Yorucu akşamın sonunda kendimi odama atıp uzun zamandır ilgilenmediğim şeylerle vakit geçirdim. İzlemeyi ertelediğim birkaç belgeseli izledim, daha sonra birkaç makale okudum.
Uykum gelince alarmımı kurup yattım. Sabah Ali ile buluşacaktık.
Ali ile...
¤¤¤¤
Gözlerimi kısık sesli alarm ile açtım. Normalde uyanmayacağım bir yükseklikte olan bu ses, beni yataktan kaldırıp çivi gibi ayağa dikmişti. İşime gelince kalkabiliyordum demek ki.
Elimi yüzümü yıkayıp giyindim. Dün sabahtan ders çıkararak, ince bir kapüşonluyu da geçirdim üstüme.
Anahtarımı alıp sessizce çıktım evden. 05.00 olmasına yaklaşık 10 dakika vardı. Parka girdiğimde Ali'yi görememiştim. Dün oturduğumuz çardağa oturup beklemeye başladım.
Gözlerim kapanmakla kapanmamak arasındaydı ama sert ve soğuk esen rüzgar uyumama engel oluyordu. Önce telefonumla ilgilendim biraz. Ali'yi arasam mı diye düşünürken telefonum çaldı.
O arıyordu.
"Alo?"
"Bilge. Gelemeyeceğim bu sabah. Eve git. Dışarı çıkma bugün."
"Neden? Neden gelemiyorsun? Ve neden çıkmayayım?"
"Sen dinle beni. Hemen eve git. Eve gidince de ara mutlaka, haber ver bana."
Ben cevap veremeden telefonu yüzüme kapattı.
Nefes nefeseydi konuşurken. Bir şey mi olmuştu acaba?
Ramazan abi ile alakalı bir şey.
Yüreğim hızlı hızlı çarparken Sinan abiyi aradım.
"Alo, Sinan abi."
"He?" dedi uykulu sesiyle.
"Özür dilerim uyandırdım. Şey, hiç, yok bir şey. Görüşürüz."
Telefonla kafama birkaç kez vurup kendi kendimi mıncıklamaya başladım.
Ben dünyanın en salak insanıydım. Evet en salak insanı!
Sabahın köründe Sinan abiyi arayıp Ali'yi sormayı mı düşünmüştüm cidden?
Cidden yapmış mıydım bunu?
Âni akıl kaybımla yapmış olduğum bu hareketi yok sayıp, çardaktan kalktım.
Adımımı atacakken bir el kolumu kavradı.
Ramazan abi.
"Ne yapıyorsun Ramazan abi?"
"Yürü, benimle geliyorsun."
Kolumu ondan kurtarmak için çabalıyordum ama beni sürüklemesini engellemem imkansız gibiydi.
Bağırdım.
"Ya bırak be! Ne yapıyorsun sen bırak kolumu!"
Durup, çenemi aldı koca avuçlarının içine.
"Eğer biraz daha bağırırsan seni tüm mahalleye rezil ederim. Kes sesini."
Elini zorla yüzümden çekip, beni sürüklemesine izin verdim. Bana bir şey yapmayacağını biliyordum ama nereye gittiğimizi bilmediğim için korkuyordum.
O sırada telefonum çaldı. Hızla açıp konuşmaya başladım.
"Alo! Ali! Yard-"
Ramazan abi telefonu elimden çekip kendi kulağına götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA MAHALLESİ
Teen FictionNOT: Bu çalışma, sıradan bir mahalle hikayesidir. Camlarda, dedikodu bulmak için çırpınan teyzeler, Kahvehanede, hiç aralıksız mahalle geyiği döndüren amcalar, Tonton nineler ve dedeler, Kardeş gibi büyüyen gençler ve çocuklar... Ve tabii olmazsa ol...