じゅうなな • The wrath of truths

653 63 104
                                    

Karanlıktan korkan ama karanlığa sığınan bir oğlandım.
İmkansız bir aşk için yaşayan adam olmadan, hemen önce.

Sue, o sabah kiraz kokusuyla uyandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sue, o sabah kiraz kokusuyla uyandı. Güçlü kollar belini sarmalıyor, ürpertici nefesler boynunda kayboluyordu.

Kız, hareket etmeye cesaret edemedi. Onun yerine uyandığı odanın eşsiz manzarasını izledi. Güneş sanki onları uyandırmak istemediği için ışıklarını denize vurmuş, ilk sabahlarına günaydın diyordu. Sue, güçlü kollara sarıldı ve arkasında sıcaklık veren geniş göğse sindi.

Göğsüne sinen kızı ve huylandıran saçlarını hisseden Yuta gözlerini açtı. Hayatının en mutlu ve en huzurlu gecesini yaşadığı kızı sımsıkı sarmalamıştı. Sanki içten içe, kaçabileceğini veya farklı kötücül bir gücün kendilerine ziyaret edebileceğini biliyormuş gibi resmen üzerine siper olmuştu.

Yuta iç çekerek, lavanta kokulu saçlara kafasını gömdü. Gece tattığı baldan tatlı tene öpücükler bırakıp, oluşan yeni morlukların üzerinden özür dileyerek geçti.

"Günaydın." dedi Sue. Sesi cıvıl cıvıldı.

"Günaydın." diyerek kırmızı dudaklara bir öpücük bıraktı Yuta. Kız kıkırdadı ve utanarak kendini geriye çekmeye çalıştı.

"Cidden utangaçlık mı, yapacaksın ?" Yuta, sahte bir kızgınlıkla kaşlarını çattı. Sue onun bu hâline sırıtmış, kendini yorganın altına sokmuştu.

"Belki." diyebildi sadece Sue. Yorganın altından sesi boğuk çıkmıştı.

Dün geceyi hatırladı. Masum öpücükle başlayan fakat sonra derinleşen anılarında gezindi. Yuta'nın onu kumsala yatıracak kadar sersemleşmesini, ancak bir zaman sonra onu kucakladığı gibi eve girmelerini ve yatağa atışını hatırladı. Bununla birlikte yanakları iyice kızardı.

Korkuyordu. Aşırı korkuyordu ama Yuta yanındaydı. Kulaklarına adını fısıldarken, daima yanında olacağını ve birlikte savaşacaklarını söylemişti. Yuta tüm gerçekleri, tüm hissettiklerini dün gece ona açmıştı. Sue ise kendini en azından bir kez, tüm acılara değeceğini bildiğinden onu durdurmamıştı.

"Dün gece, sırtımda izler bırakan kıza mı, bakıyorum şuan ?" Yuta, otuz iki diş sırıtırken kız yorganın altından çıktığı gibi Yuta'ya yumruk atmaya kalkıştı. Yuta onu kahkaha atarak durdurdu ve üstüne çıkarak sarmaladı.

Ancak hâlâ çıplaklardı.

İkisi de durdu. Gözbebekleri büyüdü, kalp atışları hızlandı. Küçük bir titreme bedenlerini ele geçirdiğinde kız nefesini dışarıya verdi.

"Okula gitmemiz gerek." dedi Yuta.

"Evet." diyerek onayladı onu kız. "Gitmemiz gerek."

İkisi birbirlerine biraz daha baktı. Ama bu bakışların tehlikeli olmaya başladığını fark edemediler.

Takane no hana | YutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin