-Hayal-
Sabah kalkıp hemen Kuzey Bey'in evine uçmuştum tam anlamıyla. Dün Kuzey Bey'le konuştuğumuzdan beri içimden bir ses canıma okuyacağını söylüyordu. Ama ben ölmek için çok gençtim.
"Günaydın Kuzey Bey." ben çantalarımı bırakırken salonda elindeki kağıtlara bakıyordu. Mutfak ve salon arasında sadece boydan boya bir cam vardı. Kuzey Bey bana cevap vermemişti. Hemen kahvaltısını hazırladım ve masaya taşıdım. Kahvaltısını etmek için geldiğinde not defterimi çantamdan çıkarıp okumaya başladım günün programlarını.
"Bugün pek yoğun değil anlaşılan." tam cevap vereceğim sırada konuşmaya devam etti. "İşe biraz geç gitsek hiçbir sıkıntı olmaz." gözlerimi kocaman açarak Kuzey Bey'e baktım. "Hayal, bugün evin temizlenme günü ve küçük bir aksilikten dolayı (!) gelemeyeceklerini söylediler. Evi senin temizlemeni istiyorum." alayla söylediği cümleler üzerine anlamıştım, cezam başlamıştı ile.
"Ama Ku-" itiraz etmeme izin vermeden merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladı. "Bulaşıklardan başlayabilirsin, evi didik didik temizlemeni istiyorum sonuçta burada çok misafir ağırlıyorum, anlarsın ya." cümlesini bitirir bitirmez gözden kaybolmuştu. 'Anlarsın ya' derken neyden kastettiğini ilk başta salak olduğumdan anlamasam da sonradan jeton düşmüştü. Masadakileri kaldırıp yıkamak üzere bulaşık makinesine yerleştirdim. Evde temizlik malzemelerini aradım aradım ama hiçbir yerde bulamadım. Sormak üzere Kuzey Bey'in odasının önüne gelip kapıyı tıklattım. Açmayınca tıklamaya devam ettim. Acaba içeride bir şey mi olmuştu? Girse miydim ki? Kapıyı yavaşça araladım ve Kuzey Bey'in odasına girdim. Odaya siyah rengi hakimdi, ortasında koskoca bir yatak vardı ve yatağın yanındaki komidinde birçok kitap. Sağıma soluma baktığımda Kuzey Bey odada yoktu. Odanın iki tarafında da kapı vardı. Önce sağ tarafta olana gittim ve tıklattım. Kapı açılmayınca sakince oraya girdim. Nereye gitmişti ki bu adam? Bu odada da yoktu. Diğer odaya girdiğimde kendime binlerce lanet okudum. Burası kişisel bir banyoydu ve içerisi buharlarla kaplıydı yani Kuzey Bey duştaydı. Duşa kabin buğulu olduğu için vücudu gözükmüyordu ama kafasını görüyordum. Ben ne diye buradayım Allah aşkına?
Odadan çıkıp kendimi tekrar alt kattaki salona attığımda derin bir nefes vermiştim. Kuzey Bey umarım beni fark etmemiştir. Yanlışlıkla adamın banyosuna daldın Hayal.
"Hayal burayı temizledin mi?" bir milyonuncu kez duyduğum cümleyle yakın bir zamanda isyan bayraklarını çekmeye hazırlanıyordum. Sabahki o skandaldan sonra iki saattir bana evi temizlettiriyordu Kuzey Bey ve sürekli bir şeylerden şikayet edip beni doğduğuma pişman ediyordu.
"Kuzey Bey orayı iki kez sildim." bezmiş bir şekilde yanıtladım onu. Yayıldığı koltuktan kalktı ve oturma odasındaki küçük masanın tozuna eliyle baktı. "Bak hala burada toz var. Nasıl iş yapıyorsun sen?" az kaldı çıldıracağım. "Ne?" dercesine bakarak gözlerimi açtım.
"Şöyle gözlerini pörtletme gerçekten gece rüyama girsen korkudan ölürüm herhalde." sakin ol Hayal, sakin ol elbet bu da bitecek. Elimdeki toz beziyle Kuzey Bey'in gösterdiği yeri silerken bir yandan da sessizce sövüyordum beni duymadığını umarak.
"Nosol oş yopoyorson son? Benim işim bu sanki. Gıcık herif gıcık." yani benim sövmem bu kadardı açıkçası. "Bir şey mi dedin Hayal?" elindeki kitabın sayfasını çevirip bana şüpheyle baktığında kafamı masanın altından kaldırıp samimiyetsiz olmasına özen gösterdiğim bir gülüşle;
"Yok Kuzey Bey estağfurullah size bir şey denir mi?" dediğimde kitabını okumaya devam ediyordu. Arada ona baktığımda gerçekten sinir katsayım artıyordu. Telefonum çalmaya başladığında ses sildiğim masanın üzerinden geliyordu. Ben ayağa kalkarken Kuzey Bey kimin aradığını görmüştü bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM PATRONUM
Novela Juvenil"Demek yeni asistan sensin Hayal Özgüç." diyerek kafasını kaldırdı ve gözlerimizi buluşturdu. Ama bu bir şakaydı değil mi şaka olmalıydı. İnanamıyorum Kuzey Bey, dün markette dil çıkardığım adamdı. İşte şimdi bittim. Bazı yerlerinde gülmekten öleceğ...