にじゅういち • The time to farewell

427 47 33
                                    

Ruhuma işlenen gülüşlerini söktüler.
Doyasıya tutamadığım ellerden koparıp, cehennem şerbetini içirdiler.
Sevgimi benliğime,
yüreğimi bu koca dünyaya
esir düşürdüler.
Şimdi söyle.
Nasıl dayanabilirdim bu acıya ?

Yuta.
Bazen insanlar gider
ve geri gelemez.
Sonları olmadan yalnızlığa,
bir serçenin gözyaşına mahkum olurlar.
Bizim kaçınılmaz sonumuz gibi...
Hiç bitmeyen
Hiç bitmeyecek olan
Sonsuzluğa uzanan bir son.

Özür dilerim Yuta.
Özür dilerim.

Özür dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Skillet - The Last Night
Eurielle - City of The Dead

Yuta

Küçükken hiç konuşmazdım.

Bunun sebebi konuşmayı sevmediğimden değil de, konuşmayı bilmediğimdendi aslında. Ben kendimi savunmazdım. Savunamazdım.
İznim olmazdı bir kere. Daima susturulurdum. Canım acıdığında sesli ağlayacağım diye ödüm kopar, yastıkla yüzümü kapatır öyle çığlık atardım. Yaralarımın üstünü kapatmaz öylece kendi kendine iyileşmesini izlerdim. Zaten kan nasıl durdurulur öğretilmemişti ki bana.

Ne sevgisizliğin acısını hissedebildim ne de, acı kelimesinin gerçekten nasıl hissettirdiğini.

Vicdansız bir dünya da hissizlikle hüküm giymiş çocuktum ben. Şimdi nasıl oluyorda canımdan can koparılıyordu benim ?

Vuruluyordu oysa kemiklerime. Kırılmıyordu hiçbir yerim. Açılmıyordu yaralar, dökülmüyordu kanlar. Ama canım acıyordu benim.
Çok canım yanıyordu.

Ciğerlerime nefes çekemiyordum ben.
Ama ayakta kalabiliyordum.
Gözlerim yanıyordu benim, ruhum alev içinde çığlık atıyordu.
Ama yaşıyordum hala, nasıl ?

Nasıl ?

"Gitmedin." diye sayıkladım evin içine doğru. "Bırakmadın ki beni."

Mutfakta gezindi gözlerim. Renksiz ve soluk dolaplar onun elleriyle çizdiği resimler ile bir tek canlanabiliyordu. "Sue." dedim titrek sesimle "Bak ben geldim. Çık artık ortaya." Bir anda ocağın önünde hızla bana dönen kızı farkettim. Rengarenk üzerine giydiği pijamalarıyla orada duruyor, yaktığı yemeği saklıyordu benden. Yanaklarında utancın getirdiği o belirgin kızarıklarla.

Takane no hana | YutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin