Yapraklar dökülecek, kış kendini gösterecek. Bahar dağların arasından yükseldiğinde yatağımda soğukluk kalacak.
"Yok, bırak. Ben bunu döveceğim."Yuta'nın gövdesine yapışan Sue, iki saniyede bir gelen ataklarına karşı oğlanı ittiriyor, Johnny'e saldırmaması için tehditler ediyordu.
"Ceza alırsın bak. Yapma." Sue haykırarak Yuta'nın kollarına sımsıkı sarıldı ve sakinleştirmek amacıyla yanaklarına öpücükler kondurdu. "Yemin ederim aldırmadım onun dediğine. Ağzının payını da verdim. Bir daha yapmaz, yemin ederim."
"Bir hafta öncede bunu söylemiştin." dedi şoklar içerisinde Yuta. Sue artık pes ederek kafasına bir şaplak attı.
Bu okula gelmek, onun en büyük hatası olmuştu.
Birlikte yeni sabahlarına uyandıklarından bu yana haftalar geçmişti. O günden sonra okulda kendi yalanlarına batmamak için, aralarında ki sorunları çözmeye çalışan iki aşık taklitleri yapıyorlardı.
Durum böyle olunca, Sue'yi Yuta'nın kapmasından korkan akbabalar kıza her gün çıkma teklifleri ediyor, ona yakın olmak için arkadaşlarmış gibi samimi bir şekilde onun yanına geliyorlardı.
Johnny'de bunlardan birisiydi. Yani en azından Yuta böyle düşünüyordu.
Öğle arasına çıkmadan hemen bir önceki derste Johnny, Sue'nin yanına giderek sinemaya gitmeye davet etmeye kalkışmıştı. Ancak Sue, ne kadar reddetse de inadına Yuta'nın onları izlediği bildiği için kıza yanaşmış ve saçları ile oynamaya kalkmıştı. Sue elbette o eli indirmişti. Ancak Johnny'nin çıldırtacak sorularından kaçamamıştı.
'Yuta senin gibi bir kız yerine neden sevgilimi, yani eski sevgilim Seulgi'yi baştan çıkardı ? Bilmem.' diyerek hem Sue'yi hemde Yuta'yı aşağılamaya kalkması öğlen saatine girip, sınıftan öğretmenin çıkmasıyla kavganın başlamasına sebep olmuştu.
Sonra elbette ki her zaman olduğu gibi yaka paça ayrılmışlardı. Sue de, Yuta'nın ceza almaması için sınıftan koşarak çıkmış Yuta'nın gelmesini istediği gizli yerlerinde onu beklemişti.
Ve işte buradaydılar.
"Yuta, Johnny aslında kötü birisi değil sadece seni sevmiyor." Sue bu duruma kıkırdayarak tepki verince Yuta iyice çıldırdı.
"Çocuğun ağzından salya akıyor lan salya. Arkandan bakışını gördün mü, sen hiç ?" Yuta sinirle ayaklarını yere vurmaya başladı.
"Bebeğim, Johnny benim umurumda değil." Sue oğlanın yüzünü tuttup pembe dudaklarına bir öpücük bıraktı. Biraz geri çekildikten sonra da, "Sen varken, hiçbir şey umurumda değil. Peki ya, sen neden böyle hissetmiyorsun ?" Sue kaşlarını çatarak ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takane no hana | Yuta
Fanfic*Takane no hana Bir şeyi veya bir kişiyi çok istemek ancak o kişi veya şeyin çok uzakta ve ulaşılamaz olması. ©limnaia 8 Temmuz 2019 02.14 am.