15.BÖLÜM

141 51 117
                                    

Cihangir'in ağzından..

  Zümra'yla olan tartışmamız canımı sıkmıştı. Annem her aklıma geldiğinde içim paramparça oluyordu. Kendimi toparlayamıyordum bi türlü. Ben ona daha doyamamıştım ki..
Hayat çok acımasızdı. Ve bana hiç acımamıştı. Ben daha 6 yaşındayken hem annemi hemde babamı kaybetmiştim. Oysaki bunları yaşamak için çok küçüktüm. Bana acımayan hayata ben hiç acımazdım.
Zümra'yı evine bırakırken tek kelime dahi etmedim. Oda hiç konuşmamıştı. Arabadan da hiç bişey söylemeden indi. O iner inmez bende oradan ayrıldım. Kafamı toparlamam gerekiyordu. Ne istediğime bi türlü karar veremiyordum. Tamam yapıcam diyorum, sonra karşıma öyle bişey çıkıyor ki, nasıl yapıcam diyorum. Bu çaresizlikti. Ve içinde olduğum bu durum feci halde sinirlerimi bozuyordu.

Her zaman ki gibi Çetin'in barına gittim. Bu yarışları düzenleyen arkadaşımın " MİRİ " adında bi barı vardı. Çok bilindik olduğu için herkes burada takılırdı. Bizimde zaten gittiğimiz sınırlı sayıda bar vardı. Ama bizde genelde Miri'de takılırdık. Arabayı, arkadaki özel yerime parkettim. Çetin'den rica etmiştim. Bana ait gizli bi yer yapmasını. Oda yapmıştı saolsun.. Düşmanımız çoktu. Her an bi yerlerden çıkıp mekanı basabiliyorlardı. Bu gibi durumlarda polise yakalanmamak için gizli yerden çıkıyordum. Karanlık oda üyesi olmak aynı zamanda dikkat gerektiriyordu. Piyasadaki herkes bu isim altındaki mafya grubunu bilirdi. Bi kartımız vardı. Simsiyah kare bi kartın üzerinde büyük harflerle ' K.O. '  yazıyordu. Yaptığımız her işte bizim olduğumuz anlaşılsın diye bu kartlardan bırakırdık. Bu mafya grubunu herkes biliyordu.  Ama bi çok kişi  üyelerin kim olduğunu bilmiyordu. Bilenlerde zaten rakiplerimizdi. Onlarda korkularından bizi ihbar edemezlerdi.

Koridordan ilerleyip locama oturdum. Beni gören bi garson hemen içkimi koyup gitti. Öyle hallerimi görmüşlerdi ki, bi tanesi bile benimle konuşmaya cesaret edemiyordu. Bazen eğlenmeye, bazen yıkıp dağıtmaya geliyordum. Çok adam dövmüşlüğüm vardı bu barda. Nerdeyse hepsi benim nasıl birisi olduğumu biliyorlardı.  Ben içkimi yudumlarken  aynı zamanda bi tane garsonu çağırıp ' Locaya kız gelmesin. Sakın!..' dedim. Şuan hiçkimseyle uğraşamazdım. Hele bi sürtükle hiç..
Başını eğip yanımdan ayrıldı.

Şu avukat meselesini bi an önce halletmem gerekiyordu. Ama nasıl yapıcağımı hiç düşünmemiştim. Zümra'yı kendime neredeyse aşık etmiştim. O işin kolay tarafıydı. Peki ya babasını nasıl öldürecektim?. Burak abide annesini istemişti. Kafamı aşağıya eğip saçlarımla oynadım. Allak bullak olmuştum. Yapmaktan başka çarem yoktu. Peki yapıcak mıydım?.
Elbette yapıcaktım. Ve yapmak zorundaydım..
Önce ailesiyle tanışmam gerekiyordu.  Zümra'nın iyice bana bağlanmasını sağlamalıydım. Öyle ki ağzımdan çıkacak 1 kelimeye bakar hale getirmeliydim. Evet belki zamanla olucak bişeydi ama elimi çabuk tutmalıydım. Nerdeyse aşık olmuştu bana. Onunla işim bitmek üzereydi. Ailesiyle tanıştıktan sonra iş kolaydı. Babasını öldürüp videosunu üsttekilere gönderirdim. Annesinide birisine kaçırtıp, Burak abiye verirdim. Bunun üzerinede Gökhan'ın masadan ayrılmasını isterdim. Her ne olursa kabul edicem demişti. Bunu zaten baştan kabul etmişti. İtiraz ederse kadının yerini söylemezdim. Her halukarda kabul edicekti. Bu kadar kolaydı işte. Yapamıycak hiçbişey yoktu. Daha önce yapmadığım bişey değildi. Sonuçta Burak abi kadını öldüremezdi. Aşıktım dedi. Öldürmezdi. Belki zorla evlenirdi. Oda hayatta olmasından iyidir. Bunu yapıcaktım. Şartlar her ne olursa olsun Gökhan için yapıcaktım. Telefonum çalmaya başlayınca toparlandım.

Zümra arıyor...

Açmadım. Merak etmesi daha iyi olurdu. Telefonu kapatıp cebime soktum. Ben bunları düşünürken neredeyse 5 bardak içmiştim. Bardağımda kalan son  yudumuda içtikten sonra tam  kalkıcakken yanıma Doğan geldi. Bu salak benimle uğraşmaya devam ederse yakında canından olucaktı ama haberi yoktu. Bizde hatırlatırdık.. Sorun değildi..
Pişkin pişkin sırıtıp karşıma oturdu. Hemde benim locamda.. Bu çoçuk gerçektende kaşınıyordu.

ZÜMRA - İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin