11.BÖLÜM 🌸

8.6K 335 116
                                    

Merhaba çok sevgili okurlarım,

Öncelikle sizi bu kadar beklettiğim için çok çok özür dileyerek affınıza sığınıyorum ve sizi uzunca bir bölümle baş başa bırakıyorum.

Multimedya'da benim bu bölümü yazarken dinlediğim tek şarkı ve Kuzey Aslan var.

İyi okumalar. 

-Hayal-

 Gözlerimi gelen kıkırdama sesleriyle açmaya çalıştım ancak başarılı olamamıştım. Göz kapaklarım sanki açılmamak için beni zorluyordu. Bilincim biraz daha yerine geldiğinde gözlerimi bırakıp kolumu kendime çekmeye çalıştım ama yine başarısız oldum. Sanki kolumun üzerine sert bir şey baskı yapıyordu. En nihayetinde gözlerimi açmayı başarabildiğimde kollarımın üzerindeki yükün Kuzey Bey olduğunu fark ettim. Gözlerimi kıkırdamanın geldiği yöne çevirdiğimde Zehra'yı ve arkasındaki Kerem Bey'i görmüştüm ama arkaları dönüp oldukları için beni görmüyorlardı.

"Kerem abi uyandıralım mı?" Zehra'nın sorusuyla beraber ikisi de yatağa doğru dönmüştü ve ben refleks olarak gözlerimi kapatmıştım. "Hayır Zehra, uyandırmayalım şimdi çifte kumruları." Zehra yine kendini tutamayıp kahkaha atmıştım, Kerem Bey'in gülme sesleri geliyordu kısık da olsa. Kapının kapanma sesiyle gözlerimi tekrar açtım ve Kuzey Bey'in yüzüne döndüm. Gerçekten de kolumu mengene gibi sarmıştı ve onu uyandırmadan hiçbir şekilde kolumu alamazdım. Denemekten zarar çıkmaz diye kendimi gaza getirerek kolumu çekmeye çalıştım. Birinci ve ikinci denememde halledemememin üzerine üçüncü kez denerken Kuzey Bey kolumu daha da sıkı sarmıştı. Şaka mıydı bu? Zaten hava sıcaktı ve ben daha fazla burada kalırsam buhar olup gidecektim. Bir anda Kuzey Bey'in mırıldanmasıyla iç sesimi susturup ona odaklandım. Ama dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım.

"Efendim Kuzey Bey bir şey mi diyorsunuz?" diye sorduğumda tekrar mırıldandı. "Biraz daha uyuyayım. Hayatımın en güzel uykusu olabilir." Diyerek kendini tekrar yastığa gömmüştü. Kim bilir kaç kadına söylemişti bunları? Böyleleri hep iyi gözükseler de hep uçkuruna düşkünler. Ne diyorum ben yine ya? Adam beni o kadar evine aldı, benim için onlarca şey yaptı, ben adama resmen tecavüzcü rolü kuruyordum kafamda. Gözlerimi devirip kolumu bir kez daha çektiğimde;

"Devirme gözlerini." Demişti uyku mahmurluğuyla ve az öncekinden daha yüksek bir sesle. Bu adamın uyurken bile gözleri açık mıydı? Gözlerimi devirdiğimi nasıl görmüştü?

"Ama Kuzey Bey biraz kendinizi çekerseniz kolumu alacağım. Piştim burada sıcaktan." Diye altmış beş yaşındaki menopoza girmiş teyzeler gibi konuştuğumda oflayarak kolunu çekmiş ve uykusuna devam etmişti. Ben de fırsattan istifade hemen ayağa kalkmış ve bavulumdan giyeceklerimi alıp banyoya fırlamıştım. Terlediğim için hızlıca bir duş alma fikri bana iyi gelmişti ama sonuçta Kuzey Bey'in kişisel banyosuydu ve izinsiz kullanırsam sorun olabilirdi. Hemen odaya gidip Kuzey Bey'in başında durdum.

"Kuzey Bey." Diye en naif, en tatlı sesimle şakıdığımda;

"Hıı?" diye bir cevap almıştım. Gerçekten de tüm erkekler barzo olabilirdi. Batısından tutun da doğusuna kadar. "Acaba banyonuzu kullanabilir miyim?" sesimin tonunu hiç bozmadan cevap verdiğimde birkaç mırıltı duymuş ardından da onayını almıştım.

"Aslında ben banyonuzu size sormadan kullanacaktım ama şimdi siz kızarsınız, bana bağırırsınız diye ben sizden habersiz şeetmek istemedim. Sonuçta sizin banyonuz, kişiseliniz, özeli-" kafasını tekrar kaldırıp uykulu gözlerle bana birkaç saniye bakmış ve kafasını tekrar hızlı ve sert bir şekilde yastığa gömmüştü.

"Hayal git ne yapıyorsan yap ama daha fazla konuşma başımda sabahtan beri dır dır dır bi uyutmadın be güzelim." Adam haklıydı. Niye boşuna o kadar detaya girmiştim ki? Bir dakika Kuzey Bey az önce bana 'güzelim' mi demişti? Önce 'maviş' şimdi 'güzelim' ay ben biraz terledim galiba.

BENİM PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin