🍉 BÖLÜM 2 🍉

15.8K 690 123
                                    

"Ee, sonra?"

"Sonra tabii daldık kızım. Ağzını yüzünü dümdük ettik."

"İyi yapmışsınız Sinan abi. Şiddete karşıyım ama ben bile döverdim o durumda." dedim.

Sinan abi son çekirdeğini de çitledikten sonra ayağa kalktı. "Karşıyım falan deme, sana da öğreteceğiz dayak atmayı."

"Niyeymiş?"

"Arka mahallenin kızları canavar gibi valla. Sizin de dişli olmanız lazım artık."

Sırasıyla Gökçen'e, Sultan'a, Damla'ya ve Derya'ya baktım.

Bunlardan 'dişli' falan olmazdı. Yani saç baş girseler belki ama tekme tokat dövmek hiç onlara göre değildi.

Gökçen de aynı şeyi söyledi Sinan abiye.

"Biz mi? Damla daha karıncadan korkuyor, ne kavgası?"

"Sanki sen çok yüreklisin de! Bana diyene bak!"

Damla ile trip seansımıza hoş geldiniz sayın seyirciler.

En çok tahammül edene tamı tamına bir milyon ödül.

"Ay Damla ne olur başlama."

"Hadi bebekler ben kaçar. Dikkat edin kendinize."

"Akşam gelecek misin Sinan abi?"

"Gelirim."

"Görüşürüz o zaman."

Elini sallayıp caddeye doğru yürümeye başladı.

Sinan abi akşamüstü paydosunu bizimle çekirdek çitleyerek feda edecek kadar mükemmel bir adamdı! Ve öyle eğlenceli, öyle tatlıydı ki mahallede onu sevmeyen tek insan yoktu.

Huysuz Hamiyet Teyze bile sesini hiç çıkarmazdı ona.

"Kızlar car car car, yeter başımı ağrıttınız. Gidin kendi kapınızda çene çalın! Aaa!"

İyi insan da lafının üzerine gelirmiş.

Kalkıp Gökçen'in evine doğru yürürken annemin ince sesi tırmaladı kulağımı.

Kaç kez dedim şu kadına, balkondan çağırma beni diye. Telefon boşuna mı var canım?

"Kız Bilge! Çık kız eve. Odanı topla tüm mahalleye rezil etmeyeyim seni. Canım çıktı ev çitilemekten. Çabuk!"

Bizim kızlar buna alışık olduğundan kıkırdayıp geçtiler.

"Ben gideyim o zaman. Akşama görüşürüz."

"Akşama kadar bitirebilirsen görüşürüz aşko."

Sultan'a gıcık bir bakış atıp eve çıktım.

Annem şimdi bir ton söylenecekti. Ve bu sıcak havada annemi çekemeyecektim cidden!

"Anne, hiçbir şey söyleme bak ateşim çıkıyor ben hemen toparlayacağım odamı mis gibi yapacağım tamam mı?"

"Anca-"

"Anne. Toplayacağım dedim ya! Lütfen başlama."

"Kızım ben senin kötülüğün için mi söylüyorum? Üstüme iyilik sağlık."

"Öyle bir şey mi dedim yahu?"

Odama yaklaştıkça gerçekten de başım dönüyordu. Öyle pis kullanıyordum ki odamı, toplamak dünyanın en ağır işi gibi geliyordu.

Önce masamdaki kitapları yerleştirdim tek tek. Yatağımı da düzeltip dolaplarımı boşalttım. İçini temizleyip tekrar yerleştirdim her şeyi. En son halımı çırptım ve yeri süpürüp sildim.

DÜNYA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin