よん • The winged heart and acrid child

900 90 65
                                    

Adem, benim büyük büyük babamsa insanoğlunu müjdeleyen Tanrının götünde fişek patlatayım.

Adem, benim büyük büyük babamsa insanoğlunu müjdeleyen Tanrının götünde fişek patlatayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yaşıtlarına göre çok zayıfsın. Kasların var ama zayıflığından dolayı belli bile olmuyor. Bak şu ekranda ki yakışıklıya. Woaah, kasları kafam kadar." Yuta dişlerini gıcırdatmaya başlarken aynı anda küfürleri de başlamıştı. Götüne zehir fitillediği Tanrının, bizzat ona gönderdiği Melek ile geçirdiği bir haftanın sonunda salonda oturmuş dizi izliyorlardı. Fakat diziyi yalnızca Melek izlerken, Yuta izlemeye çalışıyordu. Çünkü Melek susmuyordu ve bu Yuta'nın sinirlerini sikiyordu.

"Sende, hemcinslerine göre oldukça balık etlisin. Biraz diyet yapmayı düşünmüş müydün ?" Yuta, kıza şirince sırıtmaktan oldukça uzak bir ifade ile bakarken mısır gevreğinden dolu bir kaşık aldı.

Melek donakalmış bir vaziyette Yuta'nın ağzına götürdüğü kaşığa baktı ve anında elindeki yüksek kalori diye bağıran gevreği kenara fırlattı. Balık etli olması imkansızdı. O Baş Melekti. Arzuların kadını, güzelliğin yaradanı olan kadındı.

"Nasıl ya ?" Melek koşturarak ayağa kalkmış Yuta'nın önünde dikilmişti. Yuta milattan önce kalmış televizyonunu görmek için eğilip kalksa da Melek her defasında önüne geçmiş, ona bakması için elektrikle dahi çarpmıştı. "Nasıl balık etliyim ben, Yuta ? Bir daha bak. Öyle bir şey olamaz."

Yuta, sabır dilemek için tam kafasını kaldırırken Tanrı'dan yardım isteyeceğini fark edip anında geri vites yapmıştı.

Sikeyim, kız önümde resmen bana kendini sunuyordu.
Bakma. Bakma.
Yalvarırım dalışa geçmiş olma. Yalvarırım olma.

"Bilmiyorum, yani. Kalçaların baya geniş, göbeğin de var gibi. Hele bacakların..." Yuta, kızı sinir etmek isterken gözleri bacaklarına dalmıştı. Ancak Yuta, kızın üzerinde ki kırmızı çiçekli elbisesinin altında bembeyaz parıldayan bacakları görmesiyle yanında ki yastığı kasıklarına koymuş ve derin bir öksürük vermişti. "Bacakların da kalın. Bu ne böyle ? Bir kadının bacağı böyle mi olurmuş ?"

Melek resmen şoklar içerisindeydi. Ağzını bir açıp kapatıyor, elleriyle kalçalarını sıkıp gerçekten kilo alıp almadığına bakıyordu. Bu çok fazlaydı. O mükemmeliğin tanımı olan kızdı. Nasıl bir insan evladına kötü gözükebilirdi ?

"Bana bak yalan atıyorsan seni keçiye çevirim he." Meleğin tehditine karşın Yuta aniden fırlamıştı.

"Aa, delinin zoruna bak. Neden sana yalan söyleyecekmişim." Mısır gevreğini kenara koyup odasına doğru hızla koştururken Melek'te onunla birlikte geliyordu.

"Takip etmesine ulan beni."

"Ya, Yuta-kun~ Ne olur tekrar bak. Ben mükemmel kadının yaradanı olan kişiyim. Tanrı Havva'yı yaratırken bile bana özenmişti. Nasıl balık etli olabilirim ben Yuta ?" Melek, Yuta ile birlikte odasına girerken çocuk ağzı açık bir şekilde onu izliyordu.

Takane no hana | YutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin