-Hayal-
"Ah tabii ki Esracım sen beni ne sandın?" kafamı merdivenlere çevirdiğimde Kübra denen kadının üzerinde Kuzey Bey'e ait olduğunu bildiğim beyaz bir gömlek ve alt iç çamaşırıyla telefonla konuşarak merdivenlerden indiğini gördüm. Bu da neyin nesiydi şimdi? Hani Kuzey Bey bu kadını sevmiyordu?
Kübra denen kadın beni gördüğünde telefonu kapatmıştı ve merdivenlerden inmeyi bitirip karşıma dikilmişti.
"Günaydın cicim. Sende mi buradaydın?" diyerek alaycı bir şekilde konuştu ve şuh bir kahkaha attı. "Pardon ya seni duymamışız kendi sesimizden. Anlarsın ya." göz kırpmıştı. Ne ima ettiğini anlamıştım. Ay Kuzey Bey boylu poslu adamsınız cidden bu kadar mı yokluktasınız ya?
"Sen kahvaltıyı bugün iki kişilik hazırla. Zaten büyük ihtimalle bundan sonraki kahvaltıları ben hazırlayacağım. Sana söylemiştim değil mi? Kuzey'i sizin gibi paçozlara kaptırmayacağımı." konuşurken dudaklarını büzmüştü ve tekrar o garip kahkahasından attı. O sırada merdivenlerden Kuzey Bey indi.
"Kübra sen neden buradasın?" dedi gözlerini ovuştururken. Kübra gözlerini pörtletti ve dudaklarını büzdü.
"Aaa hadi ama Kuzey dün gece yaşadıklarımızı ne çabuk unuttun Allah aşkına?" dediğinde Kuzey Bey ona dehşetle dönmüştü.
"Sen dün geceden beri burada mısın?" sorduğu soruyla Kübra merdivenlere gitti ve Kuzey Bey'in omzuna tutundu.
"Buradaydım, senin yatağında, senin koyn-" cümlesine devam etmesine izin vermedi Kuzey Bey. "Kübra hemen eşyalarını topla ve defol evimden hemen." diyerek kükredi bir anda ve Kübra'nın omzundaki elini bir anda ittirdi.
"Bana bu paçoz asistan kızın yanında yaptığın hareketlere bak. Odamıza çık orada konuşalım lütfen Kuzeycim." Kuzey Bey elini Kübra'nın arkasındaki duvara bir anda sertçe vurdu.
"Defol dedim sana defol." diye bağırdığında Kübra hemen yukarı doğru koşmaya başladı. O sırada Kuzey Bey ile gözlerimiz birleşti. Benim burada olduğumu yeni fark etmişti. Bir süre daha beni inceledi ve aşağı inmeye başladı merdivenlerden. O sırada fark ettim ki üstü çıplaktı ve altında siyah bir eşofman vardı. Aynı dünkü fotoğraftaki gibi. Hemen buzdolabına gidip kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladım.
"Hayal hazırlanıp geliyorum kahvaltıyı iki kişilik hazırla ve çay koymayı unutma." sinirli ama sakin tutmaya çalıştığı sesiyle bunları söyleyip mutfaktan çıktı. O sırada dış kapının sesi duyuldu. Sanırım Kübra denen kadın gitmişti. Oh iyi de olmuştu valla. Ay acaba bunlar gece gerçekten şe- acaba insanların işine burnumu sokmamam gerektiğini ne zaman öğreneceğim?
Kahvaltı sofrasını hazırladığımda Kuzey Bey'in merdivenlerden indiğini fark ettim ve hemen çayını koymaya başladım. Kuzey Bey aşağı indiğinde önce bana sonra sofraya baktı ve sandalyesine oturdu.
"Neden kendine de bir tabak hazırlamıyorsun Hayal?" diye sorduğumda şaşırmıştım. Hemen bir bahane bularak;
"Bu saatlerde yemek yemiyorum. Teşekkür ederim Kuzey Bey." bana dikkatlice baktı ve yemeğini yemeye devam etti. Demek ki iki servis açmamı bu yüzden istemişti. İyi de nerde görülmüş ki bir asistanın patronuyla yemek yediği iş toplantıları dışında?
Şirkete geldiğimizde bugün oldukça yoğun bir gün olacaktı. " Kuzey Bey'in odasında ayakta bugünün planını anlatıyordum.
"Hayal tekrar programın üzerinden geç." hemen not defterimden gerekli sayfayı açtım ve Kuzey Bey'e açıklamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM PATRONUM
Roman pour Adolescents"Demek yeni asistan sensin Hayal Özgüç." diyerek kafasını kaldırdı ve gözlerimizi buluşturdu. Ama bu bir şakaydı değil mi şaka olmalıydı. İnanamıyorum Kuzey Bey, dün markette dil çıkardığım adamdı. İşte şimdi bittim. Bazı yerlerinde gülmekten öleceğ...