🍓 BÖLÜM 7 🍓

9.9K 483 343
                                    

Ellerimi kaldırdım gökyüzüne. Ali'yi (Evet, Ali'yi.) son görüşümün üzerinden tam beş gün geçmişti.

Artık parka gitmiyordum akşam. Daha doğrusu gitmiyorduk.

Yani Serkan ve Gökmen gitmiyordu ve beni de bırakmıyorlardı.

Ramazan abiyle aynı ortamda bulunmayı ben de istemiyordum artık ama Ali'yi görmem gerekiyordu bir şekilde. Ve onu sadece akşam parktayken görebiliyordum genelde.

Yıldızları tutmaya çalışıyordum. İyice çıldırmış bir deliye dönüşüyordum. Düşünmek, çok düşünmek ve daha çok düşünmek...

Ali ile aramızdaki şey ne?

Ramazan abi Ali'den neden nefret ediyor?

Levent Ela'yı neden nikah masasında bırakıp gitti?

Annem böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?

Binlerce soru vardı aklımda.

Hepsi hakkında bir teorim vardı ama Levent'i hâlâ anlamıyordum. Ela'nın terk edilirken yüzünde oluşan o sümükümsü ifade gözümün önünden hiç gitmiyordu.

Neyse, konumuz Ali.

Ali...

Onu düşünüyordum sürekli. O kötü akşamdan beri bedenen görmemiştim ama zihnimden bir dakika bile ayrılmıyordu.

Ne hissettiğimi anlıyordum ama nasıl olacağımızı bilmiyordum.

Evet, beni seviyordu o. Bundan da emindim.

Ama, Ali ve ben.

Ali ve ben.

Hadi diyelim biz olduk. Annem, arkadaşlarım, çevrem...

Yıllarca abi dediğim bir adam Ali.

Sıkıntıyla oflayıp kafamı eğdim sokağa. Gökmen'in sesini duyunca ise tam tersi yukarıya kaldırdım kafamı.

Yukarı bakınca, yüzümde bir kayganlık hissettim.

Sıvı, kaygan, akan.

Yüzüme mi tükürmüştü o?

"Gökmen!"

Koşar adım balkondan çıkıp Selime madırın kapısına dayandım.

Kapı açılır açılmaz bir 'hayvan' edasıyla daldım içeri. "Gökmen nerede acaba? Öldürmelik bir meselem var da."

Selime madır "Noldu kız ne bu sinir?" diyip mutfağa girdi.

Salonda olmadığına göre odasına kaçmıştı. Atlaya zıplaya daldım odaya.

"Ulan hayvan herif! Öküz herif! Pislik piç. Gökpiç!"

"Yüzünü silseydin bari, midem bulandı."

Yatağında masum bir ifadeyle oturan Gökmen'i pikesiyle beraber aşağı çekmeye çalışıyordum.

"Kızım, ne abarttın ya. Bırak lan donum çıkacak."

Bırakıp yüzüne baktım. Planımı kurmuştum ve bunun için önce sabit durması gerekiyordu. O da toparlanıp bana bakınca aniden yüzüne tükürdüm ve evden kaçtım.

"Ulan hayvan! Görürsün kızım sen!"

Hiç umursamadan girdim evime.

Bir süre sonra sıkıntıdan ve sıcaktan ölecek duruma gelince kitabımı alıp klimalı odaya geçtim.

"Bilge, git gazoz al da gel."

"Anne sen git, kitap okuyorum."

"Yavrum git al gel çıkamam şimdi ben."

DÜNYA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin