2.BÖLÜM

359 103 52
                                    

Evdeki bu parti havası iyice dağıtmıştı kafamı. Bi an herşeyi unutmuştum nerdeyse. Gözlerim Gökhan'ı bulduğunda gülümsedim. Mutluydu. Deli gibi dans ediyodu. Zor günler yaşamıştık ikimizde. Ben 6 yaşımda ailemi kaybetmiştim. Ama o daha şanssızdı. Annesi doğumda ölmüştü. Babası buna sebepte Gökhan'ı görmüş ve onu istememiş. Ben gittiğimde ordakiler beni hep hırpalardı. Kimseyle konuşmazdım. Bi gün yanıma geldi. Elinde 2 tane mandalina var. 'Al birisi senin olsun. Ben hepsini bitiremem' dedi. Gözlerine bakınca gülümsedi. Bende alıp yemiştim. Sonra bep birbirimize kol kanat germiştik herşeyde. O daha alışkındı oraya. Ben sonradan gelmiştim. Onu severlerdi. Ama beni hiç sevmemişlerdi. Şuan karşımda olsalar hepsini döverdim. Ölesiye döverdim hemde. Büyük patronun deyimiyle bedel ödetirdim. Bi türlü çıkamıyoduk işin içinden. O hiç istemiyo bu işlerle uğraşmayı ama artık bulaşmıştık. 2 yıl olmuştu hemde. Ben neysede o hiç alışamamıştı hala. Olsun , ben onu herşeyden korumaya devam edicem. Hayattaki tek varlığım, kardeşim..
Ona kimsenin dokunmasına izin vermiycem. Gerekirse yakarım herşeyi ama onun üzülmesine asla izin veremem. Kolumda bi el hissedince irkildim. Yarı çıplak kız kulağıma eğilip 'artık odaya çıkalım mı' diye sorunca kolunu itip kalktım. Odaya geçip Gökhan'ı tuttuğum gibi mutfağa soktum. Şaşırmıştı. Benimde iyice tadım kaçmıştı artık.

- Sıkıldım ben, dışarı çıkıcam. Sende herkesi gönder , diğer eve geç. Temizlesinler burayı etraf leş gibi oldu. Tamam mıı..?

- Ya Cihangir nereye hem daha çok erken kal biraz daha. Kızlar çok güzel olumm..

- Sıkıldım olum. Bırak beni. Dediğimi unutma. Hoop.."

İyice kendinden geçmişti.. Onun salona gidişini izledikten sonra üstümdekileri değiştirmek için yukarı çıktım. Kıyafetlerim leş gibi kokmuştu. Dolabı açınca şaşırdım. Hiç kıyafet yoktu. Napmışlardı benim kıyafetlerimi bunlar. Sinirle dolabın kapağını  kapatıp Gökhan'ın odasına yöneldim. Gerçi benim boyum ondan uzundu ve  hiç bişeyi bana olmazdı. Tekrar merdivene yönelip evden çıktım. Arabama doğru ilerlerken korumalardan birine seslendim.

- Yarım saate evi boşaltın. Sonra sen Gökhan'ı diğer eve götür. Kalanlarda evi temizlesinler tamam mı?. Uzun bi süre diğer evde kalıcaz ona göre..'

Okul diğer eve daha yakındı ve bu yüzden orda kalıcaktık. Ne kadar sürüceğini bilmiyodum. Planı ne tam olarak onuda anlamamıştım zaten. Cezayı babası ödiycekse kızı ne alakaydı. Bide bu eksikti. Kadınlardan nefret ediyodum. Helede basit ve ucuz olanlarından. Eve yaklaşmıştım. Şu üzerimdekilerden bi an önce kurtulmak istiyorum. Bahçeye girip arabadan indim. Hemen ayağıma dolanan yaramazı eğilip sevmeye başladım. Erkek bi kangalım vardı. Özlemiştim.

- Oğluum. Sen beni özledin mi hee. Yaramaz seni. Ooh gel gel.."

Ellerimi yalamaya başlamıştı hemen.
Kapıya yöneldim oda peşimden geliyodu havlayarak. Sesinden anlaşıldığı gibi özlemişti sahibini. Kapıyı açıp içeriye girdim. Ortalıkta temizlikçiler vardı. Bu evide temizlemeleri iyi olmuş. Gerçi ben ne kadar titizsem Gökhan'da o kadar pisti. İt herif pislik yapmayı seyiyodu. Bi keresinde kek yapmak istiyorum diye mutfağa girip heryeri un yapıp çıkmıştı. Bide 'bu un arızalı ya her yere dağıldı' diye söylenmişti. Aklıma gelince gülümsedim. Ondan başka hiçkimsem yoktu. Ben annemi çok özlemiştim. Ona çok düşkündüm. Babamsa bizi üzmekten başka hiçbişey yapmadı. İşte sinirlenir ve  içerdi. Eve gelip bize bağırırdı. Bi keresinde annemle iş yemeğine diye evden çıkmışlardı. O zamanlar küçüktüm ve bu gibi durumlarda bakıcım ilgilenirdi benimle. Babam yine içmiş. Yemek dönüşü kaza yapmışlar felan. Aklıma gelince kötü olmuştum birden. Güçsüz olmayı hiç sevmem.
Üzerime siyah bi tshirt , altıma siyah kotumu çekip aşağıya indim. Görevlilerden birine seslendim.

- Birazdan Gökhan'ı getiricekler. Büyük ihtimalle sarhoş olur önce ona kahve felan içirin. Ayılsın bi kendine gelsin. Sonrada banyo yapsın. Ama önce ayılmasını sağlayın. Yoksa banyoya girmez. Tamam mı?

- Tamam Cihangir Bey.."

Biraz yürümek istedim. Annem aklıma gelmişti. Onu çok özlemiştim. Saçlarımı koklamayı çok severdi. O benim saçlarımla oynayınca ben mayışır ve uyurdum hemen. O günlere geri dönmek için herşeyi göze alırdım. Gözlerimin yandığını farkedince kaldırıma oturup telefonumu elime aldım. MELEĞİM yazan albüme tıklayıp birazcıkta olsa özlem gidermek istedim ama işe yaramıyodu. Kokusunu mesela hissettirmiyordu fotoğraflar. Ağlamam daha da şiddetlenmişti. Birden nefesim kesildi. Kendimden geçtim. Onu çok özlemiştim ben. İçimdeki yangına engel olamadım. Avazım çıktığı kadar bağırdım.

- ANNEEEEEEEM ! MELEĞİM NERDESİİİİİN. ÇOK ÖZLEDİM BEN SENİ NERDESİN ANNEEEE...

Birazdaha oturup toparlanmaya çalıştım. Kimse görmemeliydi bu halimi. Zayıf noktamı kimse bilmemeliydi. Gözlerimi silerken birden önüme birisi geçti. Gölgesine  bakınca eteğinden  kız olduğunu anladım. Görüş açıma mendil girince kafamı kaldırdım. Bana uzatıyodu.

- Alsana. Gözyaşlarını sil. Bi erkeğe ağlamak yakışmıyo. Hadi al..'

Sinirlenmiştim. Kimdi bu böyle. Beni tanımıyomuydu. Böyle konuşamıycağını bilmiyomuydu. Elimin tersiyle yüzümü silip kalktım. Sokak lambası yüzümüze vuruyordu. Ama ben ağladığım için onu net göremiyodum. Gözlerim buğuluydu.

- Sen kimsin. Beni tanımıyomusun. Benimle böyle konuşabiliceğini kim söyledi sana he..." diye bağırınca irkildi. Elindeki mendili çantasına koyup kafasını kaldırdı.

- Buraya yeni taşındık. Senin kim olduğunu bilmiyorum. Ama bu şekilde karşılık vermene gerek yoktu. Kısaca ' istemiyorum' diyebilirdin.

- Evet diyebilirdim. Ama demedim. Sen hala neden burdasın. Bana bak. Yanlış kişiye bulaşıyosun. Dikkat et.

- Sen kimsin ki bu kadar çok abartın bunu. Sinirlenebiliceğin bişey söyle-

- Başına bişey gelmesini istemiyosan kim olduğumu merak etme. Aksi taktirde çok üzülürsün." deyip yürümeye başladım.

Arkamdan 'kaba' diye söylendi ama duymamazlıktan geldim. Neden mi? Normal şartlarda ona şuan zarar verirdim. Ama o buram buram annem kokuyodu. O aynı annem gibi kokuyodu. O an ordan ayrılmak istemedim ama daha fazla uzatamazdım. Eve doğru yürümeye başladım. Bir an önce uyumalıydım. Az önce annemin kokusunu bi kızda hissetmiştim. Ben şuan kendimde değildim.

  Adımlarımı hızlandırdım. Havanın soğukluğunu hissedince kendime geldim.  Yarın pazardı ve Gökhan'ın okul için hazırlık yapması gerekiyodu. Bi hayali vardı. Üniversiteye gitmek. Ve eline bi şans geçmişti. Bu işler yüzünden lise sonu okuyamamıştı. Bende zaten geç yazılmıştım. İkimizde aynı anda okuldan ayrılmak zorunda kaldık. İkimizinde hiçbişeye ihtiyacı yoktu. Banka hesaplarımıza her ay düzenli para yatıyordu. Evimiz , arabamız, herşeyimiz vardı. Ama Gökhan okulu seviyodu. Derslerimizde iyiydi. Başarılıydık.  Hala aynımıyız bilmiyorum. Ama onun bu sene çok çalışması gerekiyo. Belki kazanırsa onu bu işlerden kurtarabilirdim. Yurt dışına gönderirdim. Kimse rahatsız edemezdi. Patronu bi şekilde ikna ederdim. Üniversiteyi bi kazansında..
Sonunda eve geldiğimde ilk onu sordum.

- Noldu geldiler mi?

- Evet Cihangir bey geldiler. Dediğinizi yaptık. Şuan Gökhan bey uyuyor.'

Cevap vermeden odasına çıktım. Uyuyordu. Hemde horul horul. İt herif. Üzerini örtüp kendi odama geçtim. Üstümdekilerden kurtulup yatağıma yattım. Gözlerimi kapattığım anda karşıma o kız çıktı. Sinirlenmiştim. Neydi bu böyle. Allak bullak olmuştum. Bi daha karşıma çıkmıycaktı bu kız. Ben neden gözlerimi kapattığımda onu görüyordum. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Sonra tekrar yatağıma uzandım. Bi süre düşündükten sonra uykuya dalmıştım. Bu kız bi daha karşıma çıkmamalıydı.

ZÜMRA - İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin