さん • The blooming new memories

985 90 44
                                    

Düşünceler sıçılabilir miydi ? Eğer öyleyse sanırım kabız olmuştum.

Yuta, sokağın başında ot çeken çocukların ona tip tip bakmasına umursamadan hurdalığa girdi. Araba çöplerinin arkasındaki ahşap eve bir süre baktı. Burada yaşamaktan nefret ediyordu. Onun küçük başka bir evi olmasına rağmen Yuta burada kalmak zorundaydı. Annesi buradan başka bir yere gidemiyordu. Bu yüzden Yuta, ne olursa olsun çıkabilecek ağır kavgalardan dolayı burada kalmaya mecburdu.

Kendi evinin olduğundan elbette babasının haberi yoktu. Olsaydı sanırım büyük bir bok yerdi. Direk üstüne konarak evi haşat eder, sırf ona ceza olsun diye annesine gözü önünde işkenceler ederdi.

Parayı bir kumardan kazanmıştı. Osaka şehrinin en ıssız kumsallarının sol tarafında kalan kayalık yerdeydi. Küçük iki katlı bir evdi. Balıkçı kulübesine benzese de Yuta oraya aşıktı. Dertlerini sadece bir kaç dakika da olsa unutabiliyordu.

Eve girip yukarıdaki çatı katına çıktı. Kapısını kitleyeyip üzerine tam çıkaracakken yatağından üzerinde uzanan kızı gördü. Korkuyla yerinde zıplarken kız ona gözlerini kısmıştı.

"Terbiyesiz. İnsan bir etrafına bakar." Yuta sinirle gömleğini çıkarıp kızın yüzüne doğru fırlattı. Kız hayret nidası çekip tam Yuta'ya bağıracakken onu, çoktan yanına gelip tehdit etmeye başlayacağı pozisyonda bulmuştu.

"Bana bak cin, melek veya her ne isen. Bir yanda ortaya çıkıp kaybolmaktan vazgeç. İnsanların özel kamusal alanları vardır ve senin bunu ihlal etmeye hakkın yok. Şimdi eğer odadan çıkarsan üzerimi değiştireceğim."

Bir kaç saniye ikisi de birbirine baktı.
Yuta'nın yüzü sinirliydi.
Kızın yüzü ise moron.
Yuta'nın yüzü iyice sinirli bir hâle geldi.
Ama melek moron gibi bakmaya devam etti.

Paranormal varlık olan oydu sonuçta. Yuta değil.

"Yoo, çıkmayacağım." Kız olduğu yerde biraz daha yerleştiğinde hınzırca gülümsüyordu.

"Ulan, tuvalete gittiğimde de benimle mi geleceksin ?" Yuta artık çekik gözlerine rağmen büyük olan göz bebeklerini iyice açarak kıza şaşkınca baktı.

"Ah seni şapşal çocuk. Daha bunun için çok erken değil mi ?" Kız utangaç bir gülümseme ile oğlanın üzerine yastık fırlattığında Yuta şoklar içerisindeydi. "Ama teklif edersen gelirim elbet."

Çapkın bir göz kırpış ve ortadan yok oluş.

Yuta, meleğin dalga geçtiğini anlamıştı.
Ama maalesef, altta ki dostu, işin çok farklı yerlerinde göt atıyordu. Yuta tam dostunun çağrısına cevap verecekken odasının kapısı açıldı. Yerinden fırlayarak arkaya döndü. Gelen melekti.

Kız onun bu kadar korkmasında ki sebebi araken gözleri Yuta'nın vücudunda dolaştı. Önce gömleksiz kalan hafif kaslı vücudu süzdü. Süzerken derin bir yutkunma da beraberinde gelse de alt taraflarda ki, 45 dereceli açıda yeni sahalara yelken açan büyük dalgayı farketti.

Melek parmak uçlarından başlayarak hiç tatmadığı bir his onu ele geçirdiğinde kırmızı bir boyaya batmış gibiydi. Gülse mi, kaçsa mı o da bilemiyordu.

Fakat onun yerine hınzırca gülümsemeye başladı. Madem Kore'de ki oppalarına kavuşamıyordu o da bir Japonları denemeliydi değil mi ?

"Biliyor musun, Yuta? Sanırım seni affettim. Galiba sende..." Yuta hafif bir kızarıkla ona bakarken melek alt tarafını işaret etti. "Sanırım sende beni baya bir affetmişsin. Sen işlerine bak ben aşağıdayım."

Melek hızla bir öpücük atıp kapıyı kapatırken Yuta arkasından tüm gücüyle bağırmıştı. Sanırım onu duymadan yok olmasından korkmuştu.

"Ergenim bir kere, ondan böyle... Hep aynı rutini onun...Senden değil yani..." Yuta söylediklerinden sonra kafasını gardolaba vururken iç çekti. "Ne diyorum ben, amına koyayım ya."

Kız, ona adını fısıldasa ayakta boşalacak kadar güzeldi.
Güzelliğin yanında gelen cazibesi ve tavırları Yuta'yı çoktan kendinden geçirmişti.

Yuta üstüne sarı bir tişört, altına ise gri eşofmanını giymesi elbette birazcık uzun vakit almıştı. Ama işini bitirdiği an meleğin alt katta televizyon izlediğini gördüğünde buna kafa yormadan odasına çıkmış ve boş olan bir defterini masasına çıkarmıştı.

Kalemliğinden siyah bir tükenmez kalem ile küçük defterinin mavi kapağına "Death Notes" yazdığında gerçekten anime gibi bir duruma düştüğünü fark ederek sırıttı. Onun animelik olan bu hayatı Death Note'ın parodisi gibi olsa da bununla da yetinebilirdi.

Daha sonra çizgisiz sarı sayfa başlangıcına büyük harflerle şu başlığı attı ;

Melek Hakkında Alınan Dersler ve Notlar

Ve sonra hayatının rutinini bozacak olan ve ömrünün geri kalanı boyunca bu yeni kurallara uymaya çalışacağı maddeleri yazdı.

#1 Asla ona yalan söylemeye kalkma
#2 Etrafta birisi varken bir daha asla onu dinleme
#3 Ve bir daha asla onun seni ele geçirmesine izin verme.

*YILDIZLI NOT : Götüne hakim ol.

Takane no hana | YutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin