Ali ile konuştuktan sonra direkt eve gidip yatağıma atmıştım kendimi. Önce biraz düşünmüştüm tabii.
Yani biraz derken, yaklaşık 3 saat kadar.
Annem uyandıktan sonra ise huzurlu bir uykuya dalmıştım. Annem bu hâlime anlam veremeyerek her dakika uyandırmaya çalışsa da uzun süre uyuyup, uykumu iyice almıştım.
Uyandığımda saat 20.00'ydi. Yemek yiyip pijamalarımı değiştirdikten sonra Gökmen'e çıktım.
Her zamanki gibi Serkan hayvanı da buradaydı.
"Akşamınız hayırlara vesile olmasın inşallah sayın herifler."
"Sağ ol bacım gel otur."
Serkan'ın yanındaki tekli koltuğa kendimi atıp yayıldım.
"Şşt kız, hayırdır sen niye uyudun akşama kadar?"
Abartılı şüpheci kişiliğe sahip olan sevgili arkadaşım Gökmen'in sorgusunun azabından kaçmak için ona el hareketi çekip mutfağa girdim. Selime madır neredeydi yahu? Meyve falan hazırlardı.
Kendim hazırlamaya üşendiğim için tekrar girdim odaya. Neyse ki bir dizi hakkında konuşmaya dalmışlardı.
Oldum olası dizi izlemezdim. Bu bir eksiklik mi avantaj mı bilmiyordum açıkçası.
Dizi alerjisi gibi bir şey vardı bende.
"Oğlum ben dedim sana mal herif!"
"Kız Gökoş, Selime madır nerede?"
Gökmen, kafasını televizyondan çevirmeden cevapladı beni.
"Cemile madırla komşuya mı ne gideceklerdi."
"Annemi niye çağırmadılar lan? Annem dışlanıyor mu yoksa? Aşk olsun madırlara da!"
Beni takmadılar ve çok heyecanlı (!) dizilerine devam ettiler.
Balkona çıkıp sokağı izlemeye başladım. Sokakta birkaç genç ve top oynayan iki çocuk vardı. Karneler yeni alındığından, anne babalar katı kurallar koymuştu kötü karne getiren çocuklara. Her sene böyle oluyordu zaten.
Yaz tatilinin ilk zamanları sokak boş oluyordu ama sonra anne babalar merhamet gösterip izin veriyorlardı çocuklarına.
Sonrası cümbüş!
Derin bir nefes çektim içime. Ali'yi görmek istiyordum.
Şimdi bana "Azdın mı kız?" falan demeyin. Özlüyordum. Doyamadım ki herife!
Tekrar içeri girip Gökmen'in ayağının ucuna oturdum. Kanepenin yan tarafındaki kumandayı alıp televizyonu kapattım.
"Lan ne yapıyorsun mal?"
"Bir şey anlatacağım size."
Serkan oralı olmayıp kumandayı almak için üzerime doğru yürüdü.
"Ya önemli bir şey."
Serkan "Kızım yine Ali abiyi sayıklayacaksan siktir git. Hayal kurma boşuna. Adamın peşinde ilik gibi kızlar var sana mı bakacak?" dedi.
Ayağına tekme attım. "Sen öyle san canım. Baktı bile!"
Gıcık bir şekilde gülümsedim.
Serkan yerine oturup yüzüme aval aval bakmaya başladı.
"Ne? Harbi mi?"
Gökmen'e kafamı çevirdim.
"Şimdi size en başından anlatacağım ama sözümü kesmek yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA MAHALLESİ
Teen FictionNOT: Bu çalışma, sıradan bir mahalle hikayesidir. Camlarda, dedikodu bulmak için çırpınan teyzeler, Kahvehanede, hiç aralıksız mahalle geyiği döndüren amcalar, Tonton nineler ve dedeler, Kardeş gibi büyüyen gençler ve çocuklar... Ve tabii olmazsa ol...