Küçükken penceremin önünekuş yuva yaptığında acıkıp yumurtalarını kırmıştım. Hayat tarafından düz oturtulup, ters sikilmem belki de bu yüzdendi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yuta, burnundan soluyordu.
Oysa tam yanında itiştirerek taksiye bindirdiği Melek otuz iki diş gülümsüyor, elindeki gofreti ise ağzını yaya yaya yiyordu. Poşetleri Yuta'nın kucağına atarken çok keyifliydi. Kraliçe edasıyla bacak bacak üzerine atarak oturmuş, yolu izliyordu.
"Gofret güzelmiş." Yuta kafasını hafifçe sağına döndürürken kıza sinirle bakıyordu. Bakışlardan tedirgin olan Melek, bir kaç saniye Yuta'ya bakakaldıktan sonra iç çekti. Gofreti istemeyerek böldü ve bir diğer kısmını Yuta'ya doğru uzattı. "Sen de yer misin ?"
Yuta, ona doğru uzatılan küçük hatta küçücük gofret parçasına baktı. Alnına şaplak indirerek önüne döndü. Cidden, nasıl hiç bir şey olmamış gibi davranabilirdi ?
"Gerçekten iflah olmazsın." Kız buna sırıtırken camdan yolu izlemeye başlamıştı. "Sen psikopatsın. Ciddi psikopat hemde."
"Kalbimi kırıyorsun. Yine ne yaptım ?" Ağzına bulaşan çikolataları yalarken Yuta'nın gözü istemeden o tarafa kaymıştı.
Hay, sikeyim ama ya.
İnci gibi dişlerin arasından çıkan pembe dil, kırmızı dudakları ıslatıyor, parmaklarında kalan son çikolataları da emiyordu.
Yuta'nın on yedi senelik iradesi olmasa, şu an kızın ayaklarında yalvaran bir azgın olurdu. Ancak ne var ki, o iradeye sahip olan Yuta, az kalsın bunu zaten yapacaktı.
Sue, Yuta'nın ağzından damlayan salyalara sırıtırken Baş Melek olmanın verdiği hazzı tekrar yaşadı. Yuta'nın kalbi ne derse desin o daima kendisine düşen bir erkek olacaktı.
Yuta, hedefine ulaşmış kızın sinsi gülümsemesini görünce kendine tokat attı. "Dikkatimi bozmaya çalışma. Şu an bir şey tartışıyoruz." Yuta artık kafasını eliyle çevirecek kadar transa girdiğinde kızın sırıtışı genişlemişti.
Eh, azıcık oyundan zarar gelmezdi.
"Seulgi'yi sevdiğini söylüyorsun ama gözün hep bende Yuta. Ne iş ?" Yuta alnına bir şaplak daha indirerek dudaklarını parçaladı. Konuları bu değildi ki. "Neyse sen, dua etmeyi öğren de bana şükran duy. Sayemde karizman kurtuldu."
"Sue ?" Kız, melek olduğunu hatırlamışcasına masum bir şekilde gülümseyerek ona dönmüştü. "Senin yüzünden bir partiye davet edildim. Johnny'nin ev partisine. Bu, ne demek biliyor musun ?"
