım. "Evet uyandım, hemen eve gidip üzerimi değiştireceğim ve yarım saat içinde şirkette olacağım." kesinlikle şirkette yine dedikodu malzemesi olacaktım.

"Çok uzun sürer, bir saat sonra toplantı var ve senin burada olman gerek. Benim dolabımın bir köşesinde birkaç parça kıyafet var onları al ve hemen buraya gel." tüm despotluğuyla konuştuğunda onaylayarak telefonu kapattım. Bu adam işteyken hiç çekilecek birisi değildi. Sanki normalde çok çekilirdi ya.

Dediği gibi odasındaki dolaba gidip kıyafetlere baktım. Bunlar bana oldukça tanıdıktı ama çok da takılmadan hemen üzerime etiketli elbiselerden birini alıp giydim. Aşağısında duran topuklu ayakkabıları da giydiğimde olmuştum. Giyinme odasındaki büyük aynaya baktığımda gerçekten olmuştum ayol. Dolabın kapağını kapatmak üzere ilerlediğimde içindeki bir şey dikkatimi çekti. Eski desenli bir sandık vardı.

Şirkete geldiğimde kimseye görünmeden odama çıkmam imkansız olduğundan arkamdan yapılan bazı dedikoduları duymuş ve gözlerimi devirerek cevaplarını vermiştim. Kendi katıma çıktığımda eşyalarımı bırakmadan hemen odasına girdim. Kafasını dosyalarından kaldırmamıştı.

"Kuzey Bey." dediğimde kafasını kaldırdı ve gözleriyle beni aşağıdan yukarı doğru süzdü. Önce kaşları çatıldı sonra gözlerindeki ifadenin yerini huzursuzluk aldı.

"Toplantı için yarım saat var, hemen bana mart ayında yapılan evlerin çizimlerini bul ve mail olarak gönder. Dubai'ye gittiğimizde orada kaldığımız otel ve benim resmini çektiğim iki otelimizin fotoğraflarını da at." her dediğini kafamla onaylayarak not defterime alıyordum.

"Ayrıca." diyerek durduğunda kafamı kaldırıp ona baktım, gözleriyle elbisemi işaret ederek, "Elbisene de oturup kalkarken dikkat et." dediğinde tam onu da not alıyordum ki ne yaptığımı son an da fark etmiştim. Kafamı not defterinden kaldırıp başka bir şey diyecek mi diye bekledim. Kısa bir an gülümsediğini görmüştüm ama saniyenin yarısı kadar falan sürmüştü.

"Başka bir isteğiniz yoksa çıkıyorum ben." dediğimde kafasıyla onaylamıştı. Bu adama hala kırgındım ama yanındayken beni basan ateşe engel olamıyordum. Odadan çıkıp kendi odama girdiğimde çantamdaki bilgisayarı çıkarıp masama koydum ve hızlıca açtım.

Dediklerini yapıp ona tüm her şeyi mail olarak gönderdikten sonra toplantı salonundaki atıştırmalıkları düzenleyip dosyaları son kez kontrol etmiştim. Kahve almak adına alt kata inmiştim. Asıl amacım Esmeralda'yı veya Gülce ablayı görüp biraz laflamaktı ama bu isteğim hüsrana uğramıştı. Elimdeki kahve bardağıyla beraber asansöre bindiğimde onu dökmeden tutmak benim için oldukça zordu. Elimde duran telefonumun çalmasıyla hemen açtım.

BENİM PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin