-Hayal-
"Beni deli ediyorsun." diyerek kafasını saçlarımın arasına gömmüştü. "Sana deli oluyorum ve hiçbir şey yapamamak beni deli ediyor." sanırım az sonra bayılacaktım.
Şirkete yine her zaman olduğu gibi Kuzey Bey önde ben arkada bir şekilde girmiştik ancak etrafıma baktığımda sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Kuzey Bey'in bana evde söylediklerinden sonra beni şaşkınlığım ile orada bırakmış ve arabasına gitmişti. Şaşkınlığımı attıktan sonra bende peşinden gitmiştim ve arabadan hiçbir şekilde bu konu konuşulmamıştı. Aslında hiçbir şey konuşulmamıştı. Asansöre bindiğimizde ilk kez dolu olmamasına şaşırmıştım. Biz dışında üç kişi falan vardı.
"Hayal." Kuzey Bey'in bana seslenmesiyle odama giden adımlarım durdu ve ona döndüm.
"Efendim Kuzey Bey." bir anda gözlerimin içine baktığımda elim ayağım birbirine dolanmıştı ve elimdeki not defterleri yere düşmüştü. Eğilmek için yere eğildiğimde bir anda elimin üzerinde bir el hissettim.
"Şey özür dilerim Kuzey Bey. Ne olmuştu bir daha söyler misiniz?" yerden aldığı defterlerimi elime verdi ve gömleğini düzeltti.
"Bugün Sancak Holding sahibi Ömer Bey buraya gelecek. Onu da programın içine dahil et." odasına girdiği anda elim ayağım buz kesmişti. Neden ben bu adamın yanında bu kadar terliyordum? Odama gittim ve bilgisayarımın üzerindeki renkli kağıtlardan Sancak Holding'in numarasını bulup aradım.
"Buyurun ben Sancak Holding danışmanıyım nasıl yardımcı olabilirim?" telefonu açan kişi erkekti.
"Ben K&B şirketinden Kuzey Aslan'ın asistanı Hayal Özgüç. Kuzey Bey'in Ömer Bey ile görüşmesi olacaktı onu ayarlamak adına asistanına ulaşmam gerek." hızlıca kurduğum cümlelerin ardından karşı taraf;
"Hemen aktarıyorum." demişti ve beni beklemeye almıştı. Birkaç saniye sonra telefondan tekrar bir ses duyuldu.
"Merhaba Ömer Bey'in asistanı Serra Yılmaz nasıl yardımcı olabilirim?" ismi bana çok fazla tanıdık geliyordu ama nerden olduğunu çıkaramamıştım.
"Ben K&B şirketinden Hayal Özgüç, Kuzey Aslan'ın asistanıyım. Bugün Kuzey Bey ve Ömer Bey'in bir görüşmesi varmış onun için aramıştım. Gün içinde uygun zamanlarınızı söyler misiniz?" telefondan birkaç hışırtı sesi gelmişti.
"Eğer müsaitseniz bugün saat üçte Ömer Bey boş. O saatte bir görüşme ayarlayabiliriz." not defterimde göz gezdirdiğimde Kuzey Bey'in de o saati boştu. "Tamam bizim için uygundur. Yeri bana mail olarak atarsanız sevinirim." dediğimde telefonu kapatmıştık. Karşı taraftaki ses oldukça gıcık bir sesti. Allah Allah nerden tanıyordum acaba? Kuzey Bey'in odasına gidip günlük programını okudum. Allah'tan sabahki gibi bir durum yaşamamıştık. Tam odadan çıkıyordum ki beni konuşmasıyla durdurdu.
"Hayal sen iyi misin?" dediğinde arkamı dönüp gülümsemeye çalıştım. "Evet iyiyim Kuzey Bey." gözlerini sözlerimi teyit edercesine üzerimde gezdirdi. "Öyle olsun, sen bana sağlam lazımsın." odadan çıktığımda midemin bulandığını hissettim. Sanırım regl günüm yaklaşıyordu.
Kuzey Bey bugün öğleden önce yaptığı birkaç görüşmeden sonra kendini odasına kilitlemişti. Öğle yemeği için dışarı çıkmış ardından geldiğinde yine oradan çıkmamıştı. Camdan karşıya baktığımda bir şeyler çizdiğini fark ettim. Sadece beni arayarak Ömer Bey'le yapacağı sözleşmenin hazır olup olmadığını sormuştu. Ömer Bey ile buluşmasına şu an bir saat vardı. Gideceği yer uzaktı ve İstanbul trafiğini hesaba katarsak şimdiden çıksa iyi olurdu. Telefonumla onun odasını aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM PATRONUM
أدب المراهقين"Demek yeni asistan sensin Hayal Özgüç." diyerek kafasını kaldırdı ve gözlerimizi buluşturdu. Ama bu bir şakaydı değil mi şaka olmalıydı. İnanamıyorum Kuzey Bey, dün markette dil çıkardığım adamdı. İşte şimdi bittim. Bazı yerlerinde gülmekten öleceğ...